Paylaş
Onun fotoğrafları üzerine kuramsal bir çalışma diye niteleyebileceğim bu diyalog, sanatın değişik türleri içinde onun fotoğraflarının değerlendirmesini de içeriyor.
Ara Güler’le birlikte epey oturmuşlar, onun konuşmalarından bazı notlar çıkarmışlar, gözlemlerini kâğıda dökmüşler. Böylece onun düşüncelerinden, sanatı ve genel olarak fotoğraf üzerine konuşmalarından da yararlanıp, konuşmalarda onun varlığını da sezdirmişler.
Kitabın başındaki iki giriş bölümünü okursanız, kitabın seyri konusunda aşağı yukarı bir düşünce sahibi olursunuz: “Ara Güler bütün insanların gölgesidir. Ona ‘Merhaba’ demek bütün insanların koluna girmek, bütün mekânlarda piyasa yapmaktır. Bütün şapkaları giymek, bütün pantolonları çekivermek...
Fotoğraf çekmek de Ara Güler’in insanlara ve nesnelere hakkını helal etme biçimidir.”
H(ulki) A(ktunç).
“Ara Güler’in çektiği nesnelerin de bir bakışı var. Bize bakmaktadır onlar. Bir vapur, durduğu ya da gittiği yerden bakar bize.
Ara, bunu yakalamayı biliyor. Fotoğraflarından duyduğumuz heyecan işte buna dayanıyor.”
S(emra) A(ktunç)
AYAR YAPIYORUM
Sanatı üzerine genel yazı, onun sanatına da fotoğraf sanatına da bir özgün bakış. Çünkü bu konuşma, Ara’yı eksen alsa da sanat disiplinleri üzerine bir çeşitleme niteliğine varıyor.
Ara Güler, fotoğraflarla dünyayı nasıl algılamışsa, Semra Aktunç ile Hulki Aktunç da bütün bilgi birikiminin doğrultusunda sanatçıyı algılıyorlar.
İç içe iki algı çalışması. Dünya sanatçılarını çektiği fotoğraflar Aktunçlara geniş olanak tanıyor. O sanatçıları bildiklerinden, Ara’nın objektifinden nasıl yansıdığını irdeleyerek, fotoğrafa ve sanatçı portresini birlikte düşünmemizi sağlıyorlar.
Ara Güler’in fotoğraf çekimlerinden anılar, kitaba ayrı bir lezzet katmış. Sözgelimi en beğendiğimi size nakledeyim: “1955’te, Beyoğlu’nda bir evin üst kat balkonundan koca bir piyanoyu aşağı atmaya uğraşıyorlar. 6-7 Eylül günleri. Ara bağırıyor: ‘Durun, atmayın! Ayar yapıyorum’. Hemen sonra tekrar bağırıyor, buyurucu bir ses tonuyla: ‘Tamam atın şimdi…”
Kitabın bir başka özgün bölümü, Aktunçların her fotoğrafı bir inceleme süzgecinden geçiren bölümü, tek tek fotoğraflar üzerine saptamaları fotoğrafların nasıl okunacağına dair örnek bir çalışma.
Fotoğrafı okumak, farklı yönlerden okumak için girilmiş bir yol günlüğü. Aslında üçlü bir oturum, üç virtüozun bir araya geldiği bir trio. Biri fotoğrafını ortaya koyuyor, diğerleri sırayla kalem oynatıyorlar her fotoğrafa...
Bunlar sadece herhangi fotoğraf üzerine söylenmiş sözler değil, derinlemesine Ara Güler incelemesi ve fotoğraf sanatı üzerine temrinler toplamı...
BAŞKA TANIK YOK
Örneğin Hulki Aktunç’un tespitini hatırlatmalı: “Ara’nın önemi şurada: Örneğin güzel bir kedi fotoğrafı, güzel bir kedi fotoğrafıdır. Herhangi bir fotoğraf bankasına, arşivine başvurunca binlercesini bulursun, ama 1972 yılında ‘Galata Kalafat İşlerinde Makine ve İşçi Çocuk’ diye ararsan Ara’dan başka tanık bulamazsın.
Peki o fotoğrafta sanat yok mudur?
Hem de benzersiz bir biçimde var. Ressamın elinden çıksa bu kadar olur. Dikeylere, yuvarlaklara baktığında görürsün. Soylu bir insancıdır Ara. Çektiği her şey için, insana, insanın dünyasına tanik olmak içindir. Bir Tarlabaşı sokağını çekecekse oradan bir insanın, bir canlının, bir kuşun, bir kedinin geçmesini bekler. Bence o insan, o canlı, o kuş, o kedi de Ara Güler’in fotoğraf çektiği anı beklemektedir. Ara’nın o bilinçli ve profesyonel bekleyişi bile sanatsal bir tavır.”
Ara Güler’in fotoğrafları üzerine iyi, özgün bir çalışma.
Doğan Hızlan’ın seçtikleri
Taşkın Su
Seks Argosu
Marjinal
Francesca Simon
Uyuyan Ordu
İthaki
Alejandro Zambra
Eve Dönmenin Yolları
Notos
Peter Weiss
Direnmenin Estetiği
İletişim
Paylaş