Paylaş
1990’larda da konser verdiğine göre yaşasaydı sahnelerden inmezdi.
Onu bugün dinlerken, eski okul çaylarını, doğum günü partilerini anımsıyorum. Zamanın otomatik pikaplarında, onun plakları üst üste konur uzun süre onun şarkılarıyla yaşardık.
Yumuşak sesiyle, benim sevdiğim şarkıları söylerdi, daha doğrusu söylediği şarkıları çok severdim.
12 Aralık 1915’te doğdu, ilk şarkısını 1935 yılında söyledi, 1998’de ebediyen sustu.
Sanatçıların yükselişi bir gün bir ustanın ona el uzatmasıyla başlar.
1939’da Harry James çalıştığı kafede onu dinledi, sesini beğendiği bu şarkıcıyı topluluğuna aldı.
İnsanlar Yaşadıkça (From Here to Eternity) filmindeki rolü ile Oscar Ödülü’nü kazandı.
Bu ödülden sonra, birçok filmde rol aldı, bunların içinde en tanınmışları, The Man With Golden Arm, The Machurian Candidate, High Society’yi sayabiliriz.
Yaşamının ayrıntısını okurken, canlı, başarılı bir ömür sürdüğüne kanaat getirebilirsiniz.
Özel yaşamındaki dalgalanmalar da biyografisinde yer alır.
10’u aşkın Grammy Ödülü’nü kazandı. Müzik ödülleri dışında Amerika’nın birçok önemli ödülüne değer görüldü.
Sinatra bilhassa Amerikan kültüründe çok önemli bir yere sahiptir, hepimizin tahmin edebileceği gibi. Ocean’s Thirteen filminde Al Pacino ve Elliott Gould arasındaki mazide “Sinatra’yla el sıkışmış olmak” vardır örneğin...
Birçok sanatçı gibi siyasetten uzak kalmadı. Başkanlık seçim kampanyalarında aktif çalışmalar yaptı. Harry S. Truman, Ronald Reagan, John F. Kennedy’nin seçim kampanyalarında aktif olarak görev aldı.
* * *
ŞİMDİ bugün genç kuşak acaba onu dinliyor mu?
Müzik beğenilerinde yeri var mı?
Bir dostum tanınması için bakın ne dedi? Şimdi bir filmde yer alırsa, görüntülenirse, popülerlik kazanırsa dinlenebilir ama başka türlü dinlendiğini sanmıyorum.
Ben dinlerken hiç kuşkusuz başka ölçütleri de değerlendirmeye alıyorum.
En başta gençlik anılarım içinde yer alan bir sanatçı. Sevdiğim tür bir müziğin temsilcisi. Klasik müzik dışında dinlediğin ender sanatçılardan biri. Hangi sınıfa koymalı. Bunu hiç düşünmedim.
Bugün dinlerken eskisi kadar kendimi müziğinin ritmine veriyor muyum? Evet veya hayır arasında ikircikli bir değerler skalasının içine hapsoldum.
Ama gene de anılarım tazelendikçe hoşlanmaya başladım.
Neleri dinledim? Strangers in the Night, (Türkçesini Ajda Pekkan’dan dinledik), New York New York, My Way, Blue Moon.
* * *
FRANK SINATRA ile anılar denizine girdim.
Paylaş