Arkeolojinin yükselişi ve Nezih Başgelen

Haberin Devamı

GİLA BENMAYOR’un yazılarını dikkatle okurum, yararlanırım da, araştırmacı gazetecilik türünün iyi örnekleridir onun yazıları. Özgün konular bulup çıkarır. Ekonominin sanattaki izdüşümünü de ondan öğrenirim. Hele çok önem verdiğim sponsorluk kurumunun gidişatını da gene o bize açıklar. Gazetecilik gibi bir meslekte çalışıyorsanız, usanmayacaksınız, üşenmeyeceksiniz, zaman zaman muhabirlikle yazarlığı bir potada birleştireceksiniz. Gila Benmayor gibi. Gila Benmayor’un “İş dünyası kazıyor” başlıklı yazısını okuyunca, bu konudaki kitaplardan ve kişilerden söz etme gereği duydum.
Antik kentlerle ilgili kazı sponsorlarının adını onun yazısından alarak bir kez de ben yazayım: Yaşar Holding, Borusan, Eczacıbaşı, Doğuş, Sabancı.
Umut verici bir gelişme, bakalım zaman bunun meyvelerini nasıl olgunlaştıracak...
Her mesleğin, türün, alanın yükselişinde bazı adların yoğun emeği vardır. Hiç kuşkusuz bu adların başında Nezih Başgelen’i saymak gerekir. Onun çıkardığı, Arkeoloji ve Sanat Dergisi, ancak tutkunun sürdüreceği bir çabadır.
Bu dergide arkeoloji üzerine bilimsel yazıların yanı sıra, önemli arkeologlar, kazılar hakkında da bilgi verilir. Derginin ilk çıkışının serüvenini, TRT’deki Açık Şehir programında anlattı. Meraklısına programı salık veririm.
İlk sayısını nereye götürdüyse destek bulmamış. Bu ilgisizliğe devletin tavrı da dahil. Yalnızca Çelik Gülersoy, belli sayıda dergi alarak yaşaması için ilk desteği vermiş. Bugün ise alanının önemli, okunan, sayılan bir yayını.
Yaz tatilinde gezi programınıza antik kentleri katmanızı salık veririm. Dünden bugüne çekilen tarih çizgisi içinde, oraların önemini görmeden, okumadan anlamak mümkün değil. Tur rehberlerinin de bu konuda öncü olmalarının gerektiği kanısındayım.


* * *

Haberin Devamı


BAZI kitaplar bir alanın önemi üzerine aydınlatıcı bilgi verirler, Nezih Başgelen’in “Toprağın Altından Kâğıdın Üzerine” kitabı arkeoloji incelemelerini, sunularını toplayan bir çalışma. Kitaptaki yazıları okuduğunuzda; arkeoloji, sanat yayıncılığı, dergicilik konusunda önemli bilgiler edinir, aynı zamanda bu üç alanın da ne kadar zorlu alanlar olduğunu görürsünüz. Hele üçünü birden gerçekleştirmenin zorluğunu tahmin edemezsiniz...
Özellikle Mehmet Özdoğan, Vedat Çelgin ve Nezih Başgelen’in kaleme aldıkları yazılar, konuya tüm yönleriyle yaklaşıyorlar.
Derginin ilk sayısının 1978’de çıktığını, bugüne kadar da yaşadığını, yaşatıldığını takdirle belirtmek gerek.
Yayınevinin iki yeni kitabını da tanıtayım:
Binnur Çelebi’nin, “Toprak Altındaki Kadının Sessiz Çığlığı” - Eski Çağda Kadın kitabı. Kadına tarih içinden bakmanızı sağlayacak bir çalışma.
Tayfun Akkaya’nın “Akademik ve Disiplinlerarası Yeni Sanat Eleştirisi Kuramı” ise bütün bir sanat eleştirisi tarihini irdeliyor.
Kitabın başındaki ithaf yazısını da, terörün bizden aldığı aziz dostumuz Bedrettin Cömert’in anısına sevgiyle yazıma alıyorum:
“Bu kitabımı, 1978 yılında 38 yaşındayken teröre kurban verdiğimiz değerli meslektaşım, bilim adamı, sanat tarihçi, eleştirmen, düşünür, yazar ve bilhassa kuramsal çalışmalara verdiği önemle sanat yazınında ülkemizin önünde yeni bir yol açmaya çalışan Sayın Bedrettin Cömert’in aziz hatırasına ve onunu bayrağını bıraktığı yerden alarak, sanat tarihinde ve eleştirisinde kuramsal boyuta heyecan, azim ve kararlılık içinde yönelenlere ve yöneleceklere ithaf ederim.”


* * *

Haberin Devamı


YAZ tatilinizi renklendirin, dinlenin, bilgilenin.

Yazarın Tüm Yazıları