MİLLİ Kütüphane’nin 65. kuruluş yıldönümü Ankara’daki binasında kutlandı.
Avrupa’nın, Amerika’nın, Avrasya’nın milli kütüphane başkanları, başkan yardımcıları bu yıldönümünde bir araya geldi. Kütüphanenin tarihini, kitaplarını, kitap dışındaki kültür objelerinin niteliğini öğrenmek için, aşağıda adını vereceğim kitabı okumalısınız: “Geçmişten Geleceğe Köprü-Millî Kütüphane”. Kurumun başkanı Tuncel Acar, Önsöz’de kütüphanenin neleri simgelediğini yazmış: “Milli Kütüphane, 1946 yılında, Adnan Ötüken’in özverili çalışmaları ile ülkemizin bilim dünyasına hizmet etmeye başlamıştır. Kurulduğu günden bugüne, çağın kütüphanecilik standartları ve bilgi sistemlerini yakından takip eden Kütüphanemiz, uluslararası entegrasyonlar ve hizmet kalitesini yükselten yeni teknolojilerle, yalnızca ülkemizde değil, dünyada da saygın bir konuma sahip olmuştur.” Milli Kütüphane, Ankara Bahçelievler semtinde, 39.000 metrekarelik yeni modül eklemelerine olanak sağlayacak şekilde geniş bir alana kurulmuştur. Alçakgönüllü bir inancın öyküsü, kütüphanenin kuruluş öyküsüdür. Adnan Ötüken, hayatını adayacağı ve büyük bir ideal ile bağlanacağı Milli Kütüphane kurma fikrini gerçekleştirmek için, 15 Nisan 1946 tarihinde Maarif Vekâleti Yayım Müdürlüğü’nde çalışanların katıldığı mütevazı bir törenle, bir kitap dolabının raflarına Mehmet Emin Yurdakul’un iki kitabını koyarak, Milli Kütüphane Kurma çalışmalarını fiilen başlatmıştır. * * * KUTLAMA töreninden sonra, kütüphanede şimdi çalışanların, emekli olanların, çoğu amatör çizgisini aşan resim ve seramiklerinden oluşan sergiyi de gezdim. Milli Kütüphane’de neler var? - Türkiye’de yayınlanmış bütün kitaplar. - Elyazması Eserler - Nadir Basma Eserler - Süreli Yayınlar - Kitap Dışı Materyaller Taş plak koleksiyonunun da beni ilgilendirdiğini belirtmeliyim. Salonlara adları verilenlerin sıralaması şöyle: Adnan Ötüken Okuma Salonu, Dr. Müjgan Cunbur Okuma Salonu, İbni Sina Okuma Salonu, Konuşan Kitaplık: Görme Engelliler Okuma Salonu. Yıldönümü tören günü, gönüllü okuyucuların kabinlerde kitap okumalarını görmek ayrı bir mutluluk verdi bana. * * * MİLLİ Kütüphane ile ilgili bir anımı yazacağım. 1970’lerde, enerji kısıtlanmasının yaşandığı yıllarda, yazılarımın fotokopisini almak için Milli Kütüphane’ye gitmiştim, okuma salonunda sevgili dostum Sina Akşin’le karşılaştım. Buz gibi salonda, yazıları bulduk, ancak fotokopi makinesinin de bozuk olduğunu öğrendik. Gazete cildini bir görevli sırtına aldı, birlikte dışarıda bir fotokopiciye gittik, çektirdik ve kütüphaneye döndük. * * * TÜRKİYE’de kurumları eleştirirken, tarih içindeki seyrini, yükseliş, gelişim çizgisini göz önünden uzak tutmayalım. Kırk yıl sonra bambaşka, donanımlı, uluslararası nitelikli bir kütüphanede konuştum. Nice yıllara. Güzel kütüphanelerde buluşmak dileğiyle, 65. yılını kutluyorum.