MUZAFFER BUYRUKÇU halkın içinden gelen, edebiyatında da bu etkiyi sürdüren alçakgönüllü bir yazardı. Hazin bir ölümle noktalandı yaşamı.
Buyrukçu (1930), öykülerinde kenar mahalle insanlarını başarıyla anlattı. Gördüğü, bildiği, yakından gözlemlediği insanlardı, o da onlardan biriydi.
Birçok edebiyatçı gibi yazı dünyasına iki şiir kitabıyla girdi.
İlk romanı Gürültülü Birkaç Saat çıktığında Kemal Tahir, ondan bana övgüyle söz etmişti.
1962 Türk Dil Kurumu Ödülü’nü kazanan Bulanık Resimler, Buyrukçu’nun yaşamının ve tanıklıklarının öyküsüdür. Çalışma yaşamının büyük bölümünü memurluk yaparak geçiren Buyrukçu, kitabında insan unsurunu, cinsellik de dahil bütün yönleriyle anlatmıştır.
Behçet Necatigil, Bulanık Resimler için şu yargıya varıyor:
"... eser, küçük bir memur topluluğunda insanın, dış ve iç, türlü sorunlarına eğilen bir gözlemler toplamı oluyor."
Gene Necatigil, diğer bir kitabı Korkunun Parmakları’nı da şöyle değerlendiriyor:
"İstanbul’un kenar mahallelerinden seçtiği kahramanların iç dünyalarını vermeyi ön plana almış olan yazar, olayları soyutlamalarla sislendirmiş, öykülerin ağırlığını bir yaşantı birliği yaratmada toplamıştır."
Özdemir İnce, "Muzaffer Buyrukçu yoğun bakımda" yazısında (Hürriyet, 05.02.2006), Buyrukçu’nun kişiliğini tek cümlede özetliyor:
"Muzaffer’in insanlığında ve yazarlığında hile katkısı yoktur."
* * *
YAZARLAR, eleştirmenler, onun kenar mahalleyi, mahalleliyi, memurları en başarılı biçimde anlattığı konusunda edebi bir oy birliğine varıyorlar.
Buyrukçu’nun ilgi çekici verimlerinden biri de, Günlük’leridir. O türde yazdıklarında hem edebiyatçıların o andaki konuşmalarının, davranışlarının ışığında portrelerini çizmiş, hem de edebiyat sorunlarının arkadaşlar arasındaki tartışma havasını vermiştir .
Türk edebiyatını ve edebiyatçılarını öğrenmek isteyenler, kişisel bir mercekten de olsa, öznel değerlendirmeler toplamı da sayılsa, bilgilendirici bir özellik taşıyan bu kitapları okumalıdırlar.
Seçtiği mekánlar içine kahramanlarını yerleştirerek anlatması, onların bir temel üzerinde şekillenmesini sağlar. Söz gelimi, Akan Sular Şarap Olsa buna örnek gösterilebilir. Çünkü burada mekán "meyhane"dir.
* * *
BUYRUKÇU da artık kitaplarda ve anılarda yaşayacak.