Ellerinizle yüzleşmeden önce mutlaka okuyun

Medikal estetikte ve uygulamalarda öncelik hep en çok göz önünde olan bölgeler oluyor. Özellikle yüz bölgesi en çok işlem yapılan bölge. Bunu boyun, dekolte takip ediyor diyebiliriz ve ne yazık ki eller ihmal ediliyor. El bakımı dendiğinde krem sürmek, manikür gibi işlemler akla geliyor.
Oysa bedenimizin her bölgesi yaş alma ile birlikte duran kolajen ve bunun beraberinde gelişen doku kaybından aynı oranda etkileniyor.
30’lu yaşların başından itibaren doku kaybı, daha kemiksi bir görümün oluşmasına sebebiyet verdiği gibi, ellerimizin kırışmasına da sebebiyet veriyor.
Yaşlılık lekeleri ise hem yaş almaya hem de özellikle güneşlenme, hormon ilaçların kullanımı ile birlikte özellikle 50’li yaşlara doğru kendini göstermeye başlıyor.
Yani aslında ellerimizi ihmal ettiğimizde ektiğimizi biçmiş oluyoruz. Peki çaresiz miyiz, asla çaresiz değiliz.
Bütüncül bir yaklaşımla yüzünüze, dekoltenize, bedeninize ne kadar özen gösteriyorsanız medikal estetik teknolojileri ve uygulamaları ile ellerinizin dengesini genel görünümle bütünleştirmek ve hatta sürecin hızını azaltmak mümkün.

ELLERDEKİ DOKU KAYBINI ÖNLEMEK
İÇİN UYGULANAN YÖNTEMLER
Ellerimizde bizleri en çok rahatsız edebilecek sorun doku kaybı ile ortaya çıkan kemikli görünüm ve belirli bir yaşın üzerinde ise lekeler olacaktır. Ellerin durumuna göre bazen sadece doku kaybı için bazen de her ikisi için de işlem yapabiliyoruz.
Yazımda öncelikle ellerde meydana gelen doku kayıpları için neler yaptığımıza değinmek isterim.
Ellerde meydana gelen doku kaybı için en çok tercih edilen yöntemler yağ enjeksiyonu ve dolgu uygulamalarıdır. Yine özellikle Somon DNA içeren nem aşıları da görünümün iyileştirilmesi için bir yöntem olarak uygulanabilmekte.
Yağ enjeksiyonunda sizlerin de bildiği üzere özellikle yağ alma işlemi ile vücut şekillendirmede alınan yağlar, kişinin gerekli bölgelerinde kullanılır. Ellerdeki doku kayıplarında da bu alınan yağları kullanıyoruz. Lokal anestezi ile gerçekleştirdiğimiz bu işlem sonucunda ödem oluşabilir, ancak hasta sosyal hayatına ara vermek zorunda kalmaz.
Yine sıkça kullanılan başka bir uygulama da dolgudur. Burada daha yoğun yapıya sahip, özel üretilmiş dolguları tercih ediyoruz. Dolgu dendiğinde genellikle akla, dudak dolgusu gelir.
Burada özellikle belirtmek isterim ki son dönemde soruna yönelik spesifik üretilmiş ürünler sayısı arttı ve akıllı yeni nesil dolguları bu işlem için tercih ediyoruz. Dolgu uygulama öncesinde ellerin üzerine anestezik krem sürülerek acı ve ağrı hissi azaltılır.
Ancak belirtmek isterim ki her uygulamada çok ağrılı ve acılı değildir. Dolguların kalıcılık süresi kişiden kişiye değişir, 12-18 ay arasında kalıcılığı vardır.

KORUMA FAKTÖRLÜ
EL KREMİ TERCİH EDİN
Yazımın başında da belirttiğim gibi lekeler, eğer genetik bir sorun yoksa 50’li yaşlardan sonra daha çok görünür oluyor. Değerli okurlarım lekeler için vakit geç olmadan yapılacak bir şeyi size hatırlatmak isterim. Hepimizin kullandığı bir el kremi muhakkak vardır, bu el kremini seçerken tıpkı yüzümüzde kullandığımız nemlendirici gibi koruma faktörü içermesini dikkat edin. Mevsimlerden bağımsız olarak çantanızın demirbaşı olsun.
Ellere lekeler için uyguladığımız başlıca protokollere göz atacak olursak; özellikle renk tonu eşitsizlikleri, güneş lekeleri gibi lekelerin görünümünün iyileştirilmesinde daha yüzeysel sorunlarda kimyasal peeling’ler, daha derin lekelerin silinmesinde ise lazer teknolojilerini tercih ediyoruz. Bu her iki yöntem aynı zamanda daha sıkı, daha tazelenmiş bir cilt elde etmemize fayda sağlıyor.
Bu uygulamalar için şu anda en doğru zaman diyebilirim.
Ellerde hem doku kaybı hem de lekeler varsa öncelikle lekeler protokolü uygulayıp ardından doku kaybı için gerekli işlemleri yapıyoruz.
Ancak her işlemde olduğu gibi burada da düzenli gelmek ve sonrasında ellere iyi bakmak çok önemli.