‘Bir Şenlik’in 30. yılı

BİZDEN, hain bir saldırının alıp götürdüğü sevgili arkadaşım Onat Kutlar’ın bir sözünü tekrarlayarak başlamalıyım yazıma: “Sinema bir şenliktir.”

Bir festivalin 30 yaşına basması, bizim gibi sinematek’i olmayan bir ülke için gerçekten kutlanacak bir başarıdır.
Festivalin bugüne gelmesine emek verenlerin adlarını, bu festivali başından beri izleyenler anımsayacaklardır. Bir İKSV etkinliği olduğu için Nejat Eczacıbaşı’nı ve bir sinema tutkunu olan Şakir Eczacıbaşı’nı mutlaka anmalıyız. Özellikle Şakir Eczacıbaşı ve Onat Kutlar Türkiye’de ilk sinematek’i kurdular.
Bir kuşak, ben de bu kuşağın bir üyesiyim, sinema tarihinin çok önemli filmlerini bu sinematek sayesinde görebildi. Hiç kuşkusuz bunların başında Eisenstein’ın Potyomkin Zırhlısı gelir. Bu sessiz filmi, büyük çevirmen Hasan Âli Ediz’in Rusçadan yaptığı sözlü çevirisi eşliğinde seyretmiştik.
Bu çok yararlı sinematek girişimini bir askeri darbe sona erdirdi. Nice soruşturmalar, nice yargılamalar da bu hizmetin ödülüydü.
* * *
30 YILIN bir bellek muhasebesini çıkardığımızda, binlerce film, yüzlerce yönetmen ve sayısız oyuncu bizim sinema kültürümüzü artırdı.
Bu 30 yıl içinde sinema dünyasının önemli yönetmenleri, oyuncuları ve her kademedeki emekçileri ödüllendirildi, unutulmaya bırakılmadı.
Ben festivallerin bu yanını çok severim. Ayrıca dünya sinemasının başyapıtlarını tanırken dünya sinemasının ünlü adları da bizim sinemamızın seçkin filmlerini tanıdılar. Böylece bu festival aynı zamanda bir sanat alışverişinin de merkezi oldu.
Aradan geçen süre içerisinde, bir zamanların festival izleyicisi kimi isimler, festivalde filmleri gösterilen yönetmenler halini aldılar. Öyle ki, onlar festivalde gördükleri filmler ve takip ettikleri yönetmenler aracılığıyla kendi tarzlarını ortaya koydular.
Bu açıdan baktığımızda da 30. yılını geride bırakan festival, sıradan bir sinema etkinliğinden çok, artık rüştünü ispatlamış bir sinema okulu işlevini de üstlenmiştir.
Bir başka açıdan baktığımızda ise, başta İstanbul’da olmak üzere, Türkiye’nin diğer şehirlerinde gerçekleştirilen film festivalleri için de önayak ve motivasyon kaynağı olmuştur İstanbul Film Festivali.
* * *
FESTİVAL için hazırlanan özel bir kitaptan da söz etmeliyim. 30. İstanbul Film Festivali’nin 30 Yılından 20 Yönetmen adını taşıyan kitap bütün festival izleyicilerinin beğeneceği bir kitap.
Kitabın proje koordinatörlerinden Azize Tan’ın önsözünden bir bölümü yazıma aldım: “Ancak sinemaya ısındırdığı, sinema yapma arzusu uyandırdığı, en yaşlısı ellilerinde, en gençleri ise henüz yirmilerine varmamış, festivalle yetişen ve yetişmeye başlamış izleyici kuşaklarının Türkiye sineması için bir potansiyel olduğunu ve olmaya devam ettiğini söylemek bizi mutlu ediyor. Elinizdeki kitapta, bu binlerce seyirciden sinemayla fiilen uğraşmayı seçmiş yirmi tanesinin, seçtikleri filmler üzerine düşüncelerinin yanı sıra onlarla neredeyse paralel olarak yetişmiş bir eleştirmen kuşağının ve Türk sinemasını bu festival dolayısıyla tanımış yabancı eleştirmenlerin görüşlerini bulacaksınız.”
Kitaptaki yönetmenler ve onları değerlendiren eleştirmenler ise şunlar:
Reha Erdem - Nick James, Nuri Bilge Ceylan - İbrahim Altınsay, Handan İpekçi - Z. Tül Akbal Süalp, Tayfun Pirselimoğlu - Deniz Bayrakdar, Uğur Yücel - Esin Küçüktepepınar, Yeşim Ustaoğlu - Mizgîn Müjde Aslan, Reis Çelik - Sungu Çapan, Semih Kaplanoğlu - Rüdiger Süchsland, Derviş Zaim - Alin Taşçıyan, Serdar Akar - Zeynep Dadak, Zeki Demirkubuz - Fatih Özgüven, Ümit Ünal - Daniela Sannwald, Taylan Biraderler - Engin Ertan, Çağan Irmak - Sevin Okyay, Hüseyin Karabey - Barbara Lorey de Lacharriere, Pelin Esmer - Ayla Kanbur, Kazım Öz - Ayça Çiftçi, Mahmut Fazıl Coşkun - Fırat Yücel, Aslı Özge - Mike Goodridge, Seyfi Teoman - Övgü Gökçe.
Ayrıca kitapta Vecdi Sayar, Atilla Dorsay ve Hülya Uçansu ile yapılmış röportajlar da derkenar olarak yer alıyor.
* * *
FESTİVAL’e nice yıllar, tüm takipçilerine de iyi seyirler diliyorum.
Yazarın Tüm Yazıları