Halk müzikleri, bir ulusun her anının müziğidir. Üzüldüğünde, sevindiğinde onu müzikle duyurur.
O ülke neyi dinliyorsa, müzik dışındaki zevklerini tayinde güvenilir bir rehber bulmuş olursunuz.
Genel müdür Osman Arslan, albümün başındaki, “Kalpten Kalbe Giden Görünmez Yoldur Müzik” yazısında albüm için ne diyor:
“Ülkesinin milli değerlerine duyduğu bağlılıkla, her daim iyiliğe ve güzelliğe kulak veren halkın bankası Halkbank olarak, bizler bu albümü dinlemekten büyük keyif aldık. Kalpten kalbe giden görülmez yollarda, büyük üstadımız Neşet Ertaş’ın Gönül Dağı’ndan başlayıp dünya halklarının müziklerini bizimle buluşturan bu albümü sizlerin de çok seveceğine inanıyoruz”.
Albümün başındaki Türk Halk Müziği yazısı, türkülerden uzun havalara kadar her şeyimizin yansıdığı parçaların önemini, yerini tekrarlamanın gereği yok.
Yazıda tarih boyunca, tanınmış halk ozanlarının adı veriliyor.
Dadaloğlu
Köroğlu
Değişik müzik türleri üzerine kitapların yayımlanması, bu alanda kitaplığımızı zenginleştiriyor. Bilinçli bir seyirci yetişmesini sağlıyor.D
Serhan Bali’nin ‘Müzikte Romantik Dönem Bestecileri’ kitabı, dinlediğimiz birçok bestecinin yaşamını, sanatını, müzik tarihindeki yerini inceliyor.
Yalın bir üslupla yazılan kitap, kişiliklerin de tanıtılması açısından rahatça okunan bir çalışma.
Kitabın ithafında şu yazılı: “Anneme ve babama”.
Müzikte Romantik Dönem Bestecileri
Serhan Bali
İKSV’nin Leyla Gencer Yarışması, bazı belediyelerin düzenledikleri yarışmalar, genç kuşak sanatçıların, bestecilerin tanınmaları için bir fırsat. Çünkü bu ödüllerle medyada yer alıyorlar.
Hiç kuşkusuz bu yarışmalarda jürinin, jüri üyelerinin de alanlarında tanınan, güvenilen adlar olması gerekiyor.
Çağdaş Türk müziği alanında bestecileri teşvik etmek, yerli eser repertuvarını zenginleştirmek amacıyla Kadıköy Belediyesi tarafından düzenlenen ‘Süreyya Operası Ulusal Beste Yarışması 2019’da dereceye girenler, final konserinin ardından jüri üyeleri ve izleyicilerin yaptığı oylama sonucu belirlendi. İcraların ardından fuayeye sandık kuruldu, ‘Seyirci Özel Ödülü’nü izleyiciler oy kullanarak belirledi.
Kadıköy Belediyesi’nin Piyanolu Dörtlü (keman, viyola, viyolonsel, piyano) için, müzik ve sahne sanatları alanında yaratıcılığı teşvik etmek ve Türk bestecilerini yeni eserler yaratmaya özendirmek amacıyla düzenlediği Süreyya Operası Ulusal Beste Yarışması’nın final konseri ve ödül töreni gerçekleştirildi. Finale kalan 4 eser Kadıköy Süreyya Operası’nda gerçekleştirilen ‘Final Konseri’nde icra edildi.
Virtüözler kimlerdi?
Özcan Ulucan (keman),
Ulrich Mertin
Belediyelerin hizmetlerini sıralamaları olağan bir tavır. Elbette o kentte, o ilçede yaşayanlar gündelik hizmetleri için ihtiyaçlarının yerine getirilmesi konusunda vaat beklerler. Evlerinin önünden geçen sokağa, caddeye kadar bu liste uzun ve meşakkatlidir.
Onlarla fazla ilgileniyor muyum? ‘Evet’ diyemeyeceğim, belki İstanbul’da yaşadığım için diğer konulara fazla ağırlık vermiyorum.
Ama AKM’nin temelinin atılışının da beni ne kadar sevindirdiğini belirtmeme gerek yok.
Büyük bir kütüphane yapılacağı haberi de İstanbul’da yaşayan herkesi ilgilendirir.
Ne var ki şimdi çalıştığımız kütüphanelerin de sorunlarının hale yola konulmasını bekliyorum.
Bütün kütüphanelerin alana ihtiyacı var, artık binalarına sığmıyorlar. Merkezi yerde olanların genişleyecek alanı yok, onlara yeni alanlar bulunabilir mi?
İki kütüphaneyi her zaman düşünürüm: biri Beyazıt Devlet Kütüphanesi, diğeri Atatürk Kütüphanesi.
