DÜN, Uluslararası Ahmet Hamdi Tanpınar Sempozyumu’nun açılışındaydım.
Sempozyumun adı; Türkiye’de ve Dünyada Tanpınar Zamanı idi. Kısa adı, İTEF (İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali) olan festivalin asıl içeriğini bu sempozyum şekillendiriyordu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fındıklı Yerleşkesi-Oditoryum’da başlayan sempozyum bugün de sürecek. Yazarlarımızın uluslararası sempozyumda değerlendirilmesi, Türk edebiyatının dünyaya açılması yönünden gerekli, işlevsel bir girişim. Ayrıca Prof. Dr. Abdullah Uçman-Doç. Dr. Handan İnci’nin hazırladığı Ahmet Hamdi Tanpınar kitabı da yakında yayımlanacak. Handan İnci, açılışta sempozyumun açılış serüvenini anlattı. Bir yıl boyunca verilen emekten söz etti. Gerçekten de uluslararası sempozyumların hazırlanışının zorluğunu bilirim. Ama bu sempozyumdan Tanpınar’ı okuyacak genç kuşakların fazlasıyla yararlanacağı kanısındayım. * * * TANPINAR’ın arzuladığı bir dergi basılmıştı. Oditoryum’un girişinde duvarlara asılan, daha önce hiçbir yerde görmediğimiz fotoğraflar ayrı bir görsel emeğin ürünüydü. Bu şık dergiciğin kapağını tanıtayım önce. “Kendi fikirlerim, kendi görüşüm, kendi şiirlerim. Adı: DÜNYAM.” MSGSÜ Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından, 1-2 Kasım 2010/Uluslararası Ahmet Hamdi Tanpınar Sempozyumu için hazırlanmış bu kitapçık. Tanpınar’ın Günlük’ün 266-302 sayfalarında bu dergi çıkarma ile ilgili yazısı kapakta yer alıyor: “... Gün geçtikçe bir mecmua çıkartmak ihtiyacı beliriyor: Aylık bir mecmua. Her gün bir mevzu üzerinde bir yazı. Kitap dahil olsa günlük yazılardan müteşekkil, mânalı, planlı bir fıkralar kitabı yahut etüdler. Kendi fikirlerim, kendi görüşüm, kendi şiirlerim. Adı: Dünyam. Bayram ertesi çıkartma şartlarını arayacağım. 32 sayfa. Başkalarından ancak, şiir, müstakil etüd ve hikâye, yahut da benim seçeceğim tercüme alınabilir. Baş tarafta benim bir yazım. Ayın akisleri yine benim. 32 yahut 48 sayfa. İhtiyarlamamak ve ölmemek için tutunabileceğim tek çare. (...) İcabında cemiyet hayatının dışında reaksiyoner denebilecek bir mecmua. Resim tenkidi var; fakat eski resmin etüdü de var. (...) Şu mecmua işi. Bir mecmua ne kadar işime yarayabilir! Fakat çıkarmak için sermaye... Adam, ekip. Böyle bir mecmuadan neler yapılmaz. Yirmi iki yaşımın prensipleri etrafımda çalkanıp gidiyor.” Kapaktaki bu yazının altında Handan İnci’nin açıklama notu var: “Tabii bu dergi hiç çıkmadı. Tanpınar son günlerini yaşadığını bilmeden, ‘Ölmemek için tek çarem’ diyordu projesine. Diri kalmak, üretmek, tutunmak, ‘kullanamadığı bu kadar kelime varken’ kalemi bırakıp gitmemek çabası... Günlüğünde bu cümlelerle karşılaştığımda Tanpınar’ın elinden çıkmış bir dergiyi okuma fırsatını kaçırdığımıza üzülmüştüm. Bu sempozyumu düzenlerken, en azından seçtiği adı taşıyan bir dergi ile sona selam göndermek istedik... Dergisini ‘kendi fikirleri, kendi görüşü, kendi şiirleri’ ile çıkarmak istemişti Tanpınar. Geriye bu çerçeveyi tamamlamaktan başka iş kalmıyordu. DÜNYAM başlıklı iyi düşünülmüş dergide, Tanpınar’ın yazılarından seçmeler ve başka yerde görmediğimiz fotoğraflar konulmuş. * * * İNANIYORUM ki, bu sempozyumdan sonra Ahmet Hamdi Tanpınar, daha derinden tanınacak, genç kuşaklar niçin onu okuma gereği olduğunu fark edeceklerdir. Diğer yazarlar için de böyle kapsamlı çalışma yapılmasını dilerim.