1908 bir devrim miydi?

Geçen hafta başladığımız İkinci Meşrutiyet ile ilgili kitapları, dergileri tanıtmayı bu hafta da sürdürüyorum.

İkinci Meşrutiyet’in İlánı ana başlıklı kitapta, Said Paşa ile Tahsin Paşa’nın anılarından seçmeler, İkinci Meşrutiyet’le ilgili Tarık Zafer Tunaya’nın girişini, Hürriyet’in İlánı bölümü izliyor.

Bu bölümde, İkinci Meşrutiyet üzerine bilgilerde, doğuş nedenleri, siyasi kimliği irdeleniyor.

İkinci Meşrutiyet’in Siyasi Hayatına Toplu Bir Bakış, mutlaka okunması gerekli bölüm.

İkinci Meşrutiyet Devresinin Kısa Kronolojisi özetle, değişik aşamaları içermesi bakımından önemli.

Okumayı zenginleştirmek isteyen bir okur, Bibliyografya’dan yararlanabilir.

Birkaç kez sadrazam olan Said Paşa (1838-1914), "Küçük Said Paşa" olarak da anılır.

En önemli siyasi mevkilerde bulunmuş, iktidarı ve iktidardan düşüşü yaşamış birinin anılarında, o dönemin insan ilişkilerini okuyacaksınız.

Önsöz’de Meşrutiyet’in niteliğini "İkinci Meşrutiyet bugünün kapılarını açan anahtarları verecek özlü bir devredir. Osmanlı İmparatorluğu, tarihin bu sayfasında en kritik anlarını yaşamış, bu devrede tarihe karışmıştır. Fakat yeni bir Türkiye’nin doğum sancıları da İkinci Meşrutiyet yılları içindedir" cümleleriyle özetleyen Tunaya anılarının niteliği anlatılırken, Sait Paşa’nın anıları, savunma ile hayat hikáyesi bir arada sarmal biçimde gelişiyor.

Tahsin Paşa’nın (1857-1933) Abdülhamid ve Yıldız Hátıraları’nda Saray’a girişinden, oradaki hayata, II. Abdülhamid’in yönetimine kadar çok önemli bilgiler veriyor. Burada iktidara gelişin ve gidişin bilgisini ileten Tahsin Paşa’nın anılarında, zamanın önemli siyasi kişilerinin davranışlarını da anlatıyor. İki önemli anı kitabından seçmeler, imparatorluk bürokrasi unsurunu anlamak bakımından da ilgi çekici.

KİTAPTAN

Ders alınacak anılar

Mensubu olduğum millete ve devlete memurluk zamanımda elimden gelen en iyi hizmeti edebilmek için kendimi adamış bir kimse olduğum gibi, hizmetten uzaklaştırılmış bulunduğum zamanlarda da başkalarının yapmayı adet edindiği gibi durup dinlenmeden, bana yeni vazifeler verilmesi için de şuraya buraya başvurmadım. Bir köşeye çekilip orada dini vazifelerimi yerine getirmekle, vatanımın saadeti ve padişahımızın millet ve memleket işlerindeki başarısı için dua etmekle meşgul oldum.

Vaziyet böyle olduğu halde, bir seferinde nihayet bir yabancı sefarete başvurup başka bir memlekete kaçmak, böylece kurtuluş yolu aramak gibi bir duruma düşmüş olmaktan dolayı da bir insan olarak üzgünüm.

Belki bazı kimselerin dikkatini çeker, ders almalarına bir faydası olur düşüncesiyle -bir dereceye kadar- hatıralarımı yazmak istedim. Lakin olup bitenleri tamamiyle anlatamam. Yazılacak şeyler "bir yudumu ile bütününün tadının anlaşılabilmesi" ölçüsünde ve değerinde olacaktır.

DOĞU BATI’NIN II. MEŞRUTİYET ÖZEL SAYISI

Doğu Batı dergisi, II. Meşrutiyet 100. Yıl özel sayısının birincisini yayımladı.

Halil İnalcık’ın bir sempozyumda söyledikleri, bugün çok daha fazla önem taşımaktadır: "II. Meşrutiyet döneminde İslámcıları temsil eden İzmirli İsmail Hakkı, Ayni Ali, Musa Kázım gibi din uleması, devlet ihtiyaçlarına, toplumun selámetine öncelik tanıyan geniş görüşlü bir İslámiyeti gündeme getirmişlerdir; bu görüşte olanlar için, temel olan cemaatin, toplumun selámetidir. İttihad ve Terakki hükümetleri bu yolda, din ve devlet işlerinin ayrılışı siyasetinde önemli kararlar almışlardır."

Özel sayıda; A. Tayfur Erdoğdu, Ahmet Kuyaş, Nevzat Artuç, H. Aliyar Demirci, Cenk Reyhan, Necmettin Doğan Türk, Mustafa Gündüz, Birgül Koçak, Aytül Tamer, Kemal Bakır, Enver Töre’nin yazıları yer alıyor.

