Doğan Hakyemez

Cesur yürek Ender

8 Haziran 2004
<B>BİR </B>takım, oyun kurucusu kadar takımdır. Geçen maçta ne Ender, ne de Kerem, istediklerini sahaya yansıtamadıkları için, Efes Pilsen, Ülker’in kısalarından 50’nin üzerinde sayı yemişti. Ancak dün, oyuna fırtına gibi başlayan Ender, attığı 15 sayının yanı sıra yaptığı 6 asistle Ülker’i yıkan oyuncu oldu. Zaman zaman onun yerine giren Kerem de, iyi performans ortaya koyunca Efes’in farka gitmesi kaçınılmaz hale geldi.

Ülker takımında Kerem Gönlüm’ün ilk periyotta üç faul alması, ikinci çeyreğin ortalarında da play-off serilerinin müthiş oyuncusu Serkan’ın arka adalesinin atması, farklı yenilgiyi hazırlayan nedenlerin başında geldi.

İlk yarıyı 41-28 geride kapayan Ülker’in en önemli kozları Naumoski ve Booker, altı pozisyonda oyunu çok zorladılar. Bu zorlama atışlar girmeyince, Kaya (19 sayı, 6 ribaund) ve Ermal (13 sayı, 7 ribaund) Efes Pilsen adına farkı açtı.

Zorlama atışlar

Maçın daha sonraki bölümlerinde iki takım da, doğru dürüst oynatmadıkları genç oyuncularına şans verdi. Burada parantez açılacak bir oyuncu vardı, o da Ülkersporlu Fatih Solak. Bugüne kadar kenarda oturmaktan bitap hale gelmiş olan bu oyuncu, maça girdiği andan itibaren pota altında hakimiyet kurdu. Demek ki, bu oyuncudan sezon içinde biraz daha faydalanılmış olsa, Ülker için büyük bir kazanç olabilirdi.

Hiç anlayamadığım bir konu da, Ülkerspor’un böyle büyük final maçlarını Ahmet Cömert gibi yetersiz bir salonda oynama ısrarı. Sanki saha avantajını kullanırmaş gibi gözüken turuncu yeşilliler, en kritik maçlarını burada kaybettiklerini hiç mi görmüyorlar? (Geçen yıl şampiyonluk maçında olduğu gibi).
Yazının Devamını Oku

Ülker'in kısaları

5 Haziran 2004
<B>EFES </B>Pilsen-Ülkerspor maçı, basketbolseverler açısından mükemmeldi. İlk iki periyot Efes’in, son iki çeyrekte de Ülker’in önde götürdüğü karşılaşmayı, inatçı turuncu yeşilliler kazanarak seride durumu eşitledi: 2-2.

Oyuna çok hızlı başlayan Efes Pilsen, pota altından Prkacin ve sonradan oyuna giren Nikoliç’in sayılarıyla farkı sürekli açtı. Ergin Ataman her zaman olduğu gibi dört kısaya dönerek ve daha sonra pres yaparak, Efes Pilsen’in kazanacağına inananları bile şaşırttı. Ülkerspor’da farkın Efes Pilsen lehine açılmasını engelleyen isim Naumoski idi. Makedon oyuncunun 11 sayı, 10 asistlik oyununa Booker’ın 35 sayı, 7 ribaundluk performansı eklenince, turuncu yeşilliler şampiyonluk yarışında çok kritik bir galibiyet aldı. Kerem Gönlüm (13 sayı, 7 ribaund) ve Blair (17 sayı, 3 ribaund) mükemmel oyunlarıyla Efes Pilsen’in pota dibini çökerttiler ama, bana göre Ülker’e maçı kazandıran esas faktör, Booker, Naumoski, Serkan ve Tutku’dan bulduğu 58 sayıydı.

Granger yetmedi

Son bölümde gardı hemen hemen düşen Efes Pilsen’de ayakta kalan tek oyuncu Granger’dı. ABD’li oyuncu, 21 sayı, 8 ribaund, 3 asistle oynamasına karşın, yenilgiyi engelleyemedi.

