Ankara Eczacı Odası(AEO) Başkanı Taner Ercanlı, yabancı turistlerin ve TC kimlik numaraları olmayan mültecilerin ücretsiz maskeye ulaşımında yaşanan sorunlara dikkat çekerek “Maskelere kolayca ulaşacakları bir uygulamayı devreye sokmalıyız” önerisi yaptı. Bulaş riskine karşı, cep telefonuna şifre gelmeyen vatandaşların eczanelere giderek şifre veya maske sormaması gerektiğini hatırlatan Ercanlı, “20 yaşın altında ve 65 yaşın üstündeki vatandaşlarımıza sokağa çıkma yasakları nedeniyle, kamu görevlileri ve SSK’lı çalışanlara ise iş yerinden maskelerini temin edebilecekleri gerekçesiyle şifre gelmiyor” bilgisini paylaştı. Ercanlı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmamasına karşın, salgın sürecini Türkiye’de geçiren herkese maske ulaştıracak bir uygulama başlatılması gerektiğine dikkat çekerek 10 Nisan’dan bu yana devam eden ücretsiz maske dağıtımı ve bu süreçte yaşanları şöyle değerlendirdi:
KİMLERE MESAJ GELMEDİĞİ ANLAŞILDI
“İş yerlerinden maske temini yeni bir düzenleme değil ama yeni ortaya çıktı. Ücretsiz maske dağıtımı sırasında yaşanan sıkıntılardan biri de SMS kodu gelmemesiydi. Kamu kurumunda görevli veya SSK’lı çalışan statüsünde bulunan kişilere maske için SMS’le kod gelmediği yeni anlaşıldı. Bu statüdeki vatandaşlarımız sürecin başından beri maskelerini eczanelerden değil, çalıştıkları kurum ve iş yerlerinden temin edebiliyorlar.
İKİNCİ SMS SÜRECİ BAŞLADI
Bu hafta başı itibarıyla yeni SMS’ler geldi ve eczacılar ikinci dağıtım sürecine girdi. SMS kodu gelecek kişi yine aynı şekilde gelecek eczaneye ve alabilecek. Şifre gelmeyen bazı vatandaşlar eczacıyla karşı karşıya gelebiliyor. 20 yaş altı ve 65 ya üstü vatandaşlara sokağa çıkma yasağı nedeniyle maske dağıtılmıyor ama kod gelmemesi nedeniyle eczacıya sinirleniyor. Bu yüzden bir eczacımız darbedildi. Bulaş riskine karşı bu iki grubun eczanelere gidip maske sormamasını tavsiye ediyorum.
6 MİLYONDAN FAZLA MASKE DAĞITILDI
Ankara’da her gün dağıtım devam ediyor. Rakamlar günlük değişiyor. Elimizdeki veriler ışığında geçtiğimiz hafta sonuna kadar 1 milyon 200 bin kişiye maske dağıtıldığını söyleyebilirim. Bunu 5 ile çarptığımızda şu anda 6 milyonun üzerinde maske dağıtılmış durumda. Ellerindeki stokları da sayarsak 10 milyonun üzerinde bir maske vardı Ankara genelinde. Çalışmaların ardından bu rakamları her hafta cuma günü paylaşmaya devam edeceğiz.
Türkiye’de salgın başladığından bu yana günlük iyileşen sayısı, günlük vaka sayısını önceki gün ilk kez geçti. Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ceyhan ile Hürriyet Bilim Kurulu’nda yer alan Prof. Dr. İsmail Balık’ kendilerine 'Ne zaman normal hayatımıza döneceğiz" diye sorduğumda dikkat çektikleri ‘salgın kontrol noktası’na ilk kez ulaşmış olduk. Yeni tablo üzerinden iki bilim insanına ayn soruyu yönelttim. Mehmet Ceyhan, Türkiye’de salgın kontrol noktasına beklenenden daha kısa sürede ulaşıldığını belirtti ancak uyardı: “Çok hızlı o noktaya varmışsanız, bu durumun bir süre devam edip etmediğini görmeniz lazım. Eğer acele eder ve bir günlük veriyle bazı şeyleri yapmaya kalkarsak yanılırız. Salgın kontrol noktasına geldik ama burada duruyor muyuz, bu durumu devam ettirebiliyor muyuz bunu bir hafta gözlemlemek lazım.” Bir haftalık gözlemin ardından bazı tedbirlerin yeniden gözden geçirilebileceğine dikkat çeken Ceyhan şöyle devam etti:
BU NOKTADA DURMAK ÖNEMLİ
Ben bu salgını kontrol edebiliyorum demek için ulaşmanız gereken nokta burası. Günlük iyileşen vaka sayısının, günlük yeni vaka sayısının üzerinde olması, sağlık sistemi ve ekonomi açısından oldukça önemli. Bu noktaya biraz daha uzun bir sürede ulaşabiliriz diye hesaplıyorduk. Beklediğimizden daha kısa sürede gerçekleşti. Bu noktaya gelmek değil, şimdi bu noktada durmak önemli olan. Bir hafta sonra bu durumu devam ettirebildiğimizi gözlemlersek, oturup, artık hangi tedbirleri hangi önlemleri hangi hızla kaldıracağız gibi konuları konuşabiliriz.
MÜCADELEDE BİRİNCİ KRİTER SABIR
Japonya örneği var. Tam o noktayı geçti, tedbirleri gevşetti ve yeniden ayrıştı. Günlük vaka sayıları arttı, iyileşen vaka sayısı düştü. Bunun sonunda sıkı yönetim ilan etmek zorunda kaldı. Salgın kontrolünde birinci kriter sabırdır. Sabretmeden bazı şeyleri erken yaparsanız, ondan sonra ödetir. Bu bir savaş. Karşıda düşman duruyor hâlâ, sadece yavaş ateş etmeye başladı. Ama biz şimdi siperleri terk edip çıkarsak ortaya, kayıp büyük olur. Bir adım atıp bakacağız, virüs nasıl adım atıyor. Hep böyle kontrollü gitmek zorundayız.
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ceyhan, “Herkes normal hayatına dönmek için pik noktasını merak ediyor ama normal hayata dönmek için önemli olan salgın kontrol noktası” dedi. Prof. Dr. Balık da tedbirlere ve yapılan uyarılara sıkı şekilde uyulmasının altını çizdi. Salgın kontrol noktasını ‘Günlük iyileşen kişi sayısının günlük vaka sayısının geçmesi” olarak açıklayan Ceyhan şöyle devam etti:
İSTANBUL'DAKİ AZALMA YANSIYOR
“İstanbul’daki vakalarda azalma olduğu için Türkiye’nin geneline yansıyor. Çünkü vakaların çok büyük bir kısmı İstanbul’da. Bir ilde vaka sayısı ne kadar çoksa, yayılım o kadar hızlı olur. İstanbul da bu özelliği taşıyordu. Dolayısıyla çok daha hızlı yayıldı. Bu işin gidişi; bir süre arttıktan sonra yatay çizmeye başlaması şeklinde. Daha sonra aşağıya inmeye başlıyor. Aşağıya inmeden emin olmak için biraz daha beklemek lazım. Bir gün düşüş gözlemlemek yetmez. Bir hafta boyunca düşüş devam ediyor mu gözlemlemek lazım.
TAHMİNDE BULUNMAK YANILTIR
Bugün Ankara’da diyelim ki 250 bin kişi dışarıdaydı, 150 bini kurallara uyuyordu maskesi vardı, geri kalan 100 binin maskesi yoktu gibi rakamlar olması lazım ki, bir yargıda bulunabilelim. İlk sokağa çıkma yasağının açıklandığı cuma günü, herkes çıktı kurallar bozuldu deniyordu. Ama bunun rakamı olmadığı için elimizde kaç kişi uydu kurallara uydu, kaç kişi uyamadı bilmiyoruz. Kimi ‘bu olay rakamları patlatacak’ dedi. Ama rakamlara bakınca bir şey söyleyemiyoruz. Bu tip tahminlerde bulunmak hep yanıltır bizi.
6 AYDA ULAŞIRSAK ANLAMI YOK
Biz sadece günlük vaka sayılarından takip ediyoruz. Diyelim bir azalma oluyor. Bir hafta veya 10 gün önce bir şey oldu mu, olduysa bunu sağlayacak neydi, buna bakıyoruz. Bu noktada pik noktasından önemli şeyler ölçütler var. Diyelim ki gördük pik noktasını, ama azalma çok yavaş gitti. O noktaya 6 ayda ulaştın. Hiçbir anlamı yok. O noktayı görmeden önlemleri gevşetemezsin, farklı davranamazsın. Pik noktasına insanlar biraz fazla kafasını takmış durumda.
