BU işi ‘‘Adet’’ haline getirdik.. Her özel maçtan sonra ‘‘Hazırlık müsabakaları ölçü olmaz’’ diyoruz..
Peki, ölçü nedir? Milli Takım'ın iyi oynadığını, umut verdiğini iddia eden var mı? Fenerbahçe'nin kurtarıcısı Rüştü, Milli Takım'ı da kurtarıyor.. Henüz, doğru dürüst bir yedeği bile yok.. Sakatlanmasın, birşey olmasın diye hepbirlikte dua ediyoruz.. Savunmamız fena değil.. Ümit Özat, Bülent Korkmaz, Fatih, akın kesiyor, topa basıyor, en azından ne yaptıklarını biliyorlar.. Orta sahamız, Güney Kore karşısında ‘‘Prangalı’’ durumda. Ümit Davala, Emre Belözoğlu, İtalya'ya futbol oynamaya değil, spagetti yemeğe gitmişler. Bunlar, eskiden Galatasaray'da alkışladığımız Ümit'le Emre mi, diye tereddüte düşüyoruz. Biraz Yıldıray çalışkan, gayretli o kadar.. Ne Tugay, ne Hakan Ünsal kıvamında.. Ogün de öyle.. Hakan Şükür'ü yalnız bırakmama isteğimize rağmen, ilk yarıda pozisyon bulamıyoruz. Hakan Şükür bir sağa, bir sola yalpalıyor. En ufak bir dalgada, alabora olacak gibi.. Düşünün, tek etkili şutumuzu devre bitmeden 15 saniye önce Tugay'la atıyoruz. Biz, böyle mi Dünya Kupası'nda biryerlere gideceğiz?
İkinci yarı başında Ümit Davala, Ogün, Tugay, Emre Belözoğlu çıkıyor, yerlerine Nihat, İlhan Mansız, Ergün, Hasan Şaş giriyor.. Amaç, forveti güçlendirmek, orta sahaya By-pass yapmak.. Şenol Güneş, işlerin bu orta saha ile gitmeyeceğini, Hakan'ın tek başına hiçbirşey beceremeyeceğini, 45 dakika bitiminde çözmüş anlaşılan.. Daha sonra da Rüştü yerini Ömer'e, Yıldıray, Mustafa İzzet'e, Hakan Ünsal, Abdullah'a, Bülent Korkmaz, Emre Aşık'a bırakıyor.. Sonuçta, herkes bir kez daha milli oluyor.. Oh, ne saadet?
BİR TEK SAVUNMA
Son 15 dakikada Güney Kore kalesi önünde sonucu değiştirme çabamız var.. Ancak, Hakan Şükür'ün etkisizliği sürüyor.. İlhan Mansız, iki enfes hareketiyle, forvetin mutlaka düşünülmesi gereken ismi olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.. İleride tek forvet oynatacaksak bile, onu kesinlikle gözardı etmemeliyiz.
Şu gerçeği kabullenmeliyiz.. Bizim, savunmamız dışında güvenilecek tarafımız yok.. Orta sahamız hikaye, forvetimiz palavra.. Güney Kore maçından ne elde ettik derseniz; Rüştü'ye, Ümit Özat'a, Bülent Korkmaz'a, biraz da Fatih'e güven tazeledik, o kadar.. Gerisi, Erich Maria Remarque'nin romanı gibi: ‘‘GARP CEPHESİNDE YENİ BİRŞEY YOK...‘‘