Dünkü maç, final karşılaşmalarında faul atışlarının ne denli önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Ülker’in yüzde 81’lik isabet oranına karşın Efes’in yüzde 61’de kalması, sonucu belirleyen diğer bir faktördü. Ayrıca, böyle gerilimli ve güzel maçı idare eden Keseratar-Özgök-Ankaralı üçlüsüne hepimizin teşekkür etmesi gerekiyor.
Yazının Devamını Oku

Gençlik morali

2 Haziran 2004
<B>ÜLKERSPOR</B>’un pilot takımı Yeşilyurt, geçen hafta Türkiye şampiyonu oldu. <B>Alaattin Yakan</B>’ın çalıştırdığı bu gençler, Ülker’in istikbali olacak. Şampiyon takıma merasim, Ülker-Efes Pilsen maçından önce yapılınca, karşılaşmayı mutlak kazanmak zorunda olan turuncu yeşillilere artı bir moral geldi diyebiliriz.

Ülkerspor maça hızlı başladı. Ancak, Granger’ın ilk yarıdaki 16 sayılık performansı, lacivert beyazlıların devreyi 2 sayıyla galip bitirmesini sağladı. Efes Pilsen’de en çok dikkati çeken olay; Kerem’in şutlarındaki isabetsizlikti. Ülker ise ilk yarıda Kerem Gönlüm ile direndi.

İkinci devre müthiş bir çekişme içinde geçti. Üçüncü periyotta 10 sayının üzerinde fark elde eden Efes Pilsen’de, Prkacin dört faullü olmasına rağmen mükemmel oynadı. Buna karşın Granger’ın ilk yarıdaki performansını mumla aradık.

Naumoski’nin Ülker adına 9 sayı, 5 ribaund, 8 asistlik oyununa, Tutku’nun isabetli şutları ve Serkan’ın üstün performansı eklenince Ülker, Efes’i yakaladı. Dördüncü periyotta bu sefer fark Ülker lehine gelişti. Alan savunmasına mükemmel hücum eden turuncu yeşilliler, son 1,5 dakikaya 8 sayı önde girdi. Ancak üst üste altı hücumdan boş dönünce, Granger ve Prkacin ile sayılar bulan Efes Pilsen rakibine yetişti. Son saniyeler büyük bir heyecan fırtınası şeklinde geçerken, son topu kullanamayan Efes Pilsen, maçı kaybetti.

Dikkatli ol Serkan

Karşılaşmanın kalitesi vasatın biraz üzerindeydi ama, çekişme ve heyecan bir basketbol finaline yakışır güzellikteydi. Serkan için bir parantez açmak istiyorum. Play-off’ta mükemmel oyunlar ortaya koyan bu oyuncunun, dün hakeme sinirlenmesi sonucunda aldığı teknik faul, az kalsın takımına maçı kaybettiriyordu. Serkan’ın bu güzel oyununa gölge düşürmemesi için daha dikkatli olması gerektiğine inanıyorum.
Yazının Devamını Oku

Efes ikiledi

30 Mayıs 2004
<B>EFES </B>Pilsen, <B>İbrahim’</B>siz Ülker karşısında ezici bir üstünlük kurdu. Turuncu yeşillilerde bu sezon çok az süre alan Muratcan’a, Langdon’ı tutma görevi verilmişti. Ancak, Langdon daha ilk yarıda 17 sayıyı Ülker potasına bıraktı. Ergin Ataman, Türkiye Kupası’nda olduğu gibi, dört kısa alan savunması ve tam saha pres gibi bütün taktikleri denediyse de, Efes Pilsen, maçın ilk yarısında 50 sayı atarak, soyunma odasına 18 sayılık farkla gitti.

Kaya’nın ilk devrede faul problemine girmesi ile, bu mevkiide oynayan Ermal ve Nikolic’in sakatlıkları bile Efes Pilsen’i durduramadı. Oyuna sonradan giren Ömer ve Alper, kendi mevkiileri olmamasına karşın, Ermal ve Nikolic’i aratmadı. Özellikle Alper, kritik anlarda attığı sayılarla Ülker’in direncini kıran oyuncu oldu.