KOÇ Üniversitesi Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi(VEKAM) bu özel güne 1920-30 yılları arasında çekilen fotoğraflardan oluşan dijital bir sergi hazırladı.‘Kuruluştan Kurtuluşa I. TBMM’ adlı sergide 23 Nisan törenleri ve kutlamalara ait fotoğraf, kartpostal ile gravür koleksiyonları yer alıyor. Koç Üniversitesi’nin web sayfası üzerinden Suna Kıraç Kütüphanesi Dijital Sergileri sekmesinden ücretsiz olarak ziyaret edilebiliyor. İşte o fotoğraflardan bazıları ve hikayeleri:
ANKARA HALKI VE ATATÜRK İÇ İÇE
Eski Meclis Binası’nın önü Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve Ankara halkının iç içe geldiği önemli törenler ve kutlamalara ev sahipliği yaptı. 23 Nisan 1920’de kurulan meclis, 6 Mayıs 1920’de Ramazan Bayramı nedeniyle bir araya gelen Ankara halkı ve meclis üyelerini ağırladı. 28 Mayıs 1922’de ordunun kazandığı zafer dolayısıyla Atatürk’ün de katılımıyla Abdullah Azmi Efendi tarafından Meclis önünde dua okundu. 25 Mayıs 1922’de Fransızların Antep’i terk etmeleri üzerine, Meclis önünde askeri geçit düzenlendi. 24 Mayıs 1923’te ise Yunanlıların işgal ettikleri yerlerden çekilmeden barış antlaşmasının yapılmamasını isteyen Ankara halkı Birinci Meclis önünde toplandı.
KUTLAMALARIN ADRESİ DEĞİŞMEDİ
Ercanlı, maske teminini kolaylaştırmak için Sağlık Bakanlığı’na 3 talepte bulundu: “Dağıtım noktaları belediyeler, ilgili kurum ve kuruluşlara paylaştırılarak genişletilmeli. Kişi başı dağıtılan maske sayısı artmalı. Belirlenen tavan fiyattan satışa izin verilmeli.” İşte sorular ve yanıtlar:
* Şifre almasına rağmen gittiği eczanede maske kalmadığını söyleyen okurlarımız da var. Bu durumun nedeni nedir?
Maskeler eczanelere sınırlı sayıda geliyor. Eczacı elindeki maskeyi bitirdiğinde talepte bulunan diğer insanlara maske ulaştıramıyor. Bu sorunun önüne geçilmesi için Bakanlık bir önceki günün tüketimlerini baz alarak eczanelere maske göndermeye başladı.
*Vatandaşlar ulaşamamaktan dert yanıyor, peki eczaenler maske dağıtımında ne gibi sorunlar yaşıyor?
Maske dağıtımındaki en büyük sorunumuz, tüm vatandaşlara bir anda SMS kodu gönderilmesiyle geçen hafta eczanelerde oluşan maske kuyruklarıydı. Bu durum hem eczacılarımız ve eczane çalışanlarımıza hem de eczanelere gelen kişilere virüs bulaşma riskini oldukça arttırdı. Yine eczacılarımız, maske dağıtım yoğunluğundan dolayı hizmet vermeleri gereken diğer hastalarla ilgilenemediler ve reçete karşılayamadılar. Ayrıca gelen maskelerde sayı, hijyen, tek tip gibi standartların olmayışı birçok defa halkla eczacıyı karşı karşıya getirdi.
*Bu sorunların çözümü için ne öneriyorsunuz?
Ankara Esenboğa Havalimanı’nda ise 2019 mart sonunda 25 bin 811 sefer yapılırken 2020’nin aynı döneminde bu rakam yüzde 24 azalarak 19 bin 729 olarak kayıtlara geçti. Yolcu sayısı yüzde 28 azalırken, dış hatlardaki yük trafiği yüzde ise yüzde 5 arttı.
YOLCU SAYISI 1 MİLYON 3 BİN 472 AZALDI
Geçen yılın ilk üç ayında 21 bin 578 iç hat seferi gerçekleştirilirken bu yıl aynı dönemde bu rakam 16 bin 5’e, dış hatlar ise 4 bin 233’den 3 bin 724’e geriledi. Ankara Esenboğa Havalimanı 2019 yılının ilk üç ayı sonunda 3 milyon 525 bin 762 yolcu ağırlarken, bu yıl bu rakam yüzde 28 azalarak 2 milyon 522 bin 35’te kaldı. Bu sayının 2 milyon 124 bin 230’unu iç hat, 397 bin 805’ini dış hat yolcuları oluşutrdu. Ticari uçak trafiğinde ise 2019 Mart sonu iç ve dış hatlar toplam 23 bin 610 iken bu yıl yüzde 25 azaldı ve 17 bin 797’ye geriledi.
