Paylaş
Elli yıl öncesinin İstanbul’daki kültür ortamını bilenler, İKSV’nin sanatın her dalına getirdiği yenilikleri içten bir duyguyla övecektir.
Yazları bahçelerde Türk müziği solistleri söylerdi. Ancak kışın Saray Sineması’na Filarmoni Derneği’nin çabalarıyla getirilen yabancı solistleri dinleyebilirdik.
Tepebaşı ve Küçük Çiftlik Parkı vardı. Bir de Cağaloğlu’nun aşağısında Çifte Saraylar.
1972 yılında ilk İstanbul Festivali basın toplantısı. Cevad Memduh Altar (soldan), Ercümend Berker, Muharrem Nuri Birgi, Turizm Genel Müdürü Cengiz Altuğ, Nejat Eczacıbaşı, Basın Yayın Genel Müdürü Altemur Kılıç.
Batı müziği dinlenilecek bir yer yoktu.
Nejat Eczacıbaşı, kuşağının tanık olduğu eksikliğin farkına varıp öncülüğü üstlendi. Birçok kişiyi de ikna etmeyi başardı.
Benim gibi her yıl özellikle Müzik Festivali’nin konserlerini kaçırmayan biri, anılar dosyasının kapağını açınca seçme zorluğuna düşüyor.
Festival sayesinde hangi ünlü solistleri, orkestraları, şefleri tanıdık.
*
İLK açılış gecesini anımsıyorum. Kuruculardan Nejat Eczacıbaşı’nın kapıda konuklarını karşılayışını, herkesin elini sıkışını. Yüzüne vuran sevincini.
Ülkemizde bir festivalin süreklilik kazanması gerçeğinin altını çizmek gerekir. Pek çok şeye heyecanlı başlıyoruz ama sürdüremiyoruz.
Müzikle başlayan festivaller, başka alanları da kapsadı; caz, sinema, tiyatro festivalleri, bienaller bu anlayışa örnektir.
Eski AKM ve Aya İrini en çok iz bırakan iki mekân.
12 Temmuz 1973 Darüşşafaka Konser Salonu Yehudi Menuhin ve İdil Biret
Nejat Eczacıbaşı’ndan sonra kültür bayrağını kardeşi Şakir Eczacıbaşı almıştı. O da aramızdan ayrılınca bayrağı şimdi Bülent Eczacıbaşı sanatın gönderine çekiyor.
İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı kurumun hedefini şöyle özetliyor:
“Önümüzdeki dönemde en önemli odak noktamız yarının kültür ve sanatının yeşermesi için gerekli ortamı yaratmak olacak.
Genç kuşağın festivallere, etkinliklere gidebilmesi için en önemli girişim onlara ekonomik indirim sağlamaktır.
Eczacıbaşı desteğiyle bu yıl tüm İKSV etkinliklerinde öğrenci biletleri 10 lira olacak.”
Festivaller bir kentin yaşamını değiştirir, sadece orada yaşayanlar değil yurtiçinden ve dışından da gelenler vardır. Türkiye’de yaşayan, başka kentlerde oturan dostlarım da tatillerini bu festivale göre ayarlarlar.
İKSV, değişik alanlarda yaptığı çalışmalarla, müzikten tasarıma kadar her alanda burada yaşayanları, ziyaret edenleri bilgilendirdi, özetle eğitti. Dünyanın en önemli solistlerini, orkestralarını birçoğumuz burada İKSV’nin sayesinde dinledik.
Turistik bir bölge olan Sultanahmet’te, Aya İrini’deki konserler de bir renk katmıştır hayatımıza.
Kurumların amblemleri benim dikkatimi çeker, ‘İKSV50 YILDIR BURADA’ amblemi ise vakfın kurum kimliği danışmanı Bülent Erkmen’in imzasını taşıyor.
İKSV sanatın, festivallerinin yanı sıra kültür politikalarımızı, toplumun öne çıkan sorunlarını daima izlemiş, kitaplaştırmıştır. Çünkü sanatın insanın bütün varlığını kapsadığının bilincindedirler.
Ekolojiyi ve toplumsal cinsiyet eşitliğini bütün öğeleriyle işleyen çalışmalardır.
İKSV, Nejat Eczacıbaşı Binası’nın alt katındaki salonda genç kuşak için de etkinlikler düzenliyor.
Bir kültür kurumunun kültür politikası, bütün kuşakların kültür-sanat ihtiyaçlarını düşünmelidir. Klasik müzik dinleyicisiyle caz dinleyicisi nüfusunu ben böyle değerlendiriyorum.
Bir başka girişim de Müzik Festivali için eser ısmarlanmasıdır. Böylece dünya ölçeğinde de festivalden söz edilmesini sağlamaktır. Gerçekten de festivalle ilgili dünya basınında çıkan yazılar ısmarlamanın önemini vurgulamaktadır.
Genç sanatçılara sahneye çıkma olanağı tanınması da elbet gelecek kuşakların başarısı için yerinde bir karardır.
Unutamadığım geceler de Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi’ndeki yağmur meselesiydi. İşin şakası, gündüzden meteoroloji raporları incelenirdi. Bir konseri yukarıda, iskemlede yağmurdan korunarak izlemiştim.
Rahmetli Aydın Gün de genel müdürken nerdeyse bir meteoroloji mühendisi olmuştu.
Venedik Bienali’ndeki Türkiye pavyonu da bir yıl mimarlık, bir yıl sanat açısından dünyaya açılmamızı sağlıyor.
*
ÖZELLİKLE müzik festivalinin konserleri, İstanbul’un tarihi mekânlarında yapılmalı.
Yurtdışında birçok tarihi binada, saraylarda konserler dinledim, başka bir anlam katıyordu.
Tabii hiç kuşkusuz bu yıl çok önemli bir bina yapıldı: Atatürk Kültür Merkezi.
Umarım birçok önemli konser burada yapılacaktır.
İKSV’nin verdiği ödüller, kurumsal açıdan övülmesi gereken bir davranıştır.
Aydın Gün Teşvik Ödülü
Talât Sait Halman Çeviri Ödülü
Gülriz Sururi, Engin Cezzar Tiyatro Teşvik Ödülü
Leylâ Gencer Şan Yarışması
*
YAZIMI şöyle noktalıyorum:
NİCE 50 YILLARA.
Paylaş