Mevláná ’nın doğumunun 800. yılı 2007. UNESCO tarafından 2007’nin Mevláná Yılı olarak belirlenmesi dolayısıyla Türkiye’de ve bütün dünyada, çeşitli yayınlar ve etkinliklerle kutlanıyor.
Onun en büyük eseri Mesnevi’nin değişik çevirileri yayımlandı, Türkiye’de uluslararası Mevláná Sempozyumu düzenlendi.
Yeni yayımlanan kitaplardan bir seçme sunacağım okurlarıma. Küçük tanıtım notlarıyla da, kitap tercihleri konusunda yardımcı olmaya çalışacağım.
Bizde Mesnevi çevirilerinin en tanınmışı, en bilineni Veled Çelebi İzbudak’ın çevirdiği, Abdülbáki Gölpınarlı’nın gözden geçirdiği basımdır.
Çevirinin başında Abdülbáki Gölpınarlı’nın Önsöz’ü yer alır.
Şefik Can’ın Konularına Göre Mesnevi Tercümesi, sınıflama açısından sanırım bazı okurların tercih sebebi olabilir. Yalın bir dili var.
Mesnevi-i Şerif adıyla Süleyman Nahifi’nin çevirdiği tam metni Ámil Çelebioğlu sadeleştirmiş.
Hiç kuşkusuz bu çeviride, bazen sözlüğe bakma gereği duyuracaktır.
Sekiz cildi yayımlanan, A. Avni Konuk’un tercümesini ve şerhini yaptığı Mesnevi-i Şerif Şerhi, bu konuda ön bilgi sahibi olanların yararlanacağı kaynak bir kitap. Uzmanların, meraklıların, derinlemesine öğrenmek isteyenlerin kitabı. Sözcük dağarcığınızın zengin olması gerekiyor.
Adnan Karaismailoğlu’nun çevirisinin kapağında ve içinde Türkçesi diye yazılı.
Bugünün diliyle yapılmış bir kitap, sözlüğe bakmadan, rahatça okunacak, anlaşılacak.
Derya Örs, Mesnevi’yi özgün dilinden Farsça’dan çevirmiş.
Bugünkü kuşağa tavsiye edilecek çeviriler arasında sayılacak çevirilerden biri.
Mesnevi’yi "nazmen çeviren" Ahmet Metin Şahin’in emeğini, çabasını da özellikle belirtmeliyiz. Meraklısı için ilgi çekici bir çalışma. Şerh yok ama nazımla yazılmış mesnevinin bugünkü Türkçe’ye yine iyi bir nazımla aktarılması kitabın önemli özelliği.
Genç kuşak için bir kitabı salık vermek gerekiyor.
Mevláná Celáleddin Rûmi’nin Bütün Eserlerinden Seçmeler.
Kitapta; Mesnevi, Divan-ı Kebir, Fihı Má Fih, Mecális-i Seb’a, Mektubát’tan seçmeler yer alıyor.
Konuyu daha ilgi çekici kılacak başka kitaplardan da söz etmeliyim.
Özcan Yüksek, Sessizce Dön’de Mevláná’nın İzinde Belh’ten Anadolu’ya iz sürdü.
Sudaki Kitap; Bahaeddin’den oğlu Mevláná’ya Öğütler, O’nun kişiliğini etkileyen öğeleri içermesi bakımından ilgi çekici.
İyi bir şairden Mevláná’nın Rubáileri’ni okumak isterseniz, Asaf Hálet Çelebi’nin kitabını mutlaka okuyun.
Kitabın başındaki giriş önemli.
Mevláná Yılı’nda, bir düşünürü, bir şairi, bir bilgeyi tanımak için başta Mesnevi olmak üzere hem diğer eserlerini, hem de ona dair yapılmış çalışmaları okuyun.
800 yıldır neden okunduğunu, neden ilgisini ve etkisini koruduğunu, o zaman algılayabileceksiniz.
