Çocuklar soykırımını unutmaz, unutturmaz

NOBEL Edebiyat Ödülü'nü kazanan 72 yaşındaki Macar yazar Imre Kertesz'in ‘‘Kadersizlik’’ini okurken, çocukların soykırım tanıklıklarının başka acı örneklerini yeniden anımsadım.

‘‘Anne Frank'ın Hatıra Defteri’’ndeki çocuksu trajediyi, Roberto Begnini'nin ‘‘Hayat Güzel Olacak’’taki çocuğa babası tarafından gerçeklerin başka türlü gösterilme çabalarını.

Kadersizlik'te sarı yıldızlı babasını kampa gönderişten önceki gece on dört yaşındaki bir çocuğun yalın trajedisi var bu satırlarda:

‘‘Ama bundan sonra ondan bazı ilginç ve şaşırtıcı şeyler öğrendim. Örneğin hayatımın, kaygısız, mutlu çocukluk yılları olarak nitelediği belli bir döneminin bu kederli günle birlikte benim için artık tümüyle sona erdiğini.’’

Kertesz,
laik, söylediğine göre inançsız bir Yahudi, bırakın Avrupa'yı, komünizmin çöküşüne kadar kendi ülkesi Macaristan'da bile fazla tanınmayan bir yazar.

Auschwitz ve Buchenwald çalışma kamplarından kurtulmuş.

19 yaşında gazeteciliğe başlamış, ayrılmış. 1956 Macaristan olaylarından sonra da Gulaş Sosyalizmi'yle bütünleşmemiş.

Yarı otobiyografik üçlemesinden ikisi, ‘‘Kadersizlik’’le ‘‘Doğmayacak Çocuk İçin Dua’’ dilimize çevrildi. ‘‘Fiasco’’ henüz çevrilmedi.

Nobel'den sonra söyledikleri içinde iki cümle çok hoşuma gitti, ödülün büyük onur olduğunu, hayatını ekonomik açıdan daha iyi geçirebileceğini ve sevdiklerine büyük bir ziyafet çekeceğini.

* * *

KADERSİZLİK'te on beş yaşındaki Macar Yahudisi Gyorgy Koves, toplama kamplarını anlatırken, bunun içindeki insani direnci, dayanışmayı ustaca bize iletiyor. İnce alayın ardındaki zulmü daha da güçlü biçimde hissettiriyor:

‘‘Şunu söyleyebilirim: Beklemek sevince yaraşır bir durum değil, sonunda hedefe vardığımızda en azından deneyimim buydu.’’

‘‘Gulaş Sosyalizmi’’
ne uyup kendi kendine sansür uygulamadığı için de 25 yıl süren bir yalnızlık kabuğu içinde yaşadı.

Kertesz'in yaşamı, yazarların siyasal iktidarlar karşısında bağımsız, özgür kalabilmek için ödediği ekonomik ve ruhsal, edebi bedellerin de bir çizelgesidir.

Doğmayacak Çocuk İçin Dua, gerçek bir aydının hesaplaşmasının ürünüdür.

Hayatın felsefesini yaparken, Yahudilik olgusundan, çağın aydın sorumluluğuna kadar geniş bir ıskalada gezinir.

Freud'u, Nietzsche'yi, Canetti'yi, Hofmannstahl'ı, Wittgenstein'ı Macarca'ya çeviren romancının, felsefe konusundaki bilgisi Doğmayacak Çocuk İçin Dua'da bütün kuşatıcılığıyla yansıyor.

İnsanların krematoryumda yakıldığı çalışma kamplarında bile mutluluğun geçici anları vardır:

‘‘Çünkü orada, oradaki bacalarda bile dumanların kesildiği anlarda mutluluğa benzeyen bir şeyler vardı. Belki de asıl bu deneyim benim için unutulmaz kalacak ama herkesin öğrenmek istediği sadece kötü olan, sadece dehşet. Evet, eğer bir daha sorarlarsa, onlara bunu, toplama kampındaki bu mutluluğu anlatmalıyım.

Eğer sorarlarsa. Eğer kendim bile unutmuş olmazsam.’’

* * *

NOBEL kaliteli, hüznü bilen bir yazara verildi. Okuyun.

Kadersizlik, Imre Kertesz, Türkçesi: İlknur İgan, Can Yayınları.

Doğmayacak Çocuk İçin Dua, Imre Kertesz, Türkçesi: Ayşe Selen, Can Yayınları.
Yazarın Tüm Yazıları