Okul kütüphanelerinin de işlevini bir kez daha anımsatmak isterim. Okullarda çalışabilecekleri bir kütüphane her zaman olmadığından öğrenciler genel kütüphanelerde ders çalışıyorlar.
İyi bir şair olduğu kadar iyi de bir çocuk hekimiydi Kansu.
Cumhuriyet’in inançlı kuşağından bir hekim olarak hemen hemen Anadolu’nun bütün kentlerini dolaştı.
Çocukları iyileştirerek sağlıklı bir kuşak yetişmesini sağlayanların başında gelir.
Cumhuriyet’i, devrimlerini benimsemiş, yaşamı boyunca da bunun alçakgönüllü bir uygulayıcısı olmuştu.
Kansu ailesi, onun adına bu yıl çalışmalar yaparak anısını yaşatacak, genç kuşaklara iletecek.
Ceyhun Atuf Kansu, yıl boyunca çeşitli illerde sergiler, yeni kitap yayımları, belgeseller, çalıştaylar, toplantılar, gösteriler, şiir ve beste yarışmaları ile anılacak.
Anma toplantıları:
Kansu için bu yıl ilk toplantı, 12 Mart günü İstanbul’da Kadir Has Üniversitesi’nde gerçekleşecek.
Serenad (1) CD’sini de dinlerken başarılı, nitelikli çizgisini sürdürdüğüne karar verdim.
Albümde o şarkı için dedikleri önemli:
“Burgazada şarkısı benim yorumculuğumda dönüm noktalarından bir tanesidir.
Duygusu ve yazılışındaki zorluk ve bir de üzerine sevgili Fazıl Say’ın, hem klasik hem etnik hem de Türk sanat müziği tarzında söylememi istemesiyle, bu dokuz dakikalık şarkı ömrümden ömür almıştır bilesiniz...”
Bu özen de şarkının bizi daha çok etkilemesini sağladı.
Bilirsiniz ithaflar benim için önemlidir:
“Bu albüm annem Süheyla Bağcan ve babam Savaş Bağcan’a adanmıştır.”
Dileğini de şu sözlerle iletiyor:
Bilim insanları üzerine hazırlanan armağanlar iki açıdan önemlidir. Birincisi onun değerini hatırlatmak, ikincisi de bu vesileyle birçok önemli araştırmanın o kitapta yer alması.
Yakından tanıdığım Gönül Tekin için hazırlanan ‘Âb-ı Hayât’ı Aramak’ başlıklı, Ozan Kolbaş ve Orçun Üçer’in hazırladığı ‘Gönül Tekin’e Armağan’ kitabını hem eski günleri anarak hem de çalışmalarını bir kez daha hatırlayarak okudum.
Gönül’ün hayatını okurken, verdiği emeği öğreneceksiniz. Bir başarının ardındaki tutkuyu bir roman lezzetinde okudum. İlk sayfada yayına hazırlayanların bir yazısı var: ‘Ben İçmişem Âb-ı Hayât, Ermez Bana Hergiz Memât’. Ömür Ceylân’ın ‘gelür’ redifli şiiri tarih düşürüyor.
Türkiye’nin çeşitli kentlerindeki üniversitelerde ve Amerika’da yaptığı çalışmalarla Türk dili ve edebiyatı alanında zirve adlardan biridir Gönül Tekin.
Kitap dört bölümden oluşuyor:
Âb-ı Hayât’ı Aramak
Fuar pazar akşamına kadar devam edecek.
Kimler bu fuara gider?
Benim gibi hobisi kırtasiye olanlar. Biz öyle bir grubuz ki, yeni bir silgi, yeni bir kalem, şık bir defter, güzel bir mürekkep şişesi, dolmakalemden tükenmeze, kurşunkaleme yeni bir ürün görünce mutlu oluruz. Geniş bir yelpaze içinde, başka bir dünyada yaşarmış gibi hissederiz kendimizi.
Bireysel bir ziyaret nedenidir bu.
Ana-babalar, çocuklar, öğrenciler de çantadan boya kalemlerine kadar geniş bir seçenek listesini bu fuarda bulurlar. Fuarların bu özelliği beni çeker. Bir seçim denizinde bulursunuz kendinizi, aradıklarınızı da bulursunuz, yenilikleri de.
Çocukların, öğrencilerin renkli dünyasını yansıtan, çantalardan defterlere, tahtalara kadar kırtasiyenin nereden nereye geldiğini göreceksiniz.
Çoğu kimse kalem ve defter konusunda yaz-at kuralını uyguluyor. Günübirlik bir zevkten yana değilim. Çünkü sevdiğiniz bir defter, bir kalem uzun sürede yanınızda kalmalı ki tadını çıkarın.
Fuarın tam adı şöyle: