FUTBOLDA dünyanın en ileri ülkelerinden birinin formasını hem de ‘‘tapulu’’ olarak, kimseye boşuna vermezler.
O ülke ki, iki kez dünya şampiyonu olmuş, kupada final oynamış.. Arjantinli Ariel Ortega, Şükrü Saraçoğlu Stadı'ndaki ilk resmi maçında ‘‘resital’’ yaptı.. Tek başına çaldı, söyledi, oynadı.. Beste onun, düzenleme onundu.. Bir adam düşünün, iki vücut hareketiyle üç kişiyi oyundan düşürüyor. Şut atıyor, mücadele ediyor, gol kovalıyor, kornerlere bile o gidiyor. Nitekim, attığı kornerde Washington'un kafası filelerle buluştu. Bir futbolcu daha ne yapsın? Şimdi herkesin beklentileri daha da büyüdü. Taraftar, Ortega'dan daha hayati maçlarda, daha büyük performans bekliyor. Örneğin, Feyenoord rövanşında..
Fenerbahçe'nin en büyük sorunu gol.. Atacaksın ki, rahatlayasın.. Bu rahatlama, oyununa da yansısın.. Ancak, sarı lacivertliler bir türlü son hareketi yapamıyor ve taraftarını ‘‘fıtık’’ ediyor. İlk yarıda 6 net pozisyona girmiş.. Hele 13. dakikada Washington'un kaçırdığı bir fırsat var ki, saç-baş yoldurur. Washington, ağır ve etkisiz.. Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda ‘‘kör-topal’’ oynar, deplasmanda iş yapmaz.. Ankaragücü karşısında fazla iş düşmeyen Rüştü'yü saymazsak, devamlılığı olan bir tek Johnson.. Her yere dalıyor-çıkıyor, pres yapıyor.. Bir gün onun da takati kesilecek ve ‘‘beyaz bayrak’’ çekecek.. İşte o zaman, Fenerbahçe orta sahada ‘‘şalteri’’ indirir.
SAĞ KANATTA HARCANIYOR
Dünkü maçta iyi bir performans göstermesine rağmen, Serhat bence, zorunluluktan oynatıldığı sağ kanatta harcanıyor. Bu genç yetenek, özellikle deplasmanlarda Washington'un yerine tercih edilmezse, korkarım, geleceğin iyi bir forvetini yitireceğiz. Revivo'nun da gerçek Revivo gibi oynaması ve takıma katkısını çoğaltması gerek. Fatih Akyel ve Abdullah için de aynı şeyleri rahatlıkla söyleyebiliriz..
Ankaragücü'nün yerinde ise yeller esiyor.. Nerede, geçtiğimiz sezonun Başkent fırtınası? Fenerbahçe karşısında aciz duruma düştüler.. Siz bakmayın, skorun böyle olduğuna.. Eğer kalede Zafer olmasaydı, hezimete uğrarlardı.. Bu denli çaptan düşen bir takım, insanı şaşırtıyor.. Ersun Yanal'ın ahı mı tutuyor?