Yeşilçam klasiği

Televizyonun olmadığı yıllardı.. Bol bol ‘‘Yeşilçam’’ yapımı film izlerdik. Zengin kız-fakir oğlan, ya da tam tersi üzerine kurulmuş senaryolar..

Elimiz mahkumdu, beğenmesek de giderdik. Hem eleştirir, hem de tıpış tıpış sinemaların yolunu tutardık.. Bazen de karaborsa bilet alarak!

Tıpkı şimdiki gibi.. Yeşilçam'ın yerini Şükrü Saraçoğlu Stadı almış.. Beğenmediğimiz Türk filminin yerini de Fenerbahçe.. Herkesin eli, bu filme mahkum sanki..

Şu senaryo artık değişse de, tadıyla bir film izlesek.. F.Bahçe yine oynamıyor ama, film seyircinin heyecanlı bakışları altında mutlu sonla bitiyor. Babasının büyük muhalefetine rağmen zengin kız, fakir oğlanla evleniyor. İstediğiniz kadar eleştirin, bu stada gelirseniz bundan iyi bir oyunu senede 2-3 kezden fazla göremezsiniz..

Rizespor karşısında, mutlu sonla bitecek senaryoya katkıda bulunan 3 rakip oyuncu var.. Bunlar filmin kötü adamları.. Birincisi, Revivo'nun kornerinde arka direkte bekleyen ilk golün sahibi Serhat'a adeta kafa pası atan Ünal.. İkincisi, Revivo'ya bilinçsiz ve kontrolsüz yüklenerek penaltı yaptıran Recep.. Üçüncüsü ise ‘‘Kaşınarak’’, kendini zorla oyundan ihraç ettiren Nicolas..

MUTLU SON KAÇINILMAZ

F.Bahçe'de başrollere soyunan oyuncu sayısı çok az.. Bunlardan birincisi Ogün.. Hem savunmanın önünü kapatmak, hem de ileri geri makine intizamı içinde hatasız çalışmak, beceri isteyen bir iş.. Ogün, bunu ‘‘Dört dörtlük şekilde’’ başarıyor. Serhat, arasıra görünüp, ‘‘Karakter oyuncusu’’ rolünde göze batıyor.. Rüştü'yü saymazsak geriye kalan oyuncular hep aynı.. Köşkün bahçıvanı, aşçısı, şoförü, uşağı rolündeler..

Andersson, Revivo ve Simao, bu rolleri de kapamamışlar. Ancak sonuçta, film ne kadar kötü, oyuncuların performansı ne denli düşük olursa olsun, ‘‘Mutlu son’’ kaçınılmaz.. Alan razı, satan razı..

Taraftar mutlu, yönetim mutlu.. Bu, bir Yeşilçam klasiğidir.. Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda devam eder gider!
Yazarın Tüm Yazıları