Paylaş
45 yıldır kâr amacı gütmeden, 1973 yılından beri çalışmalarını sürdüren vakıf, artık yalnız sınırlarımız içinde değil dünya ölçeğinde varlığını ispatlamıştır.
Yalnız İstanbul’da yaşayanlar değil, Türkiye’nin başka kentlerinde yaşayanlar da ajandalarını vakfın etkinliklerine göre düzenlemektedirler.
Vakfın belirtilmesi gereken bir başka yanı da, sadece festival düzenleyicisi olarak edilgin bir kimlikten etkin bir kimliğe yükselerek, yurtiçinde ve yurtdışında da Türk kültürünün, sanatının tanınmasını sağlamaktadır.
Çalışmalarına İstanbul Festivali ile başlayan İKSV, bugün dört festival, iki bienal ve birçok özel etkinlik gerçekleştiriyor.
İKSV, 15 Mayıs gecesi Nejat Eczacıbaşı Binası’nda sponsorlara, Siyah Lâle sahiplerine ve basına özel bir teşekkür gecesi düzenlendi. Vakfın kültür-sanat yaşamına katkılarını yansıtan özel bir film serisi de hazırlandı, serinin ilk filminde genç kemancı Emre Engin yer aldı.
Vakıf, festival ve bienaller kapsamında bugüne dek aralarında söyleşi, sunum, panel, atölye, sinema dersleri vb bulunan 858 ücretsiz yan etkinlik düzenledi.
İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’nın o gece yaptığı konuşmadan bir bölümü almak isterim yazıma:
“Kırk beş yılda İKSV’nin yaptıklarına baktığımızda, İstanbul’un ve Türkiye’nin kültür-sanat hayatına önemli katkılarda bulunduğumuzu görmek bize büyük bir mutluluk ve gurur veriyor. Çoğu ilk kez İKSV tarafından kullanılan üç yüze yakın farklı mekânda kültür-sanat etkinliği gerçekleştirdik. Festivallerimizde ve Salon İKSV’de yüzlerce sanatçının ilk kez İstanbul izleyicisiyle buluşmasını sağladık. İstanbul Film, Tiyatro, Müzik ve Caz festivalleri, Bienal ve Tasarım Bienali, Filmekimi ve İKSV galalarında binlerce yapıtın ilk gösterimini gerçekleştirdik. İstanbul Tiyatro Festivali’nin ortak yapımcılığını üstlendiği oyunlarla, Fransa’daki Cité des Arts sanat kurumunda 20 yıllığına kiralanan Türkiye Atölyesi’yle, İstanbul Müzik Festivali’nin eser siparişleriyle, İstanbul Bienali ve İstanbul Tasarım Bienali’nde üstlendiğimiz prodüksiyonlarla, sinema, opera, klasik müzik ve çeviri alanında verdiğimiz ödüllerle sanatçıları ve yaratıcı endüstrileri destekledik, kültür-sanat üretiminde etkin rol oynadık.
Yurtdışındaki faaliyetlerimizle Türkiye ve küresel ölçekteki kültür-sanat evreni arasında sürekli bir etkileşim sağlama hedefimize farklı bir boyut ekledik.
Düzenlediği sanat ve mimarlık sergileriyle dünyanın en önemli etkinliklerden biri olan Venedik Bienali’nde Türkiye’ye kalıcı bir mekân kazandırılmasına katkıda bulunduk. Geçtiğimiz yıl ilki düzenlenen Londra Tasarım Bienali’ndeki Türkiye sergisini başarıyla gerçekleştirdik. Kültür politikaları üzerine çalışan bir birim kurarak Türkiye’de bu alanın gelişimine önemli bir ivme kazandırdık.
Bu yolda geleceğe yatırım yapmayı önemsiyor ve gençlerle daha yakın bir ilişki kurabilmeyi arzu ediyoruz. İKSV’nin Öncü Sponsoru Eczacıbaşı Topluluğu’nun desteğiyle bu yıl başlattığı Kültür-Sanat Kart projesi bu yöndeki ilk büyük çalışmamız oldu. Projeye üç hafta içinde 81 ilden 70 bine yakın öğrenci başvurdu. Bu büyük ilgi bize alanda yapılabilecek çok şey olduğunu bir kez daha gösterdi. 18-25 yaş arası öğrencilere yönelik başlattığımız bu projeyi önümüzdeki yıllarda öğretmenleri de kapsayacak şekilde genişletmek istiyoruz.
Kültür-sanatla nefes alan, ilerleyen ve aydınlanan ve bunu bir hak olarak gören bir topluma ve renkli, çoksesli, üretken, uluslararası arenada etkileşime açık ve yarattığı değerlerle adından söz ettiren bir ülkeye ulaşmak yönünde hep birlikte çalışıyoruz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sizleri yanımızda göreceğimizi bilmek, bize büyük bir güven veriyor.”
İKSV’ye nice 45 yıllar diliyorum. Ülkemiz sanatına yaptıkları katkıların giderek artması için de hepimiz desteklemeliyiz.
Paylaş