26 Nisan 2004
Hong Kong'un ''vurdulu-kırdılı komedi filmlerinin'' yıldızı Çinli oyuncu Jackie Chan, BM'nin Çocuklara Yardım Fonu UNICEF ve AIDS'le mücadele dairesi UNAIDS'in iyiniyet elçisi oldu. Chan'ın seçiminin, Kamboçya'nın başkenti Phnom Penh'de resmen duyurulması vesilesiyle açıklama yapan UNAİDS başkanı Peter Piot, HİV virüsü ve AIDS'in Asya'da çok çabuk yayıldığını belirterek, mücadelenin, Afrika'dan sonra dünyanın diğer kesimlerinde de çok önemli olduğunu söyledi.
Kung-fucu Hollywood ve Hong Kong starı Jackie Chan'ın 20 yılı aşan''avantür'' türündeki yarı komedi ünü, bilhassa Çin'i öylesine kaplamış durumda ki, 16 bin kızın onun uğruna inhtihar ettiği iddia ediliyordu. Jackie Chan, 6 yıl önce İstanbul'da da set çekimlerinde bulunmuştu.
Yazının Devamını Oku 22 Nisan 2004
<B>BUGÜNE kadar özerkliğin</B> çıkmaması ve <B>Abdi İpekçi</B>’nin basketbolun kullanımından alınması için yoğun çaba harcayan sözde basketbol misyonerleri! Türkiye’nin tek basketbol gazetesi Fanatik Basket’in ‘Özerklik Tek Yol’ başlıklı ana sayfada yer alan, gerçek basketbol emekçilerinin yorumları karşısında hedef değiştirmelerini hayretler içinde izliyorum.
Federasyon Başkanı Turgay Demirel’e, Orhun Ene ve Levent Topsakal gibi Türk basketboluna damgasını vurmuş isimlere, Avrupa’da destanlar yazan istikbalimizi genç millilerin bir kısmına vize verdirmeyen, kişi ve yandaşlarını özerkliğe ‘EVET’, Turgay Demirel’e ‘HAYIR’ kampanyasını başlatarak spor kamuoyunun önünde gerçek emellerini gizlemek istemelerini artık hiç kimse inandırıcı bulmamaktadır.
Önünü kesmek istiyorlar
Ne acıdır, bu kişiler hemen her gün Merkez Danışma Kurulu Üyeleri’ne gerçek dışı bilgilendirme yaparak özerkliğin önünü kesmek istemektedirler. 12 yıldır Türk basketbolunun önünü açmak için özerklik yolunda büyük mücadele veren Turgay Demirel’e karşı aldıkları bu tavırlarının altında, kişisel kin ve ihtiras duyguları yatmaktadır. İnanıyorum ki, 28 Nisan’ da Türk basketbolu özerkliğine kavuşacaktır.
Anlayamadığım diğer bir konu ise, açıklanan çerçeve statüde federasyon başkanlığı seçiminde hakemlere, antrenörlere ve basketbolculara oy hakkı bulunmamasına karşın, basketbol camiasından hiçbir ses çıkmaması. Her konuya duyarlı olan bizler, nedense basketbolun gerçek emekçilerinin genel kurulda temsil edilmemesine nasıl oluyor da duyarsız kalabiliyoruz.
Gençlerimiz gurur verdi
Nihat İziç yönetiminde geçen yıl Avrupa Yıldızlar Şampiyonası’nda ikinci olan takımımız, bu sene Polonya’da Avrupa Gençler Şampiyonası elemelerini Sırbistan’nın ardından ikinci olarak geçmelerinin hemen arkasından, Almanya’da 45 yıldır yapılmakta olan Uluslararası Albert Schweitzer Turnuvası’nda birinci oldu. Bu durum, basketbolumuzun emin adımlarla ilerlediğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Gençler kategorisinde yaş dezavantajına karşın, tüm rakiplerini yenerek birinci olmaları, Ersan İlyasova’nın da en iyi forvet ve MVP seçilmesi, Türk basketbolu adına gurur verici bir hadisedir.Türkiye’yi sevince boğan bu başarıyı getiren Caner Şentürk, Semih Erden, Oğuz Savaş, Cenk Akyol, Murat Göktaş, Mehmet Yağmur, Serhad Çetin, Ersan İlyasova, Emre Bayav, Cem Coşkun, Erhan Yetim, Hakan Demiral’ı en iyi şekilde yetiştirip, Milli Takım’a yollayan kulüplerimiz ve teknik sorumlularını, onlara uluslararası maç olanağı sağlayan federasyonumuz ile Genç Milli Takım’ın idari ve teknik kadrosunu ayakta alkışlıyorum.
