Ülkemizde 7 Haziran günü Türk İşaret Dili Bayramı olarak kutlanıyor. İlk kez Türk Dil Kurumu’nun 2007 yılında düzenlediği Türk İşaret Dili Çalıştayının açılış günü olan 7 Haziran, toplantıya katılan işitme engellilerin sivil toplum kuruluşlarının önerisi üzerine oy birliği ile Türk İşaret Dili Bayramı olarak kabul edilmişti.
Bu yıl da Türk İşaret Dili Bayramı Türk Dil Kurumu’nda sergi, kitap tanıtımı, kutlama konuşmaları ve açık oturum etkinlikleriyle kutlanacak. Etkinlik Türk İşaret Dili Tarihinden Bir Kesit adlı serginin açılışıyla başlayacak. Sergide Osmanlı sarayındaki işitme engelli görevlilerin kendilerine özgü giysileriyle yer aldığı minyatür ve gravürler, işitme engelli okullarında kullanılmış olan işaret dili parmak Elifbaları ile çeşitli belgeler ve görseller sergilenecek. Açış konuşmalarının ardından Prof. Dr. Şükrü Halûk Akalın’ın yazdığı ve TDK’nin yayımladığı Türk İşaret Dili Tarihi adlı kitabın tanıtımı yapılacak.
Türkiye Yüzyılında Türk İşaret Dili konulu açık oturumda ise Doç. Dr. Zeynep Oral işitme engelli çocuklar için çocuk edebiyatı üzerinde duracak. İşaret diliyle çocuk edebiyatının örneklerinin yer aldığı çalışmasına değinecek. Doç. Dr. Bahtiyar Makaroğlu Türk İşaret Dilinin Söz Varlığı, Banu Şahin ve Oya Tanyeri de Türk İşaret Dili Tercümanlığı ile ilgili sunumlar yapacaklar.
Herkese açık olan toplantı 7 Haziran Cuma günü TDK’nin Atatürk Bulvarı No. 217 adresindeki binasında saat 14.00’te başlayacak.
Türk İşaret Dili Bayramı’mız kutlu olsun!
MİLLİ MÜCADELE
MİLLİ MÜCADELE üzerine birçok kitap yayımlandı. Bugün yazacağım kitap bir başka açıdan özgün bir kimlik taşıyor:
“Zor Günlerden Zafere
Genel Sanat Yönetmenliğini Hüseyin Başkadem’in üstlendiği Afyonkarahisar Caz Festivali, 24. yaşına bastı.
Açılış Konseri de dahil bu yıl akşam konserlerinin tümü İkbal Termal Otel’de gerçekleştirilecek.
Festivalin olmazsa olmazı Okul Söyleşileri ve Okul Konserleri bölümleri ise, yerli ve yabancı sanatçılardan oluşan bir kadroyla yine Afyon’un köy ve kasaba okullarında gerçekleştirilecek.
Bugün Afyon İkbal Termal Otel’de gerçekleştirilecek Açılış Konseri’nde, Şef Kemal Günüç yönetimindeki Ankara Büyükşehir Belediyesi Kent Orkestrası, Çek Cumhuriyeti’nden çok yönlü bir yorumcu ve şarkı yazarı, Andrea Šulcová’ya eşlik edecek.
Her akşam iki konser verilecek. Dünyaca tanınmış topluluklar ve solistler çalacak.
FRİG VADİSİ KONSERLERİ
Türkü dinlemeyi, yöreler arasındaki farkı öğrenmeyi çok severim.
Geçen hafta adeta türkülerle yattım türkülerle kalktım, onları derinlemesine müzik bilgimin içine yerleştirdim.
Eğer türküyü seviyorsanız, bu sevginizi pekiştirmek istiyorsanız Size Ahmet Emre Dağtaşoğlu’nun kitabını tavsiye edeceğim:
“Anadolu Türkülerinde
Semboller, Örüntüler
Ve Kültürel Bağlamlar”
Kuramsal saptamalarla uygulamayı bir arada mütalaa edince, bildiğim türkülere bir katman daha kazandırdım.
2004 yılından bu yana Açık Radyo’da “
Belediyelerin de desteğiyle çok sayıda kütüphane kuruluyor. Buralar adeta birer kültürel vahaya dönüşüyor. Bursa Nilüfer, Antalya Kepez ve İstanbul Fatih bunlardan bazıları... Belediyelerimizin bu gayretlerini hepimiz destekliyoruz.
Balıkesir Millet Kütüphanesi Ahmet Kot Kitaplığı. Düzenledikleri “Cumhuriyet’in 100. Yılı Türkiye Kültür Yüzyılı” konferanslarında birçok yazar konuştu.
Yayın dünyasının yakından tanıdığı şair, çevirmen, kültür insanı Ahmet Kot, bundan üç yıl önce, İstanbul’daki 100 bin kitaplık özel kütüphanesini ve süreli yayın koleksiyonunu topladı ve 10 TIR’la Balıkesir’e taşıdı. Belediye’nin inşa ettiği aydınlık, ferah ve modern bir mekânda emsalsiz bir kütüphane kurdu.
Kütüphanenin özel bir “Binbir Gece Masalları Kütüphanesi” var.