Rentzias katkı yapamadı

İbrahim
’in olmayışının skor açısından Ülker’i sıkıntıya soktuğu bir gerçek. Turuncu yeşilliler açısından asıl düşündürücü olan olay, büyük paralar harcanarak transfer edilen Rentzias’ın, görev aldığı 8 dakikada oyuna hiçbir katkı yapamamasıydı.

Efes Pilsen’in seride 2-0 öne geçmesini sağlayan bu önemli galibiyetin mimarları; Langdon (22), Prkacin (20 sayı, 9 ribaund) ve Granger (18) oldu.

Maçın istatistiklerini incelediğimizde ise, Efes Pilsen’in asistte 21’e 13, blokta da 4’e 0 üstünlük sağladığını görüyoruz.

Play-off’ta her maçın ayrı değeri ve stratejisi olduğu için, iki takım da bu karşılaşmayı hemen unutmak zorunda. Özellikle Ülker’in bu kötü günü derhal hafızalarından silmesi gerekir. Zira, serinin ikinci maçını da kaybederlerse, şampiyonluk kupasını kazanmaları mucizelere kalır.
Yazının Devamını Oku

Beşiktaş ve Karşıkaya

26 Mayıs 2004
<B>TÜM </B>zorluklara karşın bu sezon zevkli ve çekişmeli geçiyor. Küme düşen takımlarımızın ligin son haftalarında belli olması, her takımın birbirini yenmesi, Play-Off ilk turunda Karşıyaka-Tuborg, Beşiktaş-Darüşşafaka, Tekel-İTÜ ve Telekom-Fenerbahçe serilerinin 3-2 bitmesi, mücadelenin ne denli çekişmeli olduğunun göstergesi.

Organizasyon ve mali güç olarak diğer takımlardan çok üstün olan Efes Pilsen ile Ülker Spor’u bir kenara koyarsak, bu sezonun iki flaş ekibi bana göre BEŞİKTAŞ ve KARŞIYAKA.

Bu sezon yönetici Cem Bilge başkanlığında, Yönetim Kurulu’nun aldığı kararlar doğrultusunda yeni yapılanmaya giden siyah beyazlıların, ligde Efes Pilsen’i iki kez yenip, Ülker’e de son saniyelerde yenilerek, üçüncü olmaları bir kulüp takımı olarak büyük takdir topladı. Ayuso, El-Amin gibi ucuz, ama kaliteli yabancıları ile ligin tozunu atan Beşiktaş, seyircisinin inanılmaz desteğiyle Play-Off’ta Darüşşafaka’yı saf dışı bıraktı. Ülker’e elenmelerinin, kenardan gelen oyuncu kalitesinin ve tecrübelerinin, rakiplerine oranla yetersiz olmasından kaynaklandığını belirtmem gerekiyor.

Karşıyaka’nın şanssızlığı

Basketbolun kalbinin en renkli ve görkemli attığı İzmir’de senelerdir Karşıyaka, büyük hizmetler vermekte. Alt ve üst yapısıyla milli takımlarımıza birçok oyuncu vermiş olan yeşil kırmızılılar, seneler sonra çeyrek finale kalmayı başardı. Aynı şehrin diğer başarılı takımı Tuborg’u Play-Off’ta 3-2 geçen Karşıyaka, yarı finalde Efes Pilsen önünde müthiş bir mücadele verdi. Seyircisinin, evinde ve deplasmanda yeşil kırmızılılara desteği, her takıma örnek olacak güzellikteydi. Aynı Beşiktaş gibi. Johnson, Domercant gibi hem ucuz, hem kaliteli yabancıları kadrosunda bulunduran Karşıyaka’da, eğer İnanç Koç’un sakatlığı olmasaydı finale adını yazdırıp, şampiyon dahi olabilirdi. Bugüne kadar Karşıyaka’nın her branşına sahip çıkan efsane başkan Selçuk Yaşar, basketbol takımının başarısı için inanılmaz çaba harcayan Başkan Levent Güngil ve arkadaşlarına, futbola verdiği desteğin yarısını verirse, basketbol takımı zirveden inmez.

