Bir ramazan klasiği

BUGÜN ramazanın ilk günü. Günün mana ve ehemmiyetini yansıtan bir kitabı okumanızı tavsiye edeceğim.

Ahmet Rasim’in Ramazan Sohbetleri’ni...(*)
Bu lezzetli kitabı hazırlayan, büyük kütüphaneci ve birçok kitabından yararlandığım, Muzaffer Gökman.
Ramazan Sohbetleri’nin
bulunuş ve hazırlanış serüvenini, Sunarken’den okuyalım:
“Aylardan beri devam edegelen bu araştırmalarımız sırasında, tek bir konunun insan üzerinde bıraktığı yorgunluk psikolojisi içinde, yeni bir güç kazanmak amacıyla çalışma konusunu kısa bir süre için değiştirmek zorunluluğu duydum.
İşte bu sırada taramakta olduğum Tevhid-i Efkâr gazetesinde üstadın bir ramazan süresince yazdığı ‘sohbetleri’ benim için değişik bir konu olacak, buram buram din, vatan, millet, çalışma, tarih kokan bu yazı serisini, bugünkü kuşağın okuyup anlayabileceği bir duruma getirirken, o kutsal anlamlı yazı serisi içinde dinlenmek ve güçlenmek imkânını da bulabilecektim. (...)
Yıl 1913. Koca Osmanlı İmparatorluğu evvelce birer eyaleti olan dört Balkan devletine, iç idaresindeki düzensizlik yüzünden tarihlerimizde Balkan Savaşı denilen ders alacağımız bir mağlubiyete, hak edilmemiş bir bozguna uğramış. Üstad, otuz günlük ramazan sohbetlerinde; din, vatan ve milleti, eski Osmanlı satvetini, Macar ovalarında at koşturan, Tuna’yı her yıl geçen ecdadımızı dile getirmiş.”
Ahmet Rasim’
i bilmeyen genç okurlar için, Gökman’ın girişinde ayrıntılı bilgi bulabilirsiniz.
Hiç kuşkusuz bu yazı yalnız Ahmet Rasim’le ilgili bir inceleme değil, günün başka yazarlarıyla onun ilişkilerini, öykülerini de bize aktarıyor.

AHMET RASİM’in kendini okutan bir tatlı üslubu vardır.
İçinde bilgi verir, tarihten notlar düşer, anekdotlarını yazar ve sevimli bir edebi bütünlüğe kavuşur.
Ramazan ayında bazı kitaplar, yazılar vardır ki, sadece dinin katı kuralları içinde kalır, elbet bu kitapların da öğrenmede yararı ve işlevi vardır. Ancak ben edebiyatla yoğrulmuş bilgileri severim, ne öğrenirsem onlardan öğrenirim.
Ramazan ayında böyle kitapları okuduğunuzda, uydurma biçimde anılan ramazan programlarından kurtulursunuz, üstelik bir de bir yazı ustasının eserini okumuş olursunuz.
Dilerim ki, yeni kuşaktan bazıları da bu ayda gözlemlerini, notlarını, düşündüklerini, duyduklarını yazsınlar. Bunu bir dindarın notları olarak algıladığımı sanmayın. Kuşaklar arası değişmenin belgesini merak ettiğimden böyle bir öneride bulunuyorum.
Mizahın, gülünç anıların bu yazıları çok okunur kıldığını söylemeye gerek var mı?
Eski konaklar, oruç başına vuranlar, nice ramazan anıları.
Bunları okurken hiç kuşkusuz, ramazanın değişik yıllardaki, dönemlerdeki tarihini de öğrenmiş olacaksınız.
Bazı yazıların başında, neler yazılması, nasıl yazılması gerektiği konusuna da değiniyor.

EN kutsal olan şeyleri, en ciddi meseleleri bile anlatmanın yolunu, yöntemini örnekliyor Ahmet Rasim.

(*) Ramazan Sohbetleri, Ahmet Rasim, Hazırlayan: Muzaffer Gökman, Kapı Yayınları.
Yazarın Tüm Yazıları