Doç.Dr. Efsun Dindar

Mutfakta sürdürülebilirlik: Sıfır atık

16 Ekim 2022
“Sürdürülebilirlik”, içinde bulunduğumuz zamanın ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarını, ekosistem üzerinde olumsuz etki yaratmaksızın ve gelecek nesillerin olanaklarına zarar vermeden karşılamak olarak tanımlanmaktadır. Doğal kaynaklarımız sınırsız değil ve hızla kirlenmeye ve tüketilmeye devam ediyor.

Bunların en başında temel beslenme ihtiyacımızı karşılayan gıda ürünleri, bu kaynakların tüketilmesiyle sofralarımıza geliyor. Gıdaların israf edilmesi, tarladan çatala kadar olan süreçte tüketilen kaynaklar, iklim değişikliği gıda güvenliğini ve sürdürülebilirliğini tehlikeye atıyor. Gıda kayıpları ve israfı, açlık ve kötü beslenme ile birlikte küresel sorunlar arasında ilk sırada yer alıyor.
*
Üretilen gıdaların ölçüsüzce kullanılması ve tüketilmeden çöpe gitmesi, tarladan tedarik zincirine, satış noktalarından evlere, üretilen gıdanın boşa gitmesi, yok olması, tüketilmeyecek duruma gelmesiyle ciddi miktarlarda gıda israfına ve dolayısıyla doğal kaynakların da harcanmasına sebep oluyor.
*
Artma eğiliminde olan dünya nüfusunun 2050 yılına kadar 9,8 milyara yükselmesi bekleniyor. Bu eğilime paralel olarak, yükselen dünya nüfusunun gıda talebini karşılayabilmek için gıda üretiminin mevcuda göre yüzde 60 oranında artması gerekiyor. BM’ye göre küresel olarak, üretilen gıdanın yaklaşık yüzde 14’ü hasat ve perakende arası kaybolurken toplam küresel gıda üretiminin tahminen yüzde 17’si boşa gidiyor.
*
BM Gıda ve Tarım Örgütüne göre; sadece Türkiye’de her yıl 18 Milyon Ton gıda çöpe atılıyor. Gıda atıklarına ve kayıplarına baktığımızda, tüm insanları besleyecek gıdaya sahip bir dünyada, 800 milyon insanın aç yaşaması insanlık adına da büyük bir ayıbı temsil ediyor.

Yazının Devamını Oku

Dünyanın suyu bitiyor mu?

9 Ekim 2022
Küresel iklim krizi, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu birçok ülkeyi ‘kuraklık’ tehdidi ile karşı karşıya bıraktı.

Su varlığı raporlarına göre Türkiye ‘kuraklığın’ bir önceki evresi olan ‘su stresi yaşayan’ ülkelerin başında geliyor. Türkiye’de kişi başı günlük ortalama su miktarı ise 217 litre. En çok su tüketen ülkeler arasında 4. sıradayız.
Üç büyük şehrimizde kişi başı günlük ortalama su miktarı İstanbul için 189, Ankara için 227, İzmir için ise 173 litre olarak ölçülmüş. BUSKİ Genel Müdür Yrd. Sn. Devrim İzgi’nin paylaştığı güncel verilere göre Bursa’da şehre verilen su miktarı günlük 430.000 m3 olarak devam ediyor. Barajlarda doluluk oranımız %35 civarlarında seyrediyor. Şu anda şehre sadece barajlarımızdan değil, pınarlardan ve yeraltı suyu kuyularından da veriliyor.

100 GÜNLÜK SU

TÜİK tarafından açıklanan Bursa nüfusunun 3.147.818 kişi olduğunu düşünecek olursak kişi başına düşen su tüketim miktarı yaklaşık ortalama 140 litre civarında gerçekleşiyor. Hiç yağmur yağmaması durumunda ya da yağan yağmurların afet şeklinde bölgesel olup barajlarımızı ve yer altı suyu kaynaklarımızı beslememesi durumunda şu anki su miktarımız ancak 100 gün yetecek durumda...

1430 M3’E İNDİ

Türkiye’de suyun yüzde 72’sinin sulama, yüzde 11’inin sanayide, yüzde 16’sının içme ve kişisel kullanımda kullanılıyor. Türkiye’de son 20 yılda kişi başına düşen su miktarı 4 bin metreküpten 1430 metreküpe indi. Bu rakam bizi su azlığı çeken ülkeler sınıfına ekliyor.

Yazının Devamını Oku

Çocuklarımıza Bursa’yı sorsak

3 Ekim 2022
Yaşadığımız kent gerek doğası, gerek ekonomisi, sanayisi, turizmi, tarımı ve tarihi ile eşsiz bir yer özelliği taşımaktadır.

Pek çok topluma ev sahipliği yapmış, doğal kaynakları ve kıymetli toprakları ile Yeşil Bursa.
Güzel Bursa’mızı bugüne kadar hep büyüklerimize sorduk; “Eskiden nasıldı? Neden Yeşil Bursa olarak anılır? Nilüfer deresinde gerçekten balık tutulur muydu?”
Şimdi ise “Eski günlerine geri döner mi? Yeşil Bursa neden artık yeşil değil?” diye soruyoruz.

HİÇ SORDUK MU?

Peki, çocuklarımız doğup büyüdükleri bu şehirde nasıl bir Bursa’da yaşamak isterler hiç sorduk mu?
Hayallerinde nasıl bir kent var?
Şikâyet ettikleri ya da düzeltmek istedikleri neler var hiç fikirlerini aldık mı?

Yazının Devamını Oku