II. Meşrutiyet Döneminde İki Milliyetçi Kadın -Halide Edib ve Müfide Ferid- adlı incelemelerinde Birgül Koçak ve Aytül Tamer, II. Meşrutiyet dönemindeki Türk milliyetçiliğinin iki kadın yazarın eserlerindeki yansıyışını ele alıyorlar. Siyasi tarihin dönemeçlerini anlamak için, ben her zaman edebiyatın saptamalarına önem veririm. Gerçekten de bu iki kadın yazarın yalnız o günlerde değil, bugün de düşünce-edebiyat bağlantısı açısından önemi devam etmektedir.

Doğu Batı’da yayımlanan II. Meşrutiyet’le igili diğer yazıları da, değişik alanlarda bizi bilgilendiriyor.







KİTAPTAN

Ömer Seyfettin’e Göre Müfide Ferid

Yeni Turan’dan sonra Türkçülük akımının etkisiyle yazılan romanlardan ikincisi, yine bir kadın yazara, Müfide Ferid’e aittir. Müfide Ferid, ilk romanı olan Aydemir’i 1916’da yazar, ancak eser 1918’de yayımlanır. Roman, dönemin edebiyat çevrelerinde ilgiyle karşılanır, olumlu eleştiriler alır.

Türk milliyetçiliği ve milli edebiyatın gelişiminde özellikle kadınları önemli köşe taşları olarak gören Ömer Seyfettin; Halide Edip ve Müfide Ferid’i örnek olarak göstermektedir. Yeni Turan yazarı Halide Edip’in realistliğine değinirken, Müfide Ferid’in "Büyük Turan mefkuresinin kahramanı" bir romantik olduğuna vurgu yapar. Aydemir’i bir "milliyet misyoneri" olarak tanımlayan Ömer Seyfettin, eserde Türkçülük ve insan sevgisinin birlikte harmanlanmasına, Aydemir’in şiddet yanlısı olmayan "hümanist" kişiliğine odaklanır.

TÜRK EDEBİYATI MEŞRUTİYET ÖZEL SAYISI

Beşir Ayvazoğlu’nun yönettiği Türk Edebiyatı dergisi de Temmuz sayısını şu başlıkla İkinci Meşrutiyet’e ayırdı: "İkinci Meşrutiyet 100 Yaşında".

İnci Enginün, II. Meşrutiyet’in Hatırlattıkları
’nda, hareketin edebiyat açısından önemini belirtmiş:

"Tanzimat’tan itibaren metinleri gözden geçiren hiçbir araştırıcı ve aydın yoktur ki, Tanzimat fikirlerinin ve kavramlarının II. Meşrutiyet’te canlandığını görmesin. Adeta Tanzimat sonrası atılan bütün fikir tohumları, II. Meşrutiyet’te yeşermiş ve yetişmiştir. Ne yazık ki dünyanın bir karmaşanın eşiğinde bulunduğu bugünlerde karmaşa Osmanlı topraklarında hemen başlamış ve inanılmaz bir süratle büyük değişiklikler yaşanmıştır. Cumnhuriyet döneminde bu fikirlerin çoğu hayata geçirilmiş, Osmanlı Devleti’nin tasfiyesi pahasına müstakil, milli bir devlet kurulmuştur.

Büyük bir kısmı Fransız İhtiláli’nden gelen hemen daima Osmanlı toplumunda geniş olarak yaşanan şekliyle desteklenen siyasi ve sosyal kavramların bazıları kurumlaşmıştır."

Abdullah Uçman, II. Meşrutiyet’in Garip Bir Cilvesi, "1328 İntihábátı Yahut Sopalı Seçimler"
de İttihat Terakki iktidarının muhalefeti sindirmek için yaptıklarını anlatırken, Hürriyet ve İhtilaf Partisi adayı Rıza Tevfik’in seçim bölgesinde dövüldüğünü anlatmaktadır.

M.Fatih Andı, Bir Çürük İpliğe Hülya Dizmişiz -Meşrutiyet ve Nedamet yazısında, üç şairin, Tevfik Fikret, Mehmet Ákif ve Rıza Tevfik’in Meşrutiyet öncesi ve sonrasındaki tavırlarını inceliyor.

Handan İnci’nin Kadınlar Arasında II. Meşrutiyet incelemesi, Saffet Nezihi’nin bir romanından yola çıkarak, harekete kadının bakış açısından yaklaşıyor.

Özel sayı II. Meşrutiyet’in edebiyat bağlamında değerlendirilmesi açısından iyi hazırlanmış bir kaynak.

DOĞAN HIZLAN’IN SEÇTİKLERİ

İsmail UyaroğluKirli ŞiirlerYKY

Lewis ThomasBir Tıp Bilimcisinin NotlarıTübitak

İbrahim AltunSürtük ve KalpazanDoğan Kitap

Jose SaramagoGörmekCan

Canan TanYolum Düştü Amerika’yaAltın Kitaplar
Yazarın Tüm Yazıları