BÜLENT ECEVİT’in tüm şiirleri ‘Bir Şeyler Olacak Yarın’ adıyla Doğan Kitap yayınları arasında çıktı.
Kitabın yayını onuruna birlikte bir öğle yemeği yendi.
Yemekte basımevinden gelen ilk iki kitabı Doğan Kitap’ın Yayın Koordinatörü Zeynep Çağlıyor, Rahşan Ecevit ile Bülent Ecevit’e sundu.
Bir yandan yemek yedim, bir yandan da Ecevit’i soru yağmuruna tutmaktan kendimi alamadım.
Bülent Ecevit hem yeni şiirler yazıyor hem de değişik bir açıdan Osmanlı tarihi yazıyor.
‘Şimdiye kadar’ diyor Bülent Ecevit, ‘Padişahlar, sultanlar yazıldı ama halktan hiç söz edilmedi’.
İşte halkın bakış açısından Osmanlı tarihini Ecevit’in kaleminden okuyacağız.
Ecevit, ‘1985 yılında Hamburg Üniversitesi’nde bir sömestr ders verdim, bu konuyu işledim. O günden bu yana da çalışmalarımı sürdürüyorum’ dedi.
Osmanlı’da dil-din ilişkisinin de kendisini çok ilgilendirdiğini söylüyor. Türk dilinin ezildiği, böylece de halkla devlet arasında ilişkinin zayıfladığı tezini savunuyor.
* * *
ECEVİT’le konuşurken, Türk dilindeki arılaşma girişimleri gündeme geliyor. Geçmişten çok önemli, unutmamamız gereken örnekler veriyor.
Gerçekten de, olası, eşgüdüm kelimeleri kullanılırken, epeyce eleştirildi. Ama dilin arılaşmasında zaferi Ecevit kazandı.
Onunla ne zaman karşılaşsam, Hürriyet Yayınları’ndayken Bhavad Gita çevirisini yayınlama teşebbüsümüz aklıma gelir. Dün, bunu anımsattığımda çeviriye devam edeceğini söyledi.
Karagöz ile Hacivat konusunda söyledikleri, belki, yapacağı çalışmanın bir başka yanına ışık tutuyor:
‘O sadece bir oyun değildi’ diyor Bülent Ecevit,‘Halkın verdiği mesajların iletildiği arenaydı’.
‘Şimdi kendinizi yazmaya adadınız, politika ile sanırım ilgilenmiyorsunuz’ dediğimde hoşuma giden bir yanıt veriyor:
‘Politika bir görevdi, yazmak ise bir zevk.’
Bülent Ecevit’i tanıyanlar, politik çizgisini bilenler, şiirlerini okumuş olanlar, sanırım onun Osmanlı tarihine bakış açısının ne olacağını da tahmin edebilirler.
Söz konusu tarihte ayrıntılı biçimde incelenecek kişinin Midhat Paşa olacağını da kestirebilecekler mi?
Bu seçiminin nedeni olarak da ‘Çünkü’ diyor Ecevit,‘O, Türkiye dışında çok önemli işler yaptı; ama bunları Türkiye’de yapmasına müsaade edilmedi’.