SAPANCA ŞİİR AKŞAMLARI’nda benim dikkatimi çeken ilk özellik, devletin ve yerel yönetimin A’dan Z’ye kendini şiire ve şaire adamasıydı.
Valisinden vali yardımcısına, Adapazarı büyükşehir belediye başkanından Sapanca belediye başkanına, kaymakamına kadar herkes, benim işim değil sözünü hiçbir zaman söylemedi.
Hiyerarşinin merdivenlerinde bizi yormadılar. Ben, işlerin halledilmesinden sonra herkesin kimliğini öğrendim.
Türkiye’de bir zihniyet değişikliğinin göstergesidir bunlar. Herkes etkinliğin güzel geçmesi için, rütbesiz, makamsız, mevkisiz biri gibi hizmet etti.
Dalgalı denizin görüntüsüne ve sesine alışık olanlar, gölün durgunluğunun verdiği huzurda bir başka tat bulurlar. Benim gibi.
Akşam şiir sunumunun yapıldığı açık alan; kaymakamın belirttiğine göre 1200 iskemle alıyormuş. Alanı dolaştığımda pek az boş iskemle gördüm, hepsi doluydu.
Şiirsel bir görüntü, önümde göl, göle yakın bir kürsü ve şiirler okunuyor.
Ben her zaman mekánların insanları etkilediği kanısındayım.
Demek ki Sapancalılar -sanırım buraya civar ilçelerden ve Adapazarı’ndan da gelenler olmuştur- şiir akşamları yapmayı hak ettiler, şairlere karşı mahcup olmadılar.
* * *
KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa İsen bana buraları anlattı, yemyeşilliğini -Oktay Rifat’ı anarak yazmalı- ve peşimizi bırakmayan ıhlamur çiçeklerinin kokusunu. Caddeden, göl kıyısından yukarı baktığınızda bembeyaz çiçekleriyle ıhlamur ağacı kendini belli ediyor.
Nereye giderseniz gidin değişmez rehberiniz Evliya Çelebi’dir. İsen’in aktardığına göre, suyunu, ekmeğini övmüş Çelebi, ardından da insanlarının güzelliğinden söz etmiş. Üçünde de haklı.
Sapanca’ya ilk kez 1960’larda gitmiştim. Doğrusu yeşilinin, bitki örtüsünün zenginliğinin zevkine ve farkına o zaman varamamıştım.
Akşamlar’dan sonra her yıl bir Güldeste hazırlamaları, okunan şiirlere bir kalıcılık kazandırıyor.
Akşam yemeği yediğimiz bahçeye girdiğimde, İlhan Berk’in bir dizesini anımsadım:
‘Sahi siz mi geldiniz saksılarım ışıdı.’
İlhan Berk’e de diğer şairlere de bu dizeyi okuyacaktım.
İlk rastladığım dostlar İlhan Berk, Mustafa Şerif Onaran, Tuğrul Tanyol, Vural Bahadır Bayrıl, Hasan Akay’dı. Genç şairleri, genç araştırmacıları tanıdım.
Türkiye’nin birçok bölgesinde bu tür şiir akşamlarının, günlerinin yapılması, şiirle okuru yakınlaştırır.