Bahçeşehir Üniversitesi Fazıl Say Salonu’nda gerçekleşen ödül töreninde Dayıoğlu Ailesi hazır bulundu. “Çocuk Okur Büyük Düşünür” konulu panele, Zeynep-Murat Dayıoğlu, Güneş Dayıoğlu, Müge Sırmabıyık, Tuba Peksayar, vakıf üyesi olarak ben, Latife Boyner, Vali/Mülkiye Başmüfettişi Funda Kocabıyık, İstanbul Eğitimden Sorumlu Vali Yardımcısı Mustafa Kaya, Beşiktaş Milli Eğitim Müdürü Sedat Işık katıldı. “Çocuk Okur Büyük Düşünür” paneli konuşmacı olarak Prof. Dr. Selahattin Dilidüzgün, Doç. Dr. Seda Saraç, Doç. Dr. Özgül İnce Samur, Doç. Dr. Tuğba Çelik Korat ve Esra Yazdıç Demir’in katılımları ile gerçekleştirildi.
Tunç Kurt’un ödülünü, Funda Kocabıyık, İstanbul Vali Yardımcısı Mustafa Kaya, yazar Gülten Dayıoğlu, Murat Dayıoğlu ve Cemal Dayıoğlu takdim etti.
Gülten Dayıoğlu Ödülleri Organizasyon Komitesi Sekreteri ve Sözcüsü Murat Dayıoğlu yaptığı açıklamada; “Türk dilinin olumsuz etkilerden arındırılmasını, Türkçe’yi doğru ve yalın kullanan yeni kuşak yazarların ve araştırmacıların yetişmesine katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Yarışmamız aynı zamanda bir Türkçe ödevi olarak da kabul edilmelidir” dedi.
Tunç Kurt - Gülten Dayıoğlu
Gülten Dayıoğlu’nun hem 61’inci sanat yılını hem de doğum gününü kutlamak adına Galatasaraylılar Cemiyeti’nde Gala Gecesi düzenlendi.
Geceye katılanlar arasında Latife Boyner, Gülten Dayıoğlu, Zeynep-Murat Dayıoğlu, Lerzan Boyner; Selim-Emel Bayraktar, Sinem Uslu, Tuba Peksayar, Gülbin Simitçioğlu, Müge Sırmabıyık, Elif Balkuv, Hülya Kalyoncu, Funda Kocabıyık, Sibel-Ferruh Karakaşlı gibi isimler vardı.
Gelini
Atatürk’ün Adnan Saygun’a opera ısmarladığını düşündüğümüzde bu anmaların olağan olduğu kanısındayım.
Çeşitli kentlerde, Batı bestecilerinin operalarının yanı sıra Türk bestecileri de icra edilmeli.
Konservatuvardan mezun olan genç kuşak sanatçıların özellikle bu operalarda görev almasını öneriyorum.
Dünyaca tanınmış opera bestecilerinin sahnelenmesi belki daha çok seyirci çekebilir, ama devletin bir kuruluşunun da seyirciye bu eserleri sunmasını ben görev sayıyorum.
Programları yaparken Türk bestecilerine mutlaka yer verilmeli.
Yalnız Türk opera bestecilerinin değil, diğer türlerdeki Türk bestecilerinin yapıtları da başta Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası olmak üzere programlara daha çok alınmalı.
Onlar çalındıkça yeni bestecilere motivasyon olacaktır. Yoksa hiçbir Türk bestecisi beste yapmaz.
Bazı özel kültür kuruluşlarının bu konudaki desteklerini sevgiyle karşılıyorum.
Muhit dergisindeki bölüm:
-Rasim Özdenören ile yapılmış ve hiç yayınlanmamış söyleşi:
-Yazmak bir derdinin olması demektir.
-Olağan dergisi
-Dosya:
-Rasim Özdenören
-Muhit’teki söyleşide sorular Bahar Emre’nin:
-
Kitabın adı ‘Türk Tarihinde İz Bırakan Kadınlar’.
Ayrıntıdan önce özet bir tanıtmayı alıntılamalıyım:
“Kadın, insanın yeryüzünde varoluşundan bu yana nesilleri devam ettiren ana unsurlardan biri olmuştur. Kadın sevgiyi, terbiyeyi, dili, dini ve bütün kültürü nesillere aktaran ilk öğretmendir. Kadının statüsü ve değeri her toplumun kendi inançları, değerleri, normları, kültürü ve hayat biçimi doğrultusunda farklı biçimde şekillenmiştir. Bütün bu algılar toplumların mitolojisine, destanlarına, efsanelerine, yazılı kaynaklarına, diline, müziğine, yapıtlarına, tutum ve davranışlarına yansımıştır. Her toplumun dilinde, kadınlarla ilgili ad, sıfat, hitap şekli, deyim ve atasözleri, çoğunlukla diğerlerinden farklıdır. Toplumun kız çocuklarına ve kadınlara karşı kullanmış olduğu dil, o toplumun bilinçaltıyla birlikte, kadın ve erkek algısını göstermesi açısından oldukça etkili bir veridir.
Kitapta, Türk – İslâm tarihi boyunca anne ve kızlarımızın adlarını taşıyarak şerefyâb oldukları Hz. Hatice’den Hz. Fâtima’ya, Osmanlı tarihinin en güçlü ve en etkili kadınlarından biri olan Hürrem Sultan’dan Osmanlı hanedan mensupları arasında yetişen tek kadın şair Âdile Sultan’a, maarif perver bir Türk kadını olan Hanife Hanım Melikova’dan Rusya Türkleri arasındaki kadın hareketinin önderi Şefika Gaspralı’ya, Aziziye Kahramanı Nene Hatun’dan, II. Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemi edebiyatının önemli temsilcilerinden Halide Edip Adıvar’a kadar Türk tarihinde iz bırakan kadınlar her biri alanında uzman akademisyenler tarafından incelendi.”
Araştırmacılar:
- Latife Kabaklı Çimen
- Başak Kuzakçı