Efes Pilsen ve Ülkerspor, 16’ya kalmayı başardılar. Ancak, iki takımımızın Final Four’da şampiyon olma şansları yok gibi.
EUROLEAGUE’deki temsilcilerimizden Efes Pilsen ilk 16’ya grup ikincisi, Ülkerspor ise 5. olarak girdi. Final Four’a kalmak için yapılacak kura çekimine ise Efes ikinci, Ülker dördüncü torbadan katılacak. Bu iki takımızın bugüne kadar oynadığı maçlar ve Final Four’a kalma şanslarına baktığımızda ortaya çıkan tablo iç açıcı gözükmüyor.
1976’da kurulan Efes Pilsen bugüne kadar Avrupa Kulüpler Kupası’nda Aris’le final oynayarak ikinci (1993), Koraç Kupası’nda Stefanel Milano’yu yenerek şampiyon, Avrupa Ligi Final Four’unda Barcelona’yı yenerek üçüncü (2000), SuproLeague Final Four’unda CSK Moskava’yı yenerek üçüncü (2001) olarak Avrupa’da gerekli tecrübeyi edinirken, idari ve teknik kadro olarak da en az rakipleri kadar deneyime sahip. Bu kadroyla Final Four’a girseler dahi şampiyonluk bana göre çok zor gözüküyor. Efes’i oyuncu kalitesi olarak incelediğimizde, oyun kurucu mevkiinde Ender’in görev paylaşımında Popoviç’e biraz daha yardımcı olması gerekiyor.
Gerekli hamle şart
Granger’ın form grafiği mükemmel. Domercant sakatlığından olacak takımın skor gücünü taşıyamaz durumda. Genç Cenk ve Barış kendilerine tanınan dakikaları iyi değerlendirmek zorundalar. Efes’in zayıf karnı pota dibi. Bu mevkiideki 4 oyuncudan (Ermal’ın cezalı durumunu göz önüne alarak) yeterli verim alındığını düşünmüyorum. Kaya genel olarak mükemmel bir performans gösteriyor. Prkacin, lig ve Avrupa maçlarında bu sene Efes’in en iyi oyuncusu. Ancak, hedef Final Four Şampiyonluğu ise Prkacin bu takımın oyuncusu değil. Kerem Gönlüm daha uyum sağlayamadı. Mutlu bu üç oyuncunun arkasından gelecek kıvamda değil. Lacivert beyazlılar takım olarak her maçta inanılmaz bir mücadele veriyor. Şartlar ne olursa olsun kolay teslim olmuyorlar ama tüm basketbolseverler gibi ben de bunu yeterli bulmuyorum. İdari, teknik, tecrübe ve maddi güce sahip Efes’in artık gerekli hamleleri yapıp Final Four Şampiyonluğunu Türkiye’ye getirmesini bekliyoruz.. Gelelim Ülker’e... 1989 yılında lige katılan turuncu yeşilliler bugüne kadar Avrupa kupalarında doğru dürüst bir başarı elde edemediler. Bu sezon kadrolarını 11 oyuncu transfer ederek yenilediler. Bu yeni kadronun zamana ihtiyacı olduğunu, uyum sorunu yaşayacağını ancak ligin sonunda final oynayabileceğini ama Avrupa’da şansları olmadığını daha önce yazmıştım.
Ülker’in zayıf halkası
İbrahim’in sezon başında, ardından Mirsad’ın sakatlıkları Ülkerspor’u zora soktu. Ergin Ataman sezon başında gelen yenilgilerle sıkıntılı günler geçirse de, takımını toparladı, Ülker’i ligde zirveye taşıdı. Avrupa kupalarında ise pota dibine Macar Gulyas’ı transfer edip son anda 16 takım arasına soktu. Final Four’a kalma şanslarını zor görüyorum. Pota dibinde Haislip, Mirsad, Gulyas ve genç Oğuz mükemmel. Jeff, İbrahim ve Ömer Onan iyi. Ülker’in zayıf karnı ise Efes Pilsen’in tersine oyun kurucu bölgesi. Stefanov ile Cüneyt takımı tam randımanlı oynattıkları söylenemez. 11 yeni oyuncu ve yukarda saydığım olumsuzluklarla Ülkerspor’un 16 takım arasına girmesi ve ligde zirvede olması büyük başarı. Bu kadroyu bozmaz oyun kurucu bölgesine gerekli tedbiri alırlarsa daha başarılı sonuçlar alabilirler.