Türkiye Ligi’ni oluşturan takımlara örnek olmaları açısından bu iki güzide kulübümüzün benim gönlümdeki yeri ayrı. Ben bir kez daha Beşiktaş ve Karşıyaka takımlarının bu sezon basketbol liglerinde gösterdikleri performansı kutluyor ve başarılarının devamını bekliyorum.
Yazının Devamını Oku

Taraftar böyle istedi

22 Mayıs 2004
<B>BEŞİKTAŞ, </B>mutlak kazanmak zorunda olduğu karşılaşmada, istediklerini sahaya bir türlü yansıtamadı. İlk anda 5 sayı öne geçmelerine karşın, Kerem Gönlüm’ün inanılmaz oyunu, dengeleri Ülkerspor lehine değiştirdi. Serkan da geçen maçta olduğu gibi Ayuso’yu sahadan silmekle kalmadı, 17 sayı üreterek takımının en iyi oyuncusu oldu.

Beşiktaş’ı buralara getiren El Amin ve Ayuso, belki de sinirlerine hakim olamadıkları için çok kötü oynadı. El Amin, toplamda 16’da 5 gibi düşük bir şut yüzdesiyle oynarken, Ayuso ilk sayısını üçüncü periyodun sonuna doğru atabildi.

Beşiktaş’ta maçın kaderini çizen oyuncu Mustafa Abi idi. 17 sayılık bir performans ortaya koyan genç oyuncu, bitime 2 saniye kala attığı turnike basketle takımına galibiyeti getirdi. Burada, taraftara ayrı bir paragraf açmak gerekiyor. Tribünleri dolduran Beşiktaş seyircisi, takımları 10 sayı geriye düşmesine karşın muhteşem tezahüratlarıyla oyuncuları ateşledi.

Aşırı itirazlar

Böyle kritik maçlarda hakemlere büyük görevler düşüyor. Çünkü, istemeden de olsa oyunculardan ve kenardan aşırı itirazlar gelebiliyor. Hakemlerin bu tip pozisyonlara maçın başından itibaren müsaade etmemesi lazım. Dünkü maçta yapılan itirazlara hakemlerin teknik faul bile çalamamaları, karşılaşmanın en düşündürücü yanıydı.
Yazının Devamını Oku

Amansız baskın

19 Mayıs 2004
<B>BU </B>sezonun flaş ekibi Beşiktaş, yıldızlar topluluğu Ülker önüne mutlak galibiyet için çıktı. Seriye 1-0 geride başlayan siyah beyazlılar için bu maçı kazanmak çok önemliydi. Ancak, Türkiye Kupası sahibi turuncu yeşillilerin maç boyunca başarıyla uyguladığı sert savunma, siyah beyazlıların hesaplarını alt üst etti. Antrenör Ergin Ataman, Beşiktaş’ın en etkili silahı El Amin’e topu getirtmemek için, takımına tam sahada baskılı savunma uygulattı. Bununla da yetinmeyip, ikili sıkıştırmalarla bu oyuncuyu iyice etkisiz hale getirdi. Ülker, El Amin’i oyundan düşürdükten sonra da isabetli atışlarla Beşiktaş’a ezici bir üstünlük sağladı.

Oyunun geneline baktığımızda, maça damgasını vuran oyuncu Serkan’dı. Serkan, hem Ayuso’yu sahadan sildi, hem de 17 sayı üreterek, galibiyette başrolü üstlendi. Kerem Gönlüm de 15 sayı, 8 ribaundluk performansıyla Serkan’dan sonra günün ikinci başarılı ismi oldu. Blair (17 sayı, 10 ribaund), bu yılki performanslarının üzerine çıkarken, İbrahim (12 sayı), görevini yapan isimler arasında yer aldı. Sonradan oyuna giren Naumoski de (11 sayı, 4 asist) farkın 28 sayıya çıkmasında büyük rol oynadı.

