FUTBOLDA şans, çok önemli faktör.. Bazen, oynamadan da kazanırsın..
Tıpkı, F.Bahçe gibi.. Kocaelispor karşısında ne tadı vardı, ne tuzu.. İlk girdiği pozisyonda, golünü attı. Bu golde de Nuri'nin katkısı, F.Bahçeli oyunculardan fazlaydı. İlk 15 dakika Kocaelispor, F.Bahçe'ye nefes aldırmadı. Girdiği gol pozisyonlarını cömertçe harcadı. ‘‘Ben atamadım, bari sen at’’ diye de rakibine ikramda bulundu.
10. dakikada Oğuz'un Lazarov'la topa birlikte girişi, tribünlerin ‘‘penaltı’’ konusunda ikiye bölünmesine neden oldu. Her ikisi de topa beraber girdiler ve bence kesinlikle penaltı değildi. Bu konuda Cem Papila'nın verdiği ‘‘devam’’ kararı doğruydu.
Sarı lacivertlilerde iyi oynayan oyuncuları mumla aradık desek, yeridir.. Biraz Ümit Özat, hepsi o kadar.. Son hareketlerde mükemmel olan Ümit, topla çıkışlarda az pas hatası yapsa, maçın tereddütsüz en iyi oyuncusu konumunda olabilirdi.
Kocaelispor'un attığı beraberlik golünde, genç kaleci Oğuz'un hatası vardı. Bir kaleci, maç oynaya oynaya tecrübe kazanır. Oğuz, Rüştü'nün arkasında doğal olarak yıllarca bekledi ve adeta paslandı. Bu nedenle, hatayı tek başına ona yıkmak da, büyük haksızlık..
Kötü kader bırakmadı
Şu gerçeği kabul etmek gerek.. F.Bahçe, takım oyunu oynayamazsa, biraz zor maç kazanır.. Sadece ferdi becerilere, Tuncay, Ortega, Ceyhun'un hünerli ayaklarına bel bağlamak, aldatıcıdır.. Bazen şans yardım eder kazanırsın, ama nereye kadar?
Kocaelispor, maçın başından sonuna dek iyi mücadele etti. Daha çok pozisyona giren, daha iyi oynayan taraftı.. Özellikle Hüseyin, Lazarov, Emrah ve Volkan, F.Bahçe kalesinde yürek hoplatan imzalardı.. Ancak, kötü kaderi yeşil siyahlıları bu maçta da yalnız bırakmadı. Yazık oldu Kocaelispor'a!
Lorant'a da bir hatırlatma: Sen sen ol, takımını belli bir disipline, oyun istikrarına kavuşturmadan, sakın çok iddialı konuşma.. Avrupa kupalarındaki ‘‘umut tacirliğini’’ burada da tekrarlama.. İranlı şair Sadi, ‘‘İki şey, aklın eksikliğini gösterir. Konuşulacak yerde susmak, susulacak yerde konuşmak’’ demiş.. Tabii, anlayana!