Benim mevsimim sonbahar

ACABA kaç kişi yazın bittiğine sevinir?

Bunu bir ruh şölenine dönüştürür?

Haberin Devamı

Sonbahara dair ne kadar şiir varsa belleğimdedir. Unutkanlığımın ele geçiremediği kutsal şiir toprakları.

Sıcağın verdiği rehavet, beyinleri durduran hararet tahammülümü aşar. Yaşamımın termometresinden ruhumun cıvası akıp gider.

İki şiir adeta benim sonbaharı karşılama törenimin ilahileridir.

Arthur Rimbaud’dan bir dize: “Birdenbire sonbahar.”

Bu dizeyi okuduğumda, bir şiir sağanağına yakalanırım. Ne güzel birden bastıran hafif bir serinlik, bir yağmur, bulutların arkasına gizlenen güneş.

Sonbahar üzerine bir yazıda Ülkü Tamer’den dizeler yoksa, yazımın eksikliği beni rahatsız eder:

“Yazın bittiği her yerde söylenir./Böyle kırmızı kalkan görülmemiştir/Ölüleri örten yapraklardan başka./Çünkü sahiden yaz bitmiştir.”

Haberin Devamı

“Yazın bittiği her yerde söylenir” bir padişah fermanı mıdır yoksa Yunan tragedyalarındaki habercinin verdiği bilgi mi?

* * *

BENİM için yaz bitişlerin, sonbahar başlangıçların mevsimidir. Günler kısalıyor, geceler uzuyor çünkü.

Büyük kentlerden uzakta yaz dinginliklerinin sıkıntısından kurtulup, işinize, tiyatrolara, sinemalara, sergilere, kitapçılara koşacaksınız.

Yağmur altındaki yürüyüşlerin tadını çıkaracaksınız. Suyun sesini ne kadar çok severim. Camlardaki sesi. Tevfik Fikret’i anımsatan sesler.

İlle de büyük kentleri mi salık veriyorum size?

Aksine, terk edilmiş yazlık yerlere gidin, kalabalıklardan arınmış güzellikleri görün.

Sait Faik Abasıyanık’ın öykülerindeki ada güzlerini yaşayın.

Sonbaharda doğa nasıldır? Doğrudan yaptığım gözlemlerim çok mu?

Tek tük. Onu yazanlar, tuvale getirenler beni öylesine etkiler ki, sanki aradan ben çekilirim.

Sonbahar günlerinin her saati bir başka imgenin başlatıcısıdır:

Güz Yeli’nde Gülten Akın bunu söylüyor:

“Akşam saatlerinde yorgun dönüşlerde/Ağır ayaklarımıza yüzümüze/İner kavaklardan ince bir güz yeli/İçimiz gün günden kara ezik/Yaşamak daha alımlı çalımlı”.

Ahmet Haşim’in Sonbahar’ı elbet bir hüznü çağrıştırır:

“Gizli bir sesle ağlayan ey bâd!”

Cahit Külebi’nin Sonbahar Geliyor şiirindeki sevecen dizeleri, yalnız şiirinin değil, kişiliğinin de yansıması:

Haberin Devamı

“Sonbahar geliyor serçe/Yuvanı nereye yapacaksın?”

Ali Mümtaz Arolat’ın Sonbahar’ı hüzünlüdür, o baharın matemini anımsatır:

“Mevsimin son demini/Sürüklüyorken rüzgâr/Baharın matemini/Hissedip soluyorlar”.

Hilmi Yavuz’un Eylül’ü, bu ayı, şair çağrışımları ile söylüyor:

“eylül! kırılgan mevsim!/cam hançeri güzün/dağılırdı kalbimde”.

Igor Stravinski’nin İlkbahar Âyini’ni severim, Fazıl Say’dan dinlemeyi de. Ama ben Enis Batur’un Sonbahar Âyini şiirindeki dizelerle sevdiğim mevsimi övmeliyim:

“Tirşe deniz. Tırıs ruzgâr,/Işıkların içinden geçen sabah./Teresa Berganza’nın sesinden”.

Şiir okuyarak karşılayın sonbaharı. Hüzünle neşeyi bir arada yaşar insan bu mevsimde.

Haberin Devamı

The Mystery of Autumn CD’sindeki besteler eşliğinde yazdım.

* * *

BAYRAMINIZI kutlarım. Acılardan, kıyımlardan uzak günler yaşamanız dileğiyle.

Yazarın Tüm Yazıları