Paylaş
Geçmişe dair belgesel kitapları okuduğunuzda, o dönemin bütün özellikleri ruhunuzu ve bedeninizi sarar, geçmişi yeniden yaşarsınız. Sizde değişenle değişmeyeni karşılaştırma yapma olanağını bulursunuz.
Türkiye gibi siyasal ve toplumsal dalgalanmaların yaşandığı bir ülkede bu tip çalışmalara önem veririm. Çünkü ben hep bugünü dünden görme taraftarıyım.
Derya Bengi’nin yazıp hazırladığı ‘60’lı Yıllarda Türkiye: Sazlı Cazlı Sözlük-Durmadan Dünya Dönüyor’ kitabının sayfalarını çevirirken biyografimin eksik kalan yanlarını tamamlamak için malzeme bulmuş oldum.
Zaaflarımızın çizelgesini çıkarıyor
Kitap, Ajda Pekkan’la başlıyor. Bugün de sesini kulaklarımıza ulaştıran sanatçı 1969’da ne demiş: “Ben müzik hayatını ciddiye almış ve yaşlanana kadar çalışmaya karar vermiş bir sanatçıyım. Bu yüzden mesleğimde başarılı olmak için gerekli her şeyi yaparım.”
Bu tür kitapların birkaç özelliği vardır. O günleri öğrenmek isteyen genç kuşaklar, tarihçiler, belgesel hazırlamak isteyenler, biyografi yazmak isteyenler bu kitaplardan yararlanır. Benim gibi okurlar da; anılarını tazeler, yaptıkları iyi işlerin yanı sıra hatalarını da öğrenirler. Zaaflarımızın çizelgesi de bu sayfalarda ortaya çıkar.
60’lı Yıllarda Türkiye: Sazlı Cazlı Sözlük-Durmadan Dünya Dönüyor Derya Bengi Yapı Kredi Yayınları (5 üzerinden 4 yıldız)
Kitaptan bazı bölümleri özetleyeceğim: Hürriyet’in düzenlediği Altın Mikrofon yarışması Türkiye’ye birçok sanatçı kazandırdı, 1965-1968 yılları arasında.
As Kulüp günlerimiz... Erdem Buri’nin işlettiği kulüpte Ruhi Su da söylerdi. Çünkü birçok yerde söylemesi yasaktı. Timur Selçuk, söz Ümit Yaşar Oğuzcan... 45’lik; ‘Ayrılanlar İçin’. Zamanın dillerden düşmeyen şarkısı.
Zeki Müren’in ‘Bahçevan’ filmiyle başlıyor B sayfası. Bu 16’ncı filmiymiş. Diğer filmlerinin de adı geçiyor.
‘Batı Yakası’nın Hikâyesi’. Bir zamanların en meşhur müzikali... İki grubun çatışması. Gençlik filmi. ‘Bir Kadın Bir Erkek’. Lelouch’un filminin müziği de hâlâ çalınıyor.
Bir zamanların en meşhur şarkısı: ‘Bir ateşim yanarım / Külüm yok, dumanım yok’. Şiirler: Ümit Yaşar Oğuzcan.
Besteler: Avni Anıl. İkisinin bir arada resmi var kitapta; çizen Agop Arad. Üçünü de tanıdım, üçünü de sevgiyle anıyorum.
Yabancı filmler hakkında...
Kitapta birçok kez Zeki Müren’e rastlayacaksınız. Hem şarkılarıyla, hem sahnesiyle, hem filmleriyle...
1965’te ilk Türk balesi ‘Çeşmebaşı’nı Ferit Tüzün bestelemiş. Birçok derginin kapağında bu bale var.
Dalida’nın fotoğrafını görünce Hürriyet’in bir gecesinde şarkı söylemesini hatırlıyorum. Kitapta zamanın önemli yabancı filmleri hakkında da bilgi var.
‘Kwai Köprüsü’ gibi... Metin Erksan’ın filmi ‘Gecelerin Ötesi’. Toplumsal gerçekçiliğin öncüsü olarak övüldü.
James Bond filmleri sevgisini körükleyen ‘Goldfinger’.
O günleri Adamo’suz anmak olmaz. Fecri Ebcioğlu’nun Türkçesinden; ‘Her Yerde Kar Var’.
Zamanın Türk müziği sanatçılarının söylediği Maksim Gazinosu ve eğlence yaşamından notlar...
Almanya şarkılarının başlangıcı sayılabilecek, Yüksel Özkasap’ın söylediği ‘Nasıl Oldu Yolum Düştü Kölüne’.
27 Mayıs hareketinin sesi: ‘Olur mu böyle olur mu?’
Böyle kitapları alıp kitaplığınıza koyacak, zaman zaman açıp okuyacaksınız. Çok iyi bir çalışma.
Paylaş