ORTEGA'nın yaptığı, bir profesyonel olarak kesinlile doğru değil.. Ama, sabrın da bir sınırı var..
Sen, zaman zaman Crespo ve Veron'un bile kesik yediği Arjantin Milli Takımı'nda banko oynuyorsun, F.Bahçe takımında ilk 11'e giremiyorsun.. O da, takımda olmadığını anlar anlamaz, stada gelmeden çekip gidiyor. Lorant'a bravo, en sonunda adamı çıldırttı!
Revivo, haftalardır takımda yok. ‘‘Sakatım’’ diye ikide bir İsrail'e tedaviye gidiyor. En sonunda, ‘‘Oynamayacaksam ayrılırım’’ diye rest çekiyor. Lorant, Revivo'nun ‘‘iki yediliyle’’ çektiği bu resti göremiyor. Ve onu, Ortega'nın yerine takıma koyuyor. Duymadıysanız duyun, F.Bahçe'de işler böyle yürüyor!
F.Bahçe'de bir sistem, bir oyun planı yok.. Her şey oyuncuların kişisel becerilerine bağlı. Üçü-beşi iyi oynarlarsa, ne ala.. Yoksa, işler kesat.. Avrupa'da nal toplamakla meşgulsün, peki ya Türkiye'de ne yapıyorsun? Kaç maç iyi oynadın, yüreklere su serptin? Dua et ki savunmada bir Ümit Özat'ın var, oynuyor, oynatmaya çalışıyor. Kendisine yardımcı olan tek kişi ise, Ogün.. Revivo donuk, Stevic silik.. Fatih, Mustafa Doğan, bildiğiniz gibi. Oyuna çok iyi başlayan Ceyhun, her geçen dakika kötüye gidiyor. Uzun bir aradan sonra takıma giren Abdullah, beklenenden iyi.. Tuncay, Serhat gayretli, ama hepsi o kadar.. Kaleci Oğuz'un ayağına top geldi mi, bütün stadın yüreği ağzında.. İki hata yaptı, az kaldı golle sonuçlanıyordu. Rüştü'nün ayakları, Oğuz'un yanında sanki Brezilya patentli gibi..
Çarpılır mıyız?
İstanbulspor, F.Bahçe'nin başlangıçtaki hızını kestikten sonra, yavaş yavaş oyuna ısındı. Musa, Saidou, Selçuk, Güven'den kurulu orta sahası, özellikle ikili mücadelelerde başarılıydı. Savunması daha az hata yapsa ve forveti biraz becerikli olsa, bu sahadan rahatlıkla puan çıkartabilirdi. Ancak, 71. dakikaya kadar mükemmel oynayan Allum Buker'in bir anlık hatası ve Saffet'e çarpan top, onların da kaderini belirledi. Ardından Yusuf'un golü, İstanbulspor'a ‘‘beyaz bayrak’’ çektirtti..
Sonuçta F.Bahçe, öyle ya da böyle kazandı ve günü kurtardı.. Ama, çekirge nereye kadar sıçrar, işte bu merak konusu.. Şu gerçeği kabul etmek gerek.. Lorant'ı kollayan, sihirli bir el var.. Buna yürekten inanıyorum.. Çok aleyhinde yazarsak da, çarpılır mıyız diye korkuyorum.. Abrakadabra, eğer bu sen isen lütfen bir an evvel ortaya çık!