BASKETBOL HAMLESİ
GEÇEN hafta Türkiye Kupası Final-Four maçları Konya Selçuk Üniversitesi 19 Mayıs Salonu’nda yapıldı. Federasyon, İl Müdürü Fazlı Bayram Hadi, Selçuk Üniversitesi Rektörü Süleyman Okudan, Rektör Yardımcısı Kürşat Turgut, Spor Daire Başkanı Yusuf Doğruel ve Spor Kulübü Başkanı A.Gürsel Oğuz’un ortaklaşa çalışmasıyla gerçekleştirilen organizasyona Konyalılar büyük ilgi gösterdi.
Ülkerspor’un 1. olduğu ve TRT’den canlı yayınlanan karşılaşmaları 3000’in üzerinde basketbolsever zevkle izledi. Bu karşılaşmalar için yoğun çalışmalarla hazırlanan 19 Mayıs Salonu, seyirci konumu, basın tribünü, soyunma odaları, basın merkezi, animasyonları ile Avrupai bir görüntü verirken, bu konuda emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum. Anadolu’nun her yöresinde olduğu gibi Konya’da gözlemlediğim basketbol sevgisine İl Müdürü Fazlı Bayram Hadi ve Selçuk Üniversitesi Rektörü Süleyman Okudan, Bölgesel Lig’de mücadele eden takımlarını 1. Li’ge çıkartarak karşılık vermelidirler.
Yazının Devamını Oku 17 Nisan 2004
Konya’da muhteşem bir atmosfer içinde başlayan Türkiye Kupası Final-Four ilk maçında Galatasaray, güçlü rakibi Ülker karşısında bir varlık gösteremedi ve elendi. İlk iki periyotta Galatasaray Coachu Halil Üner’in hücumda oyuncularını 5 dışarıda oynatması ve topu devamlı Kerem’in tuttuğu oyuncuya getirmesi, Ülker’i biraz şaşırttı. Dışarıdan şuta dayalı bu sistem, 1.5 periyot başarılı oldu. Ancak Ülker Coachu Ergin Ataman oyuncularına alan savunması ve yarı saha baskı uygulatınca dengeler değişti, fark bir anda büyüdü.
Çöküşün faktörleri
Galatasaray ligin sonlarına doğru oynadığı lig maçında rakibini son saniyelere kadar zorlamıştı. Ama dünkü maçta yabancı oyuncularının bir kısmının bu maça gelmeyişi ve maddi olanaksızlıklar Galatasaray’da bu çöküşü getirdi. Ülker cephesinde Ergin Ataman’ın tüm oyuncularını sahaya sürmesi, İbrahim ile Rentzias’ın olumlu oyunları, Blair’in 18 sayısı, turuncu yeşillilere farkı getiren faktörlerdi. Maçın son 3 dakikasında Halil Üner’in genç oyuncuları sahaya sürerek, sonucu kabullenmesi, Ülker’i finale taşıdı.
Maçın hakemleri az hatalı ve skora tesir etmeyecek bir yönetim gösterdiler.
Muhteşem atmosfer
Final-Four’a ev sahipliği yapan Konya’da Selçuk Üniversitesi içindeki 3 bin kişilik spor salonu inanılmayacak güzellikte. Basın bölümü bir Avrupa Şampiyonası organizasyonuna ev sahipliği yapabilecek görüntü (bilgisayar, telefon ve internet bağlantıları ile donatılmış) verdi. Salon şehrin dışında olmasına karşın, üniversite içinden ve şehirden gelen basketbolseverler salonu doldurdu. Bu da basketbolu görsel güzelliğe taşıyacak bir ortam yarattı. Ayrıca dans gösterileri ve animasyonlar da Final-Four’a ayrı bir renk kattı.
Yazının Devamını Oku 8 Nisan 2004
<B>KADER</B> maçını Efes kazandı ama, Skipper deplasmanda PAU’yu 81-80 <B>(bitime 3.2 saniye kala Vujaviç’in 2 serbest atışı sayı olunca)</B> yenince Final Four şansını bir kez daha elden kaçtı. Tüm basketbolseverler gibi lacivert beyazlı takımın aklı Fransa’daki maçtaydı. Tabii ki, Sloven ekibi karşısında da mutlak galibiyeti hedefliyorlardı. Büyük stres altında oynanan ilk iki periyotta Slovenler, Efes’e kök söktürdü. Ancak, mutlak kazanmak zorunda olan lacivert beyazlılar sert savunma ve büyük istek içinde mücadele verdiği bu iki periyodun sonunda beraberliği yakaladı: 30-30.
