Çetin Altan'ın 70 yılı

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Büyük uslupçu Çetin Altan'ın 70'inci yaşında iki güzel kitabı yayınlandı.

İshak Reyna'nın hazırladığı Dünyada Bırakılmış Mektuplar ve köşe yazılarının toplandığı Şeytanın Gör Dediği.

Dünyada Bırakılmış Mektuplar; Çetin Altan'ın romanlarından, öykülerinden, portrelerinden, dizi yazılarından seçmeleri içeriyor.

Hayatı bir gustonun filtresinden geçirerek, dil enstrümanını virtüozite derecesinde kullanarak yazılanların, eskimeyen bir ustalık sözünde özetlenebileceğini, bu seçmeler ispatlıyor.

Çetin Altan'ın yazdıkları, kelime sayısını ve düşünceyi sınırlılıktan kurtaran, Türkiye'yi dünya ölçeğinde algılamanın örnekleridir.

Politikadan bireysel yaşamımıza kadar, inceliklerin, güzelliklerin yanısıra, hışırlıklarımızın, hırtlıklarımızın da yazı tarlası, yeşilliğiyle ve verimsizliğiyle onda gözükür.

Onun köşe yazılarını, portrelerini okuduktan sonra hep aynı soruyu sordum:

Biz kimiz?

Sentez kavramını saptırıp, evde başka sokakta başka görünmenin çelişkisini farkedemeyiz. Pijamalı oturmakla, fraklı davetlere katılmanın biribirini yok ettiğini anlamayız.

Bizim yaşama biçimimiz, bir kültürel haymatlos mudur?

En ciddi, hayati meselelerin, ille de ağdalı bir dille anlatılma zorunluluğu olmadığını, kıvrak, günlük bir Türkçenin kalıplarını zorlayarak da ustalık yapılacağını bize gösterdi.

Yirmi-otuz bin köşe yazısı yazan bir yazar acaba bu türe nasıl bakıyor:

‘‘Günlük fıkra ise, haberi düz anlatmak yerine, haberle, oyuncaklı bir anlatımın, bir edebiyatçı ile gazetecinin biçimini aynı potada birleştiren bir türdür.''

***

ÇETİN Altan, güncelin trampleninden başka konulara atlayarak, onun güdüklüğüne boyut kazandırmıştır.

Mukayese riskine asla katlanamayız. Gerçek konumumuzun, yerimizin tesbiti bizim için korkutucu bir işlemdir.

Oysa, Çetin Altan için mukayese önemli ve evrensel bir ölçüttür:

‘‘Kitaplarımın sayısına baktım, otuz sekiz cilt olmuş... Enerjimin büyük parçası ise irili ufaklı yirmi-otuz bin yazıyla gazete sayfalarında kalmış...

İşte toplumsal determinizmin somut bir örneği... Okuma parselinin daha geniş olduğu bir toplumda, elli yıllık bir yazı mesleğinin görüntüsü daha başka bir profil çizebilirdi...

Ama biliyorum ki Marcel Ayme de burada doğsa, yapabileceği fazla bir şey olamazdı.''

Portrelerinde, bir kişinin ekseninde bir kuşağın romanını yazar. Cumhuriyetin, külfeti ile nimeti arasında bocalamış kuşağı.

Çizdiği portrelerden bir cümle, onun doyulmaz lezzetteki sohbetlerinin kendine verdiği hazzı da özetliyor bence :

‘‘...sohbetlerinde konuşmanın lezzetini ve hatta şehvetini çıkarırdı.''

Karpiç'ten Tokatlıyan'a, Meclis'ten mahkemelere uzanan renkli bir ömrün, yazıya yansıtılmış ustalıkları.

İki kitabı da okurken kendinizle ve başkalarıyla alay edebilir, kalemi keskinleştiren zekanın yarattığı gülme krizine tutulabilirsiniz. Bireysel serüvenimizin kara deliklerini, tosladığımız yerlerin hep aynılığını bunlarda bulabilirsiniz.

Dünyayı onun yazı vitrayından seyretmenin ayrıcalığını da yaşayacaksınız.

(Dünyada Bırakılmış Mektuplar, Çetin Altan (Hazırlayan:İshak Reyna),

Şeytanın Gör Dediği, Çetin Altan, Yapı Kredi Yayınları.)

Yazarın Tüm Yazıları