TAÇ Vakfı’nın düzenlediği kompozisyon yarışması, çocukların gördüklerini, gözlemlerini yazıya dökme yeteneklerini sergilemesi bakımından ilgimi çekti.
Yarışmayı kazananların ürünleri kitap halinde yayımlandı: Geleceğimiz Gençlere Emanet - Kompozisyon Ödüllendirmesi - Seçmeler 2010. Bu tür yarışmaların yararı olduğuna inanırım. Çocukları yazmaya, gördüklerini kaleme dökmeye sevk eder. Yarışmanın niteliği kitabın girişinde şöyle tanıtılıyor: “TAÇ Vakfı, kurulduğu günden bu yana kurucularının arzuladığı şekilde, Türkiye’nin ve Türk Ulusu’nun ve Anadolu Uygarlığı’nın sanat ve kültür varlıklarını ve mimari doğasını; doğal, tarihsel, kültürel, estetik ve turizm değerlerini ve bu kavramlar içine girecek her çeşit belgesel değerleri korumak, yaşatmak, bu değerlerin geçmişle gelecek arasında kültürel bir bağ dokusu şeklinde devamlılığını sağlamak amacıyla çalışmaktadır. Uzun yıllardır, üzerinde çalıştığımız bu konuların gelecekteki takipçileri hiç şüphesiz bugünün gençleridir. Bu nedenle onların çevrelerini tanımak, yaşam alanları içindeki kültürel ve tarihsel mirasa sahip çıkmak için ilgilerini artırmak amacıyla düzenlenen bu ödüllendirmenin hedefi, daha çok küçük yaşlardan itibaren görmeyi ve gördüklerini ifade etmeyi alışkanlık haline getirebilme isteğidir. Bu yıl ikincisini düzenlediğimiz ödüllendirmeye 56 il ve 561 öğrenci katıldı, bizler onlar arasında kendini ve çevresini en iyi ifade edeni bulmaya çalıştık.” * * * FUNDA ÖZKAN’ın ‘Kız çocukları daha mı çok başarılı?’ yazısında, kişisel bir saptamanın ışığında bu sorunun yanıtını buluyoruz: “Hemcinslerimi kayırıyor değilim ama son bir ayda jürisinde olduğum üç yarışmada da kız çocuklarının duyarlılığının çok daha yüksek olduğunu düşündüm. TAÇ Vakfı’nın Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte düzenlemiş olduğu kompozisyon ödüllendirme projesinde Türkiye’deki tüm ilköğretim okulları 5. sınıf öğrencilerinin şu 2 sorudan birisini cevaplaması istendi: 1. Çevremde hangi anıt eser var ve beni nasıl etkiliyor? 2. Çevremde hangi doğal alan var ve beni nasıl etkiliyor? (...) Pedagoglar daha doğru yorumlayacaktır, kompozisyonları yazan çocuklar arasında kızlar çok daha duyarlıydı. Zaten yarışmaya ilgi gösterenler büyük çoğunlukla kız öğrencilerdi. Milliyet Gazetesi’nin ‘Baba Beni Okula Gönder’ kampanyasıyla başlayan, hükümetin de yürüttüğü kız çocuklarını okullulaştırma çabasının bir kez daha ne kadar anlamlı olduğunu düşündüm.” En başta, Seçilen İlk On Kompozisyon yer alıyor. Alfabetik biçimde her kentten ayrı kompozisyonlar sıralanmış. Acaba, bu kompozisyonlar, öğretmenlere bu çocukların yetenekleri, yazma nitelikleri konusunda bir fikir veriyor mu? Ayrıca bu kompozisyonun ardından başka bir incelemenin, araştırmanın yapılmasını da öneriyorum. Aile çevrelerini, okudukları kitapları öğrenirsek, bu açıdan da bir değerlendirme yapabiliriz. * * * BU yarışmaların, özellikle belli tema üzerinden düzenlenen kompozisyon yarışmalarının önemine inanıyorum.