Milli Takım teknik heyeti olarak ABD’de izlediğimiz Mehmet Okur, Hidayet Türkoğlu, Engin Atsür ve Ersan İlyasova’nın performanslarının üst düzeyde olduğunu görmek bizi hem gururlandırdı, hem de umutlandırdı.
GEÇEN hafta Engin Atsür, Ersan İlyasova, Mehmet Okur ve Hidayet Türkoğlu’nu izlemek için Bogdan Tanjeviç ve Nihat İziç ile Amerika’ya gittik. Amacımız ilk aşamada NBA oyuncularımızı yakından izlemek ve onları psikolojik açıdan 2006 Dünya Şampiyonası’na hazırlamaktı. Seyahatimizin ilk durağı Greensboro’du. Burada North Carolina-Wake Forest karşılaşmasında Engin Atsür’ü seyrettik. Daha sonra sırasıyla Orlando’da Orlando Magic-Golden State maçında Hidayet’i, Miami’de Miami Heat-Utah Jazz karşılaşmasında Mehmet’i, yine Orlanda Magic önünde Hidayet ve Mehmet’i, son olarakta Fayetteville’de Ersan’ı izledik.
İnanılmaz bir tempo
Engin Atsür, NCCA’de bu yıl başarılı bir sezon geçirdi. Ancak bizim seyrettiğimiz Wake Forest maçında tutuktu. Ersan ise sakatlığını atlatmış, fiziksel açıdan kuvvetlenmişti. İzmir’de yapılacak Ümitler Avrupa Şampiyonası’na hazır geleceğini gördük. Bu şampiyonada sergileyeceği performans onun 2006 Dünya Şampiyonası’nda A Milli Takım formasını ne kadar giyebileceğini gösterecek.
NBA’de oynayan Mehmet ve Hidayet’in durumları ise daha farklı. Bu iki oyuncumuzun antrenman ve maç düzenleri bize göre çok farklı. Sezonda 82 maç oynamaları (neredeyse 2 günde 1) ve uzun yolculuklar, onları iyice hayatlarından bezdirecek duruma getirmiş. Yukarıda belirttiğim gibi Mehmet, Utah’tan Miami’ye geldi. Antrenman yapıp bizimle yemek yedi. Ertesi gün Miami maçını oynadı, karşılaşma sonrası Orlando’ya geçip, ertesi sabah antrenmana çıktı.
Akşam da Orlando Magic maçını oynadı, Hidayet’le karşı karşıya geldi. Karşılaşma sonrası Hidayet ve bizimle tekrar yemek yedi ve ertesi sabah takım antrenmanı yapıp, Atlanta’ya uçtu. Dinlenme fırsatı bulamadan Memphis’e gitti.
Hidayet ise Golden State maçını oynadı, Indianapolis’e uçtu. Indiana karşılaşmasına çıktı, Orlando’ya dönüp Utah Jazz maçını oynadı ve ardından Atlanta’ya geçti. Arkasından da kritik Boston maçı için bu şehre gitti. Tüm basketbolseverlerin olayı daha iyi kavrabiylesi amacıyla Mehmet ve Hidayet’in 5 gün içinde yaşadığı inanılmaz tempoyu anlatmaya çalıştım.
Mehmet ve Hidayet normal olarak oynadıkları her maçta iyi performans göstermek istiyor. Yenildikleri veya iyi oynamadıkları maçlardan sonra hiçbir baskı görmüyorlar.
Bu pozitif ortama alışmışlar. Yurda döndüklerinde ise milli takım antrenmanları, kamplar ve milli maçlar öncesi Türk halkının büyük beklentisi onları bir hayli baskı altına sokuyor.
Sezon sonu beklenmeli
Bu inanılmaz tempo içinde yaşayan ikilinin özellikle Türkiye’den milli takımla ilgili yorumlara sağlıklı yaklaşmaları mümkün değil. Milli takımla ilgili bilgi alışverişinin NBA sezonunun ardından, belli bir süre geçtikten sonra yapılması daha doğru olacağı görüşündeyim.
İki oyuncumuzun takımlarının Play-Off’a kalma şansları çok az. Son anda bir sürpriz olmadığı taktirde iki basketbolcu da 2.5 aylık dinlenme imkanı bulacak.
Bu durum da doğal olarak milli takımımıza büyük avantaj getirecek. 10 gün içinde yaptığımız bu inceleme sırasında oyuncularımızın performansını üst seviyede görmemiz bizleri hem gururlandırdı, hem de 2006 Dünya Şampiyonası öncesi umutlandırdı.