DÜNKÜ Hürriyet’te benim en çok dikkatimi çeken haber neydi biliyor musunuz?
Kafanızdan bir an olsun ciddi meseleleri uzaklaştırın, gündelik yaşamınıza şöyle bir göz atın, hemen o haberi bulacaksınız.
"Uzaktan kumanda aletinin mucidi öldü."
1913’te Viyana’da doğan Robert Adler, Amerika’da bir yaşlılar evinde ölmüş. Meslektaşı Eugene Polley ile birlikte, uzaktan kumandayı bulan kişi.
Eşinin söylediğine göre, televizyon seyretmezmiş. Eğer bunu öğrenmeseydim bile, böyle bir mucidin televizyon seyretmediğini tahmin edebilirdim. Seyretseydi nasıl kitap okuyabilirdi, bu icatları yapabilirdi?
Bugün çoğumuzun elinde, elimizin bir uzantısı olarak tuttuğumuz uzaktan kumanda aleti var.
* * *
ALETİN mucidini okuyunca, İvan Aleksandroviç Gonçarov’un (1812-1891) ünlü romanı Oblomov’u anımsadım.
Orta yaşlardaki Oblomov, yaşlı hizmetçisiyle birlikte durağan bir hayat sürer.
Nikita Mikhalkov’un yönettiği, Gonçarov’un romanından alınan I.I. Oblomov’un Hayatından Birkaç Gün filmini de her zaman hatırlıyorum.
Uzaktan kumanda bizleri bu hale getirdi. Kimse eskisi gibi koltuğundan kalkıp televizyon kanalını değiştirmiyor, sesini yükseltip alçaltmıyor.
Zapping’i de yaratan Adler bence. Yerimizden kalkmak zorunda kalsaydık, boyuna kanal değiştirmekten üşenirdik.
Hareketsizliğe gelince, bu da obezite illetini artırıyor.
Birçok kişinin akşam eve geldiğinde ilk sorusu şu: "Kumanda nerede?" Kumandayı ele geçiren, o akşamki tek seçici sayılabilir.
Teknoloji, yaşamı kolaylaştırıyor, denilebilir mi?
Geçenlerde bir müzik dergisinde, uzaktan kumanda üzerine bir yazı çıkmıştı. Yazar bu aletlerin çok komplike hale geldiğini, onu eline aldığında kendini kokpitte sandığını yazmıştı.
Çok doğru, Hürriyet’in 11. katındaki toplantı odasında, görsel ve işitsel bütün donanımlar mevcut. Ancak onları çalıştırabilmeniz için bir uzmana ihtiyaç var. Çünkü 6 tane, evet tam 6 tane uzaktan kumanda aletini nasıl kullanacaksınız?..
Her seferinde ancak bir görevli bu işin üstesinden gelebiliyor.
* * *
HUZUR içinde yatsın. Bizi rahat ettirdi, böylece daha miskinleştik, onun yüzünden televizyon karşısında daha uzun ve anlamsız vakit geçirdik.