Edebiyat dünyasında transfer dönemi başladı

Transfer sözü bize sadece futbol dünyasını anımsatır. Yıldız oyuncularla ilgili bir eylem olarak geçmiştir gazetelere, özellikle spor sayfalarına.

Benim için 2001 yılının en sevindirici gelişmesi, transferin artık edebiyat, yayın dünyasında kullanılır olmasıydı.

Yıllarca kitaplarını Bilgi Yayınevi'nde çıkaran Attilá İlhan da Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'na transfer oldu, diğer önemli transfer haberi ise Názım Hikmet'in bütün eserlerinin yayın hakkını Yapı Kredi Yayınları'nın almış olmasıydı.

Ahmet Altan'ın İsyan Günlerinde Aşk kitabı 150.000 basıldı ve sattı.

En çok satanlar listesinde diğer yerli ve yabancı yazarların çoğu da 30.000 ile 50.000 rakamına ulaştı.

Emre Kongar'ın Kızlarıma Mektuplar'ı, Hıfzı Topuz'un Gazi ve Fikriye'si de uzun süre listelerde.

Yerli yazarlar kadar yabancı yazarlar da çok satanlar listesindeydi.

* * *

TÜYAP Kitap Fuarı'
na gelen Beigbeder'nin Aşkın Ömrü Üç Yıldır'ı da hálá kitapçı tezgáhlarında ön sıralarda.

Geçenlerde dünya evine giren Rowling'in, çocukları ve küçükleri büyüleyen Harry Potter fırtınası bizde de bütün şiddetiyle esiyor.

Kitap satmıyor sözü, bence geçmiş yılların bir söylemiydi.

Değişik türde kitaplar, yayıncılığımızı da, okurumuzu da çeşitlendirdi.

Okurların birinci tercihi, güncel konular üzerine bilgi veren inceleme, araştırma kitaplarını okumak.

Huntington'un Medeniyetler Savaşı'nın satılmasını, sık sık anılmasını bu gerekçeyle açıklayabilirim.

Yayıncılığı; siyasal, toplumsal olaylar etkiliyor, hiç kuşkusuz okurun seçim konusundaki tavrını da.

Belki ekonomik krizden sonra, okur daha seçici oldu, alabileceği kitap sayısını azalttı.

* * *

AMERİKA'DAKİ
11 Eylül olayından sonra, terör konusundaki kitapların yanı sıra, küreselleşme konusuna yeni yorumlar getiren kitaplar okunmaya başladı.

Harekát başladıktan sonra da, Afganistan'la ilgili anılar, incelemeler okur isteğini hızlandırdı.

11 Eylül Olayı üzerine yazılardan seçmeler kitaplaştırıldı. Fiction'dan nonfiction'a doğru bir kayışı gözlemliyorum.

Bilim kitaplarının dili, her zaman, uzman olmayan okura ağır gelir. Oysa herkesin okuması gereken bilimsel başyapıtlar vardır.

İşte TÜBİTAK'ın popüler kitaplarının, bizim yayıncılığımızda, okur türünde önemli etkisi oldu.

Yeni okur tipi, roman, öykü, şiir, eleştiri dışında, yaşadığı çağ konusunda bilgilenmek istiyor. Haberlerin ötesindeki derinliği kavramak istiyor. Ayrıca hayal gücünden de vazgeçmiyor.

Edebiyat kavramının içine, Fantastik Edebiyat da katıldı. Böylece Tolkien'in Yüzüklerin Efendisi'nin kitabı okur, filmi de seyirci buldu. Aynı Harry Potter gibi.

Eskiden yazarların kitapları birkaç yayınevi arasında dağılırdı. Şimdi Toplu Eserleri, Bütün Kitapları başlığı altında Külliyat yayınlanıyor.

Aziz Nesin'in bütün kitapları bir paket halinde yayınlandı, Názım Hikmet'in bütün eserleri 100. yaşı dolayısıyla toplu olarak yayınlanıyor. Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın, Can Yücel'in bütün kitapları da aynı yayınevinde toplandı ve bir paket halinde okura sunuldu.

Şairler bir antolojiyi çok tartıştılar: Mehmet H.Doğan'ın Yüzyılın Türk Şiiri antolojisini.

Kimilerine göre, seçim antoloji ile bağdaşmayacak kadar kişiseldi, kimilerine göre ise şairlerin hayatı, eserleri üzerine kullanılan üslup nesnellikten uzaktı.

Ya Nobel Edebiyat Ödülü.

V.S. Naipaul'
un kazanması da edebiyatçılar arasında cepheleşmeye sebep oldu.

* * *

VERDİĞİM
bilgiler bir gerçeği gösteriyor, kitaplar satıldı, okundu.
Yazarın Tüm Yazıları