Olimpija kaderi oldu
Takımda her zamanki hücum silahları Granger(10 sayı) ve Langdon’un (6 sayı) tutuk oluşu, 3’lük atışlarda 1/18 gibi inanılmaz isabetsizlik hücumda Efes Pilsen’i zorlarken, maçı kazandıran en büyük faktör sert savunmaları idi.
Bu arada bu kadar olumsuzluk altında maçı 68-58 kazanmalarının nedeni de pota dibinde Prkaçin (22), Kaya (10) ve Ermal’dan (14), 46 sayı bulmalarıydı.
Ancak bu maçın Efes lehine bitmesi Final Four yolunu açamadı. Çünkü Skipper 1 sayıyla Pau’yu yenmişti. Efes Pilsen’in Final Four’u kaçırmasının nedeni son maçlarda aldığı neticeler değildi. Esas neden; deplasmanda oynadıkları ve yenildikleri Olimpija maçıydı. Bu karşılaşma da zaten onların kaderini çizdi.
Yazının Devamını Oku 2 Nisan 2004
<B>1991</b> yılında Birinci Lige çıkan Fenerbahçe, bu tarihten itibaren alt ve üst yapıda yapılan bilinçli çalışmalarla, Bayanlar Basketbol Ligi'nin hegamonyasını, ezeli rakibi Galatasaray'dan aldı. Metin Aşık'la başlayan hamle, daha sonra Başkan Aziz Yıldırım ve Mahmut Uslu'nun bayanlara verdikleri destek, Fenerbahçe'de sürekli bir başarıyı da birlikte getirdi. Menajer Murat Yosmaoğlu'nun bayan takımının bugünlere gelmesinde yaptığı önemli çalışmalar, coach Zafer Kalaycıoğlu'nun teknik ve taktik bilgisi, bir yıldır şubenin başında bulunan Işık Eyigüngör ve yedi kişilik ekibinin katkılarıyla birleşince, sarı lacivertlilerin rotası Avrupa'nın zirvesine çevrildi.
Fenerbahçe bu yıl FIBA Avrupa Bayanlar Kupası'na katıldı ve büyük başarı göstererek Final-Four'a kaldı. Başkan Aziz Yıldırım, Şube Sorumlusu Işık Eyigüngör'ün finallerin İstanbul'da yapılması isteğine tam destek verince, Türkiye Basketbol Federasyonu Final-Four'u İstanbul'a almayı başardı.
Bu hafta sonu Abdi İpekçi Salonu'nda gerçekleştirilecek olan bu Final-Four organizasyonunun muhteşem geçmesi için Fenerbahçe ve Federasyon inanılmaz bir çalışma içine girdiler. Fina-Four'a Avrupa'nın en iyi takımlarından Macar temsilcisi MAV Coop ile Rus ekipleri Dinamo Moskova ve Zwezda katılıyorlar.
Zwezda favori ama
Yarın başlaşyacak Final-Four'da ilk maç Fenerbahçe ile Mav Coop arasında oynanacak. Macar Mav Coop gruptan yenilgisiz çıktı. Güçlü oyunculardan kurulu olan bu takım karşısında galibiyet Fenerbahçe'yi finale çıkarır. İkinci maç ise Dinamo ile Zwezda arasında. Kadrosunda 35 yaşında milli oyuncu Elen Shakirova'yı bulunduran Zwezda, hem bu karşılaşmanın, hem de kupanın favorisi.
Miller kardeşler, Erb ve Bethany gibi kaliteli yabancı oyunculara sahip Fenerbahçe'nin, Esra, Melike, Nilay, Şükran, Nalan, Müjde, Ceyda, Devran, Tuğçe, Şükran, Damla ve kaptan Serap'la Mav Coop'u yenerek final oynaması bayan basketbolu açısından çok önemli. Basketbolda iddialı olduğu her ortamda takımlarına büyük destek vermiş olan sarı-lacivertli seyircilerin yarın Abdi İpekçi Salonu'nu doldurarak bayan takımlarını finale taşıyacaklarına yürekten inanıyorum.
