Paylaş
Çok sevdiğim bir seçme sözü yazmanın tam sırası: 'Her istediğini söyleyen istemediğini işitir.'
Birbirimize ettiğimiz hakaretlerin bir yansıma olduğunu hatırlatan bir cümle.
Türk Tiyatrosu'nun ustalarından rahmetli Muammer Karaca, küfredenlere tek kelime ile cevap verirmiş: Bilmukabele.
Hakaretin zarafetini ara da bul bugünlerde.
Şevki Yılmaz, TBMM'nin maddi manevi her türlü varlığına hakaret eden konuşmasından sonra, TBMM'nin her üyesi bu tek kelimelik telgrafı çekmeliydi: Bilmukabele.
Bu yazıyı Sabri Ergül'ün protesto biçimini hoşgördüğüm için yazmıyorum; Refah Partili milletvekillerinin karşı tarafı dövmek için sarfettiği çabayı gördüğüm, ona tepki duyduğum için yazıyorum.
Söze sözle cevap verme aczinin başladığı yerde, kaba kuvvet ortaya çıkar. Kaba kuvvet, medeniyetin bittiği yerde başlar. Söz, uygarlığın, kaba kuvvet ilkelliğin göstergesidir. Hele silaha sarılmak, benim anlayabileceğim bir tartışma yöntemi değil.
Dün, televizyonlardaki görüntülere baktım da, Deyyûs-u Ekber pankartından sonra, nerdeyse o milletvekilini recm'le cezalandıracaklardı.
Yavaş ve medeni olun beyler! Sizin bir arkadaşınız bu sözü söylediğinde tepkiniz bu kadar şiddetli olmamıştı.
'Bu çatı altında...' diye başlayan bir konuşmacıya rastladığım zaman, o yazıyı okumuyorum, televizyonu karartıyorum.
Bence RTÜK, her kanalda mecburi bir Medeniyet Saati koymalı.
Meclis oturumlarını izleyecek kadar vakte sahip değilim. Günümü daha ekonomik kullanıyorum. Dün belki de ilk kez, bir ferahlama duygusuyla, güvenoylamasını izledim.
Elli yıldır temel atmadan öteye gidilmediği için kavga çıkan, sıradan kooperetif genel kurulunda sandım kendimi.
Sabri Ergül'ü tasvip etmeyebilirsiniz ama bunun cezası dayak mıdır? Şevki Yılmaz'ın gayrımedeni hallerini, arkadaşınız diye hoş görebilirsiniz; ancak, ona hakaret edeni öldürme, kapalı kapıları kırma hakkını size kim verebilir.
Bizzat ihkak-ı hak medeniyetsizliklerin, hukuksuzlukların en feci örneğidir. Dün o yaşandı.
Milletvekilinin arkasından o..... çocuğu diye bağıran birinin medeniyet çizelgesindeki yerini nasıl bulabilirim.
Şaşırdım kaldım, benim uygarlık ıskalamda bu kişilere yer vermem mümkün değil. Onlarla medeniyet kavramını yanayana bulundurmam mümkün değil.
Bence TBMM'den naklen yayınları 18 yaşından küçüklere yasaklamalı.
***
Yalnız bu kaçıp kovalamaca, bir reklam filminin senaryosu olabilir. Baktım Sabri Ergül, bir Renault Laguna arabaya atlayıp son süratle kaçtı.
Firma reklamlarında, bu görüntülerle birlikte şöyle bir cümle kullanabilir:
'TBMM üyesiyseniz, zor anlarda canınızı ancak bu arabayla kurtarabilirsiniz.'
Paylaş