Paylaş
O konuşmada yer alan önemli konu başlıklarına değineceğim. İleriki günlerde o görkemli kütüphaneyi dolaşıp ayrıntılı bir yazı yazacağım.
Orada bulunan özel kitapları, çeşitli alanlardaki eserleri yakından incelemenin zevkini yaşayacağım.
Kütüphane hakkında televizyonlardan, gazetelerden bilgi aldınız.
İlk izlenimim şudur ki, böyle bir kütüphane büyük bir ihtiyaçtı.
Cumhurbaşkanı İstanbullular kıskanmasın dedi, doğrusu bir İstanbullu olarak kıskandım ama İstanbul’da büyük bir kütüphane yaptıracağı müjdesini verdiği için şimdilik teselli buldum.
O güne kadar Ankara’nın sevinciyle yaşayacağım.
Cumhurbaşkanı örnekler vererek kültür ve inanç hayatımızın nirengi noktalarını, köşe taşlarını andı.
Andığı adlar yalnız bir kadirbilirlik olarak yorumlanmamalı, kültürümüze gerçekçi, çağdaş bir yaklaşım olarak da değerlendirilmeli.
Genç kuşak şunu bilmeli ki, bugün edindikleri bilgilerin kaynağı, bu kaynağın yaratıcıları onlardı.
Çağrısına bütün yüreğimle katılıyorum.
Ben de kütüphanecilere karşı borçlarımı bir ömür boyu ödeyemem. Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nin hayatımdaki yeri belki de evimden sonra gelir. Üniversiteden çıktıktan sonra Çınaraltı’nda oturur, aramızda tartışır, doğrusunu öğrenmek için kütüphaneye koşardık.
Cumhurbaşkanı, İbnülemin Mahmut Kemal’i, Ali Emiri’yi, İsmail Saib’i konuşmasında andı.
Burada o dönemin Fatih Belediye Bakanı Mustafa Demir’e olan teşekkür borcumu da belirtmeliyim.
Fatih’teki kültür merkezine Eli Emiri adının verilmesi için epey yazı yazdım, belediye başkanına da bir mektup gönderdim.
Belediye başkanı da büyük bir nezaket göstererek kültür merkezine Ali Emiri adını verdi ve açılış konuşmasını da bana yaptırdı. Unutamadığım anılardan biridir.
Yazılardan, televizyondan, Millet Kütüphanesi’nin görkemini gördüm, gerçekten çok mutlu oldum.
Cumhurbaşkanı’nın yaptığı konuşmanın içeriği, bir kültür binasının ardındaki zihniyeti, hedefi dile getirmesi açısından önemliydi.
Kütüphanecilerin hayatlarımızdaki yerlerini, onların biyografilerini okudukça anlarız.
* * *
İSTANBUL Üniversitesi Kütüphanesi Müdürü rahmetli dostumuz Nurettin Kalkandelen’in kitapları nasıl çocuğu gibi koruduğunun, isteyenlere hizmeti ne kadar zevkle yaptığının tanıklığını çok yaşadım.
Onun da babası II. Abdülhamid döneminin Hafız-ıl Kütüp’ü Kalkandelenli Ali Sabri Bey’di. İttihat Terakki mensuplarının Yıldız Kütüphanesi’ne müdahalesini nasıl önlediğini, kütüphaneler tarihini yazanlar bilir. Yıldız’daki birçok bilgi ve belge onun sayesinde bugüne kalmıştır. Sonradan bu malzemenin albümleri yayınlanmıştır.
Yeni kütüphanenin modern anlayışı yansıtması da onun çağdaş bir kütüphane anlayışıyla yapıldığını kanıtlamaktadır.
Artık kütüphaneler ver şu kitabı al şu kitabı anlayışını çoktan terk etmişlerdir.
Aile olarak da onlara sunacak etkinlikler olmalıdır.
Cumhurbaşkanı burada toplantılar yapılacağını söyledi ki, mekânın daha bilinçli kullanılmasının da bir şartıdır.
Günümüzde kısıtlı olarak bir yaşam düşünülemez. Günümüzde ölçü 24 saattir. Millet Kütüphanesi’nin 24 saat açık olması günümüz zamanlama gerçeğinin ta kendisidir. Üstelik ikram da çalışanların birçok ihtiyacının düzenlendiğini göstermektedir.
Kütüphanede şu anda üç sergi gezilebiliyor. Sergilerin olması da burayı uğrak yeri işlevine de kavuşturacaktır.
Sergiler sürekli değişmeli, başka yerlerde görülemeyecek belgeler, fotoğraflar sergilenmelidir.
Kütüphane, şimdilerde bir dilin, bir kültürün mekânı değildir. Filozofun dediği gibi, dünya küçük bir köy olduğuna göre çeşitli dillerdeki kaynakların da burada bulunması, buranın uluslararası bir çalışma alanı olmasını sağlayacaktır.
Türkiye’ye gelen araştırmacılar bu kütüphaneden yararlanacaklardır, elbette Türkiye’de yaşayanlar da başka milletler için buradaki kaynaklardan yararlanacaklardır.
Kütüphanesi olan birçok dostum kitaplarını bağışlayacak yer arayışında bana da sormuşlardır.
Bence bu dostlarım kitaplarını Millet Kütüphanesi’ne bağışlayabilirler. Kütüphaneleri devlet garantisinde yaşayacaktır.
Cumhurbaşkanı’nın yaptığı çağrıya katılmalarını öneririm.
Kütüphane yazımı rakamlarla bitireyim.
*4 milyon basılı kaynak (2 milyon kitap, 2 milyon süreli yayın)
*125 bin metrekare
*5 bin 500 oturma kapasitesi
*201 km raf uzunluğu
*100 farklı ülkeden kitap
*134 farklı dilde kitap.
* * *
BEN DE en kısa sürede kendi kitaplarımı imzalayıp kütüphaneye gideceğim.
Paylaş