Çevirilerin içinde bugünün diline daha yakın, daha yalın olanları belirttim.
Ancak bazı kavramların, sözcüklerin anlaşılması için belki sözlüğe bakmak gerekecek.
Onu okuduktan sonra, bir düşünürün yaşamasının ve bugüne kalmasının nedenleri arasında, dün söylediğinin bugüne yansıması değil "dünden bugünü görebilmesi"nde aramak gerekir.
Mevláná ile birlikte Mevlevilik de incelenmelidir. Onun için de bu konuda Abdülbáki Gölpınarlı’nın kitaplarını okumayı anımsatalım.
Ben ayrıca, size okuma listesi de sunuyorum.
Yıl nedeniyle, dünya görüşünüzü, özellikle insana bakışınızı renklendirmek için mutlaka onun kitaplarını okuyun.
Mevláná Celáleddin-i Rûmi kimdir
Mevláná, Horasan’ın Belh şehrinde 604’te (1207) doğdu. Babası taçsız padişahlardan Sultanü’l-ulema Muhammed Bahaü’d-din Veled’dir. Mevláná, beş yaşındayken babasıyla Belh’ten ayrılır. Kader kervanı Nişabur’a, Bağdat’a, Mekke’ye, Medine’ye, Şam’a uğrar. Nişabur’da şair Feridüddin Attar, Esrarnámesi’ni Mevláná’ya hediye eder. Şam’da Şeyh-i Ekber Muhyiddin-i Arabi, (ks) "Sübhanallah, bir okyanus, bir denizin arkasından gidiyor" diye hayrette kalır. Malatya, Erzincan taraflarını aşıp Lárende (Karaman)’ye konarlar. Gevher Bánû ile evlenir. Oğlu Sultan Veled burada doğar. Annesi Mü’mine Sultan burada vefat eder. Sultan Alaeddin Keykubat ve çevresinin isteğiyle, "Áşıkların Kábesi" olacak olan Konya’ya göçerler. Bir müddet sonra Sultan’ül-ulema olur.
Mevláná ilk feyzini babasından alır. Tirmizli Seyyid Burhanüddin-i Muhakkik ile kemále erer. Şemsüddin-i Tebrizi ise gerçekten bir güneş olup yanmaya hazır bu çırayı yakıp tutuşturur. Nihayet 672’de (1273) bu ayrılık sona erer ve Mevláná vefat eder. "Mezarı áriflerin gönlünde" záhiren ölü, mánada diri olarak adlandırılır. Mesnevi, Dİvan-ı Kebir, Divan-ı Rubaiyát, Fih-i Máfih, Mecalis-i Seb’a ve Mektubát gibi eserleri arkasında kalanlardır.
Mevláná’yı merak edenlere okuma listesi
Mevláná, Mesnevi. Çev: Veled Çelebi İzbudak, Gözden Geçiren: Abdülbaki Gölpınarlı (6 Cilt), Doğan Kitap
Mevláná, Konularına Göre Açıklamalı Mesnevi Tercümesi, Tercüme ve açıklama: Şefik Can (3 Cilt), Ötüken Neşriyat
Mevláná Celáleddin-i Rûmi, Mesnevi, Farsçadan Çeviren: Doç. Dr. Derya Örs (6 Cilt) Ekim Yayınları
Mevláná, Mesnevi, Türkçesi: Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu (3 Cilt), Akçağ Yayınları
Mevláná, Mesnevi-i Şerif, Mütercim: Süleyman Nahifi, Sadeleştiren: Prof. Dr. ámil Çelebioğlu (Tek Cilt-Tam Metin), Timaş Yayınları
Mevláná Celáleddin-i Rûmi, Mesnevi, Nazmen Tercüme: Ahmet Metin Şahin (3 Cilt), Kaynak Yayınları
Mevláná Celáleddin Rûmi, Mesnevi-i Şerif Şerhi, Tercüme ve Şerh: A. Avni Konuk (12 Cilt) Kitabevi