BİR kez futbol maçına gittim. On bir yaşındaydım, çok merak ettiğim için annem Fevziye Hızlan beni götürmüştü.
Fenerbahçe-Beşiktaş arasındaydı, belleğim beni yanıltmıyorsa Beşiktaş, Fenerbahçe'yi 1-0 yenmişti. Fenerbahçe'nin kalecisi Cihat Arman'dı, Beşiktaş takımından da Dr. Vedii Tosuncuk'u, Çengel Hüseyin'i anımsıyorum.
Hoşlanmamışım ki, bir daha gitmedim.
Şifo Mehmet'in jübile maçına, isteyerek, severek, coşkuyla gittim. Kim bilebilir, o bana futbolu sevdirebilir. Stada değil, eğitim şölenine koştum.Onun jübile geliriyle yirmi bin çocuk okuyacakmış. Ne güzel, onu yirmi bin çocuklu bir mitoloji kahramanı gibi görüyorum.
Abidin Bey, dün geceyi yaşasaydı şöyle cevaplardı: Evet, büyük şair, yaptım, Şifo Mehmet'in dün gece yüzünü çizdim.
Gözlerinin içine, yirmi bin gencin gözlerindeki pırıltı yansımıştı. Yıllarca top koşturan ayakları, gençlerden örülü dağın tepesine tırmanır gibiydi, dudaklarındaki gülümseme, yeni doğmuş bir çocuğun yüzündeki gibiydi.
* * *
ÖMRÜMCE unutamayacağım tanıklıklardan birinin keyfini yaşadım dün gece.
Tribünleri, onun aydınlık gününü birlikte geçirenleri, çocukları. Bunca fotoğraf karesini, belleğime nasıl sığdırdım. Mutluluğun mucizesiydi.
Yıllar boyu konuşulacak bir geceden söz edilirken, ben de ordaydım, diyebileceğim, o geceyi öyle tasvirlerle dile getireceğim ki, olmayanların nasıl üzüleceğini biliyorum.
Şifo Mehmet'in konuşmalarını okudum. Sevinci paylaşmanın sevincinin nasıl da tadını çıkarmasını bilen bir insandı. Mutluluğun bencillikle bir arada yaşayamayacağının nasıl da farkındaydı. Emeğinden kazandığı parayı çocuklara bağışlarken, yaşadığı toplumun yoksulluğunu varsıllığa çevirmek için kocaman bir çarkı döndürüyordu.
Nasıl bir insandı Şifo Mehmet. Bilmezdim, gönlü gani olmasaydı öğrenmeyecektim de.
Spor Servisi Müdürü Esat Yılmaer'in bana söylediği tek cümle bir roman karakterini özetliyordu:
Sporculuk yaşamında bir kere olsun kırmızı kart görmedi. Kavgasız başarıları arayan, hırçınlığı ruhuna ve bedenine yaklaştırmayan, benim sakin yoldaşımdı.
Şifo Mehmet'i tanımak...
Televizyonlarda, spor sayfalarında skandallarına rastlamadım.
Bar muhabbetleri, manken aşkları yüzünden çaptan düşmüş sporcular mezarlığında onun adını görmedim.
Evet bence Şifo Mehmet, Epikuros felsefesinin bir simgesi gibiydi. Hazlara da, paraya da, üne de dur diyebilmişti. Üçünü de istismar etmeden yaşadı.Paranın esiri olmadı, mutluluğun, başkalarını mutlu etmenin esiri oldu.
Dilerim bu duygusundan azat olmasın.
* * *
SPOR tarihindeki yerini bilemem, onu spor yazarları yazacak.