Yazının Devamını Oku 21 Mart 2004
<B>BU </B>maçın analizine geçmeden, Beşiktaş'ın, kendisinden her bakımdan üstün Efes Pilsen karşısında ligde iki kez galip gelmesinin nedenine bakmak gerekir. Bu sezon Beşiktaş, futbol dışı branşlarına, karşılığı olan gerekli bütçeleri ayırmıştı. Basketbolun başına da kendisini ön plana çıkarmayan ve ekip çalışmasına inanan Cem Bilge'yi geçirmişti. Ayuso, El Amin, Ruziç, Cuthrell gibi çok kaliteli ancak mütevazı bütçeli yabancı oyuncuları kadrosuna dahil ederken, Mustafa Abi, Nedim Yücel, Hüseyin Demiral, Barış Ermiş, Evren, Volkan, Enver ve Kaptan Faruk'la da derinliği olan bir kadro kurdu. Genç antrenör İhsan Bayülgen’in önderliğindeki teknik ekip, menejer Zeki Can’la takımı zirveye taşıdılar.
Geçen akşam sevgili Esat Yılmaer'le katıldığımız Beşiktaş Basketbolcular Derneği yemeğinde, başkanları Gültekin Alkor ve Turan Koray gibi eski basketbolcuların Cem Bilge'nin etrafında şampiyonluk için kenetlendiğini gördük.
Seyirciyle bütünleştiler
İşte dünkü zafer sırrı yukarıda. Efes önünde seyircisiyle bütünleşen siyah beyazlılar, gerek savunmada, gerekse hücumda basketbolun tüm inceliklerini ortaya koydu. El Amin'in 23, Ayuso'nun 18 sayısı ve Cuthrell'in 10 sayı, 13 ribaundu ile Ruziç'in 16 sayı, 7 ribaundluk performansı ile Avrupa Fatihi rakibini ikinci kez mağlup ederken, şampiyonluk adayı olduğunu tüm basketbolseverlere gösterdi.
Efes Pilsen'e gelince, arka arkaya oynadıkları Avrupa ve lig maçlarının yorgunluğuna karşın onlar da sahada inanılmaz bir mücadele ortaya koydu. Lacivert beyazlı takımın dünkü maçtaki en başarılı oyuncusu 17 sayı, 6 ribaundla oynayan Kaya'ydı.
Antrenör Oktay Mahmudi'nin, Langdon ve Granger'ı kanımca savunma yapmadılar diye, maçın kritik anlarında oynatmayışı siyah beyazlıların lehine oldu gibi geldi. Bu maçı idare eden hakem üçlüsünün böylesine mücadeleci bir oyunda, sonuca tesir eden bir hata yapmadıklarını ve başarılı bir yönetim gösterdiklerini söyleyebilirim.
Yazının Devamını Oku 19 Mart 2004
<B>TÜRKİYE</B> Basketbol Ligi'nin dibinde müthiş çekişme yaşanıyor. Matematiksel olarak Tofaş'ın ligde kalma şansı yok. F.Bahçe, B.Kolej, G.Saray, Oyak Renault'dan hangisinin lige veda edeceği oynanacak son 4 maçta belli olacak. Lig tarihinde 1978-79 sezonunda G.Saray ile F.Bahçe küme düşmüşlerdi. Ancak o günkü Federasyon Başkanı Osman Solakoğlu, statü değiştirerek bu iki takımımızı ligde bırakmıştı. 1980'den bu yana ise G.Saray ve F.Bahçe küme düşme hattının yanından bile geçmedi. Gelin bu dört takımın ligde kalma şanslarına bakalım.
Fenerbahçe
8 galibiyeti bulunan F.Bahçe, sırasıyla deplasmanda B.Kolej, içeride Darüşşafaka, deplasmanda Oyak Renault ve Efes Pilsen ile oynayacak. Sarı lacivertliler, bu maçlardan birini kazandığında 9 galibiyete ulaşır ki, sondan 2. sıradaki O.Renault'nun, F.Bahçe'ye yetişmesi için son 4 maçını da kazanması gerekir. Bu durumda Bursa ekibi ilk maçta rakibini 72-71 yendiği için F.Bahçe'nin üzerine çıkabilir, ama bu çok zor bir ihtimal.
Galatasaray
7 galibiyeti bulunan G.Saray, son dört maçında içeride Darüşşafaka ile Tuborg, deplasmanda Ülker ve Pınar Karşıyaka ile oynayacak. Geçen sezon ligi 3. bitirip başarılı olan sarı kırmızılılar, bu sene inanılmaz bir düşüş içinde. 12 maçta 1 galibiyet alabilen G.Saray teknik ekibi ve oyuncular toparlanamazsa küme düşme hattında kalırlar.
