Paylaş
Gittiğim yere bütün sevdiğim şeyleri de götürdüğümden, evimden uzaklık bir haftayı geçmez.
Bugün Hürriyet’te, İstanbul’un tadını çıkarma yazısını görünce bu çağrıya herkes katılmalı diye düşündüm.
Yaşadığımız kenti ne kadar tanıyoruz?
Semtimizi biliyor muyuz?
Bugünkü hızlı yaşamda kentimizi, semtimizi ne kadar tanıyoruz? Bu bilinmezliğe mutfak da dahil.
Acaba gittiğiniz yerlerin yazarlarını, sanatçılarını tanıyor musunuz?
Kaç kişi evet diyebilir, anket yapılsa sonuç ne çıkar?
Bodrum’a koşanlara soruyorum; Bodrum’u Bodrum yapan Halikarnas Balıkçısı’nı okudunuz mu?
Oranın ruhunu geçmişini merak etmiyor musunuz? Bodrum’u sadece magazin yazılarından mı takip ediyorsunuz?
Balıkçı’nın kitaplarını okuduktan sonra onunla tanıştım, belediye bir vasıta vermediği için tabutu bir minibüse konuldu, biz de arkasından otomobille onu takip ettik.
Bodrum halkı çoluk çocuğuyla onu karşıladı.
Kaç İstanbul yazarını okudunuz? Tatilde bu eksikliğinizi giderin. Ara Güler’le İstanbul’u dolaştım, şimdi teknoloji gelişti, tarihi mekânların resmini çekin.
Gezi edebiyatı önemli bir türdür.
Kitaplığıma bakarken Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nden seçmeleri okumaya başladım. Benim de seçici kurulunda bulunduğum “100 Temel Eser” listesindeki kitabı Musa Duman hazırlamış.
İlgilendiğim bölüm başlığı:
“Konstantiniyye’nin (İstanbul’un) Kuruluşuyla İlgili Anlatılan Bir Hikâye”
TANIYIP DA UNUTAMADIĞIMIZ TİPLER
MAHMUT YESARİ (1895-1945) sevdiğim bir yazar. Oğluyla da bir süre Altın Kitaplar Yayınevi’nde çalıştım.
Bayram günlerinde zevkle okuyacağınız bir kitap:
“İstanbul’un Antika Tipleri”
Turhan Yıldırım’ın hazırladığı kitap üç bölümden oluşuyor:
1.İstanbul’un Antika Tipleri
2.Konağımıza Girip Çıkanlar
3.Aramızda Yaşayanlar
Kısa tanıtım:
Palavracılar, dolandırıcılar, zamparalar, âlemciler, mirasçılar...
Mahmut Yesari, kıvrak kalemiyle İstanbul’un bu antika tipleri arasında geziniyor.
Her birini ince ince alaya allayıp pullayarak tanıtıyor ve 20. yüzyıl başı İstanbul’unun şehir hayatına dair keyifli bir okuma sunuyor
“(Mahmut Yesari’nin) asıl kıymeti hayatında kavranmış değildir, ölümünden ve nesillerinden sonra değeri artacak ediplerindendir.”
Refik Halid Karay
“Mahmut Yesari, kendisinde ve benzerlerinin şahsında zürriyet kurumaya yüz tutmuş bir bohem neslinin son mümessillerindendir. Mahmut Yesari’nin ölümü, Türk edebiyatını ve gazeteciliğini benzeri az bulunur bir rikkat ve fazilet örneğinden mahrum bıraktı.”
Peyami Safa
(Can Yayınları)
Paylaş