YÜK TRAFİĞİNDE DIŞ HATLAR YÜZDE 5 ARTTI
Ankara Esenboğa Havalimanı’ndaki yük trafiğinde(bagaj+kargo+posta) ise geçen yılın ilk üç ayına oranla dış hatlarda yüzde 5 artış, iç hatlarda ise yüzde 36 gerileme yaşandı. İç hatlar 2020 Mart sonunu 7 bin 891 iç hatlar ise 12.400 rakamıyla tamamladı.
Ücretsiz olarak dağıtılacak üç katlı cerrahi maskelerin kullanımıyla ilgili merak edilen 5 soruyu Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Esin Yalçınkaya’ya sordum:
1. Maskelerin teknik özellikleri göz önüne alınarak koronavirüse karşı korunmak için kullanırken nelere dikkat etmeliyiz?
Dikkat edilmesi gereken en önemli unsur maske takmadan önce, çıkarmadan önce ve çıkardıktan sonra ellerin yıkanması. Maskeleri takıp çıkarırken iplerinden tutmalı ve kullandığımız süre boyunca ön kısmına ellememeliyiz. Takı, yüzük ve saat gibi aksesuarlar salgın döneminde kullanılmamalı, tırnaklar kısa kesilmiş ve ojesiz, saçlar toplu olmalı. Mümkünse erkeklerde sakal, bıyık tıraşı öneriyoruz.
2. Maskeler koruyuculuk özelliğini ne kadar süre devam ettiriyor? Ne sıklıkta ve hangi durumlarda değiştirmeliyiz?
Maskelerin koruma süresi yaklaşık 3 saat, 3 saatten önce maskede kirlenme ya da nemlenme olursa daha erken de atabiliriz. Çünkü virüs ve bakteriler nemli ortamları sever. 3 saatten az da kullansak cerrahi maskeleri ertesi güne saklamamalıyız. Ayrıca maskemiz takılıyken hapşırma ya da üst üste öksürme gibi bir durum olduysa yine maskemizi değiştirmeliyiz. Hem temiz maskelerimiz, hem de kirli maskelerimiz için birer poşet bulundurmalıyız. Kirli maskeleri koyduğumuz poşeni ağzını sıkıca bağlamalıyız.
3. Tam koruma sağlamak için nelere özen göstermeliyiz?
Maskeler, burun ve ağzı kapsayacak şekilde takılmalıdır. Tıbbi maske ya da cerrahi maske olarak bilinen bu üç katlı maskeler tek kullanımlıktır. Dikkat etmemiz gereken önemli bir husus maskenin yüze tam oturması ve hava kaçırmaması. Buna üç katlı tıbbi maskeleri takacak olan insanlar da dikkat etmeli ve maskenin burun üstüne denk gelen metalini tam oturtmalılar.
Uzman psikolog Rojin Tasmimi koronavirüsle mücadelenin devam ettiği bu günlerde ‘eyvah benim başıma ne gelecek’ kaygısının da ‘bana hiç bir şey olmaz’ algısının da yanlış olduğunun altını çizerek, “Kendi mücadele rehberinizi hazırlayın” diyor. Ruh sağlığını, paranoyak düşüncelerin yarattığı olumsuzluklardan korunmak için bireysel önlemler almak gerektiğini belirten Tasmimi, ‘koronafobi’den korunma rehberini şöyle anlatıyor:
PSİKOLOJİK BAĞIŞIKLIĞI DÜŞÜRMEYİN
“Her insan için yaşamsal kaygının tetiklendiği bir süreçteyiz. Belirli seviye de kaygı yaşamak normaldir. Önemli olan en uygun kaygıda kalabilmektir. Hasta gibi hissetmemizin nedeni ise psikolojiktir. Bu yüzden sürekli hastalık, virüs, ölüm gibi düşünceleri zihninizde tekrar ederseniz, psikolojik bağışıklılığınız düşer ve kendinizi hasta hissedersiniz.
MUTLU OLDUĞUNUZ ANLARI DÜŞÜNÜN
Haberlerde ölüm, felaket gibi cümleleri takip ederseniz bilinçaltınıza direkt işlemiş olursunuz. Haberleri izledikten sonra, zihnin farklı bir işle meşgul edilmesi gerekir. Ailenizle vakit geçirip, sevilen dizi ve filmleri izleyerek, mutlu olduğunuz anları hayal ederek kaygılarınızı kontrol altına alabilirsiniz. Bu hastalığın ruh sağlığımızı tehdit etmemesi için, yaşadığımız sürecin geçici bir süreç olduğunu bilmemiz lazım.”
BİLGİ KİRLİLİĞİNDEN UZAK DURUN