Büyük Kolej
7 galibiyeti bulunan B.Kolej içeride F.Bahçe, deplasmanda Beşiktaş, içeride P.Karşıyaka ve deplasmanda Tekel ile karşılaşacak. Ankara'nın mutevazı takımının rakipleriyle şansı eşit. İçeride veya deplasmanda oynamaları onlar için fark etmiyor. İyi gününde olduğu tüm karşılaşmaları kazanıyor, bu da ligde kalma şanslarını arttırıyor.
Oyak Renault
5 galibiyeti bulunan Oyak Renault ise deplasmanda Aras İTÜ, içeride Tekel ve F.Bahçe, deplasmanda Beşiktaş ile oynayacak. Dört takım içinde galibiyet sayısına göre en zor durumdaki Bursa temsilcisinin kader maçı Aras İTÜ ile. Bu maçı kazanırsa kümede kalma şansı artabilir. Yoksa işleri çok zor.
Yazının Devamını Oku 10 Mart 2004
1992'den beri beklediğimiz 'Özerklik' Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Genel Müdürümüz Mehmet Atalay ile Yunus Akgül (Gen.Müd.Danışmanı), Sezai Bağbaşı (Gen.Müd.Yrd.), Haluk Çetin (Teftiş Kurulu Bşk.), Zübeyt Aydın'dan (Hukuk Kurulu Bşk.) oluşan ekibin inanılmaz çalışmalarıyla Meclis’ten geçti. Başbakanımız Tayyip Erdoğan'ın sporcu yapısının 'Özerk'liğin önündeki engelleri bir bir ortadan kaldırdığını da kamuoyunun dikkatine sunuyorum.
4 Mart Perşembe günü TBMM'nde tek bir ret oyu olmaksızın 254 kabul oyuyla yasalaşan 'Özerklik', bürokratik engelleri ortadan kaldıracağı gibi, idari mekanizmayı maddi ve manevi açıdan rahatlatarak, sporumuzu daha ileriye götürmemizi sağlayacak.
Her şeyden önemlisi; basketbolumuzun geleceğini yönlendirecek başkan ve yönetim kurulunun seçimi, oluşturulacak genel kurul tarafından yapılacak olması. Yani basketbolun kaderini basketbolun içindeki isimler çizecek.
Demirel'in gururu
12 senedir özerkliği elde etmek için inanılmaz çalışmalar yapan Turgay Demirel, bir ilke daha imza atmanın gururunu ömrü boyunca yaşayacak.
Basketbolumuz özerklik öncesi, büyük maddi ve idari sıkıntılara rağmen uluslararası önemli organizasyonlara ve takımlarımız da katıldıkları turnuvalarda inanılması güç başarılara imza atmışlardır. FIBA Avrupa Genel Kurulu, Avrupa Şampiyonası, Uluslararası Efes Pilsen İstanbul World Cup Turnuvası, Bayanlarda Yıldızlar Avrupa Şampiyonası gibi organizasyonlarla, milli takımlarımızın Avrupa ikincilikleri gibi sıra dışı başarıları sayabiliriz. Buna kulüplerimizin Avrupa kupalarındaki çıkış ve başarılarını da ekleyebiliriz.
İşimiz kolay değil
Sporcular bazında ise; Mirsad Türkcan'ın açtığı kapıdan Hidayet Türkoğlu ve Mehmet Okur'u da NBA'ye yolladık. NCAA'lerde Engin ve Emre Atsür kardeşler, Nihan Anaz, Şebnem Kimyacıoğlu, Melis Ülker ve Deniz Boz parlak geleceğimiz. Avrupa deneyimi yaşayan İbrahim Kutluay, Mirsad Türkcan, Hüseyin Beşok gibi yıldızlarımız da basketbolumuzun bugün geldiği noktayı gösteriyor. Ergin Ataman başta, Murat Didin ve Erman Kunter, Avrupa'ya Türk antrenörlerinin damgasını vurdu.
Şimdi özerklikle birlikte işimiz çok daha zor olacak. Sorumluluklarımızın kat ve kat arttığının bilincindeki TBF ailesi olarak, basketbol camiamızın da desteğini arkamıza alarak yukarıda saydığımız başarıları çok daha üst düzeylere taşımak için, var gücümüzle çalışmamız gerekiyor. Bu tarihi yasanın hazırlanmasında ve çıkartılmasında emeği geçen herkese bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum...
Yazının Devamını Oku