Beşiktaş, artık sahasında oynayacağı ikinci maçı kazanmak zorunda. Siyah beyazlılar bu son şanslarını da iyi değerlendiremediği taktirde sezona veda edecek.
Yazının Devamını Oku

Yazıklar olsun

28 Nisan 2004
1992 yılında başkan seçilmesi için zorladığım <B>Turgay Demirel</B>, başkan seçildiği ilk yıllarda GSGM’nin basketbola verdiği bütçelerin yetersiz olduğu anlarda, cebinden 500 bin dolara yakın parayı basketbolun büyümesi için seve seve harcamıştı. Ancak daha sonra o zamanki yönetim kurulu kararı ile GSGM’nin bilgisi ve izniyle VAKIF kurup basketbol bütçesine ek kaynak yaratmıştı. Vakıfta toplanan bu kaynak yine GSGM’nin bilgisi ve izniyle basketbol için harcandı. Yapılan tüm harcamalar da gerek VAKIF, gerek GSGM müfettişleri tarafından denetlendi. Ek kaynaklar sayesinde basketbolumuz 1992’den bu güne kadar inanılmaz bir yükseliş içine girdi.

Kulüplerimizin Avrupa başarılarının yanında, milli takımlarımızın tüm kategorilerde inanılması güç başarılara imza atması, oyuncularımızın NBA, Avrupa ve NCAA’lerde fırtına gibi esmesi, alınan idari tedbirlerle basketbol kayıt altına alınması ve devletin kasasına 1992 yılına kadar giremeyen vergi katkısı sağlanması geçen 12 yıl içinde oldu. Tüm bu yapılanlar Turgay Demirel ve Yönetim Kurulu arkadaşlarını yücelteceğine, kendisini sevmeyen, zaman zaman onunla çalışmış ve hangi nedenlerle ayrıldığı bilinen bir takım kişilerin haksız ve maksatlı suçlamalarıyla karşı karşıya kalmasını anlamak mümkün değil.

Sahtekarın yaptığı

Geçen yazımda hepimizce bilinen malum kişilerin, bu defa da ÖZERKLİK önünü kesmek için Merkez Danışma Kurulu Üyelerine gerçek dışı bilgilendirme yaptıklarını belirtmiştim.

Ne acıdır ki, bu yazıyı yazdığım sırada bir

SAHTEKAR da, aynı amaçla Merkez Danışma Kurulu Üyelerine TVS SPOR ve MEDYA A.Ş’nin sahibi Ömer Aslan adını ve adresini kullanarak çok çirkin, okuyan herkesin nefretle kınayacağı bir metin yollamış. Yandaki satırlarda ayrıntıları ile bulacağınız bu iğrenç oyun bir tesadüf sonucu yapanların ayaklarına dolanmış. Bu olay da bize basketbolun nasıl önünün kesilmek istendiğini en açık bir şekilde kanıtlıyor. Onların amacı basketbola iyilik yapmak değil Turgay Demirel’i oradan indirmek. Hal böyle olunca da ortaya işte bu iğrenç olaylar çıkıyor.

Aslan şoke olmuş

Olayla hiç ilgisi bulunmayan Ömer Aslan’ın isminin kendisi bilgisi olmadan kullanılması sahtekarlığın boyutunu açıkça gözler önüne seriyor. Bu olayı öğrenen ve adının kullanıldığı evrakları alan Ömer Aslan beni aradığında şaşkınlık içindeydi ve olanları anlamakta da zorlanıyordu. Evrakların fotokopilerini istedim. İnanın gelen belgeleri okuyunca hiç şaşırmadım. Bugüne kadar Merkez Danışma Kurulu üyelerine ve konu ile ilgli kurumlara yollanan evrakların içeriği ile nerdeyse örtüşen metnin yanı sıra, metne iliştirilen gazete kupürlerin de aynı oluşu, MDK üyelerinin gözünden kaçmamıştır.

Turgay Demirel ve Ömer Aslan tarafından savcılığa intikal ettirilen bu konu hakikaten yürekler acısıdır. Evraktaki üslup, APS üzerindeki el yazısı, evrak üzerideki yazı ve parmak izleri sahtekarlığı yapan kişiyi mutlaka ortaya çıkaracaktır.

Bu sahtekarlığı yapan kişiyi basketbol adına nefretle kınıyorum. Böyle bir ortamın oluşmasına katkıda bulunanlara da YAZIKLAR OLSUN...
Yazının Devamını Oku