12 yıl önce belirlenen 2 büyük hedefe ulaşıldı. Türkiye'nin tanıtımı ve basketbolumuzun gelişimi için önem taşıyan 2010 Dünya Şampiyonası'nda ilk dörde girip, hatta final oynamamız sürpriz olmaz.1992 yılında Turgay Demirel ilk defa federasyon başkanı seçildiğinde Türk basketbolunun gelişmesi için 2 ana hedef göstermişti. İlk hedef basketbolun sağlıklı bir yapıya ulaşması için özerklik, ikinci hedef ise basketbolumuzu uluslararası arenada en tepeye taşımak. Ve 2004 yılının mayıs ayında güçlüklerle elde ettiğimiz bu özerklik, basketbolumuza önümüzdeki yıllarda ciddi anlamda büyüme trendi sağlayacaktır. 2. hedef doğrultusunda ise kulüpler basketbolumuzu Avrupa’nın parlayan yıldızı haline getirdi.Nasıl yeşerdi?Turgay Demirel’in geniş vizyonu ve uzun vadeli düşünme yeteneği (1998'de 2001 Avrupa Şampiyonası ülkemize verildiğinde, manşetlere taşınan demecinde 2001 bizim için amaç değil, asıl hedefimiz 2010 Dünya Şampiyonası'nı Türkiye’ye getirmek demişti) 2010 Dünya Şampiyonası'nı Türkiye’ye getirme çalışmalarını başlattı. 1992 yılından beri uygulanan idari teknik, planlı ve programlı çalışmalar, arzulanan özerkliği getirdiği gibi 2001 Avrupa Şampiyonası gibi büyük bir organizasyonu gerçekleştirmemizi de sağladı. Bugün ise 2010 Dünya Şampiyonası'nın ev sahipliğini yapacak olmamız, Türkiye’nin tanıtımı ve ülke basketbolunun gelişimi açısından önemli.2001 Avrupa Şampiyonası için 1979 doğumlu basketbolculardan kurulan ve Mirsad, Mehmet Okur, Serkan Erdoğan, Mustafa Abi, Ömer Onan, Arda Vekiloğlu, Hidayet Türkoğlu ile Kerem Tunçeri’den oluşan jenerasyon, oynadıkları kulüplerin antrenörlerinin elinde yeşerdi. Alt yapı milli takımlarında Nihat İziç ve son olarak da Aydın Örs ile büyük başarılara imza atıp 2001 Avrupa Şampiyonası'nda final oynadı.12 Dev Adam içinden kimler 2010 kadrosu içinde yer alacaklar? Şu an itibariyle Nihat İziç’in elinde 2010 için kurulmuş bir takım var. Hatırlanacağı gibi bu takım İspanya’da 2003 Avrupa Yıldızlar Şampiyonası’nda ikinci oldu. Aynı kadro bu yıl İspanya’da Avrupa Gençler Şampiyonası'nda da ikincilik elde etti. Gençler geliyor, gençler...Ayrıca Albert Schweitzer Turnuvası'nda şampiyon oldu. Bu takımdan play maker olarak Hakan Demirel ve Engin Atsür (24 yaşında olacak) forvetler olarak Ersan İlyasova (27 yaşında olacak), Cenk Akyol, Yasin Görlük (25 yaşında olacak), power-forvet ve pivot pozisyonlarında ise Emre Bayev, Oğuz Savaş, Semih Erden (25 yaşında olacak) 2010 Dünya Şampiyonası'nda A Milli Takımımız’ın formasını giymesini düşündüğüm oyuncular olarak sayabilirim.GELECEĞİN DEV ADAMLARIOrhun Ene ve Levent Topsakal Milli Takım alt yapılarında elde edilen uluslararası başarıların devamı adına önemli bir misyon üstlenmiş durumda. Orhun Ene’nin takımı 2003 yılında Yunanistan’da düzenlenen Avrupa Yıldızlar Şampiyonası’nda üçüncü olurken, Levent Topsakal’ın B Yıldız Milli Takımı da bu yıl A Yıldız olarak İspanya’da Avrupa Şampiyonası'na katılacak. Bu iki takımdan play maker olarak Doğuş Balbay (21 yaşında olacak), forvetler olarak Barış Hersek (22 yaşında olacak), Alican Kocabalkan, Kadir Çıpa (22 yaşında olacak), Can Özcan (21 yaşında olacak), power-forvet ve pivot pozisyonunda ise Mehmet Şahan (22 yaşında olacak) 2010 yılının 12 Dev Adamları arasında yer alacağını söyleyebilirim. Final sürpriz olmaz2010 yılında İbrahim Kutluay 36, Mirsad Türkcan 34 yaşında olacak ki, bu oyuncularımızın oynaması zor görünüyor, ama belli olmaz. İkisi de hırslı ve azimli oyuncular. 2002 Indianapolis’te oynanan Dünya Şampiyonası’nda Yugoslavya takımı şampiyon olurken kadrosunda bulunan Divac 34 yaşındaydı. Şu an itibariyle A Milli Takım kadrosunda yer alan oyunculara baktığımızda 2010’da Kerem Tunçeri 31, Ender Arslan 27, Erkan Veyseloğlu 27, Cevher Özer 27, Kerem Gönlüm 33, Mehmet Okur 31, Hidayet Türkoğlu 31, Kaya Peker 30, Serkan Erdoğan 32, Mustafa Abi 31, Ömer Onan 32, Arda Vekiloğlu 31, Ermal Kurtoğlu 30, Rasim Başak 30, Fatih Solak 30 yaşında olacak ve tecrübeleri, deneyimleri ile mutlaka bu şampiyonada yer almaları gerektiğine inanmaktayım. İşte bu geleceğin yıldızlarının bugünün yıldızlarıyla 2010 yılında basketbol felsefesi anlamında bütünleşip kaynaşacağını düşündüğümüzde ise 2010 Dünya Şampiyonası'nda ilk dörde girmemiz ve final oynamamız hiç de sürpriz olmayacaktır.