Dermatolog Dr. Neslihan Dolar
Dermatolog Dr. Neslihan Dolar
Dermatolog Dr. Neslihan DolarYazarın Tüm Yazıları

Vücut çatlakları ve tedavisi

Özellikle ergenlik ve hamilelik döneminde ortaya çıkan deri çatlakları, ciddi bir sağlık sorununa neden olmamakla birlikte estetik görünümün bozulmasına ve estetik kaygıya yol açabilir. Genellikle kalça, bacak, karın ve göğüslerde meydana gelen bu çatlaklar birçok kadının en büyük cilt problemlerinin başında yer alır. Peki cilt çatlağı yani ‘stria’ neden olur ve tedavisi var mıdır? İşte cevapları...

Haberin Devamı

Vücut çatlakları neden oluşur?

Yaygın bir problem olan çatlakların esas nedeni hormonlar olmakla birlikte kilo alıp verme, aşırı spor ve egzersiz, gebelik, hormonal değişimler gibi nedenlere bağlı olarak artabilir.
Genellikle kalça, bacak, karın ve göğüslerde meydana gelen çatlaklar kadınlarda erkeklerden daha sık görülür.
Normal bir cilt, yüzde 80 kolajen ve yüzde dört elastinden oluşur. Cilt yapısında bulunan elastin, cilde esnekliğini veren ve gerilmesini mümkün kılan proteindir. İşte elastin lifleri hasar gördüğünde cilt çatlakları ortaya çıkar.
Çatlaklar, derinin aşırı gerilmesinden dolayı elastik ve kolajen bağlarının bozulmasıyla meydana gelen cilt görünümü bozukluklarıdır. Cilt çatlakları, genellikle ergenlik döneminde çok hızlı kilo alıp verme sonucunda ve gebelik döneminde hormonal ve genetik etkilerle meydana gelir.
Hamilelik ve aşırı kilo alma gibi cildin esnek yapısını zorlayan durumlarda, cildin dermis adı verilen ikinci tabakasında ufak çizikler halinde yırtılmalar oluşur. Sağlık açısından hiçbir zararı olmayan bu çizikler, cildin dış yüzeyinde gözle görülebilir beyaz çizgilere neden olur.

Haberin Devamı

Kimlerde görülür?

Daha çok kadınlarda olsa da erkeklerde de görülebilir. İlk oluştuklarında pembe ya da mor renkte olan cilt çatlakları zamanla gri ve beyaz renge dönüşür.
Deride oluşan çatlaklar kadınlarda daha sık görülür. Bunun en büyük nedeni kadınlardaki hormon seviyesinin erkeklere göre daha yüksek olmasıdır.
Özellikle hamilelik, aşırı kilo alma ve sporla kas yapma durumlarında bel, karın göğüs ve basen bölgelerinde çatlak oluşumu artabilir. Cilt çatlakları, uzun süreli kortizon kullanımına bağlı olarak veya vücutta kortizon üretilmesine neden olan böbrek üstü bezlerinin hastalığı dolayısı ile de meyana gelebilir.
Uzun süre nemsiz kalan ciltlerde de çatlak oluşumu görülebilir. Bu nedenle özellikle kuru cilt tipine sahip kişilerin dikkat etmesi önerilir.

Oluşumunu önlemek mümkün mü?

Deri çatlakları ilk oluştuklarında çevre dokularda da bazı değişiklikler meydana gelir. İlk aşamada yüzeysel damarda genişleme ve lenf hücrelerinin bu bölgede fazlalaştığı tespit edilmiştir. Daha sonraki aşamalarda kolajen liflerinin azalması görülür ve epidermis incelir.
Çatlaklarla ilgili en önemli sorun ise ciltteki esnek liflerin hasar görmesi ve onarılmalarının zor olmasıdır.
Cilt çatlaklarını tedavi etmenin en iyi yolu, ilk aşamada onları engellemektir.
Genetik nedenlere bağlı cilt çatlaklarının oluşumunu önlemek mümkün olmasa da günlük hayatta alınabilecek bazı önemlerle çatlak oluşumu azaltılabilir. Bunun için;
◊ Karbonhidrat ağırlıklı beslenme azaltılmalı, yeşil sebze tüketimine özen gösterilmelidir. Böylece vücutta elastin ve kolajen yıkımı azaltılarak sentezi desteklenir.
◊ Cildin nem dengesi ve esnekliğini koruyabilmek için her gün yeteri kadar su içilmelidir.
◊ Her gün düzenli yürüyüş yapmak da önemlidir.
◊ Cilt sağlığının korunmasında etkili Omega 3, çinko, A ve E vitamini ağırlıklı besinler tüketilmelidir.
◊ Çatlak olmaya meyilli vücut bölgelerine bol bol nemlendirici ve yapılandırıcı kremler ve yağlar sürülmelidir.
◊ Masajla kan dolaşımını artırarak da çatlaklara karşı önlem alabilirsiniz. Lavanta ve papatya yağlarını karıştırıp cildinize bu yağlarla masaj yaparak oluşan gerilmeleri engelleyebilirsiniz.
◊ Çatlağın oluştuğu bölge, badem yağı ile nemlendirilerek çatlakların büyümesi ve genişlemesi engellenebilir.
◊ Cildin nem dengesini korumak ve ihtiyacı olan vitaminleri harici olarak takviye edebilmek için düzenli olarak çatlak karşıtı kremle masaj yapılması önerilir. Böylelikle çatlak oluşumu büyük ölçüde önlenebilir.

Haberin Devamı

Kendi kendine geçer mi?

Cilt çatlakları kendi kendine geçmez. Çatlakların doğal seyrinde; ilk oluştuğunda kırmızı/mor renkte olur. Zamanla renkleri açılır, deri renginden hafif açık sedefi bir renk alır.

Tedavisi var mı?

Vücutta oluşan çatlaklar, ilk evrede tedavi edildiği zaman kolaylıkla geçebilir. Bu çatlakların kendiliğinden geçmesi beklenmemeli, çatlakların çoğalmaması için gerekli önlemler alınmalıdır. Çatlakların giderilmesi için en uygun zaman ilk yıldır.
Aktif yeni oluşmuş çatlakları gidermede kullanılan doğal yöntemler, alfa hidroksi asit ve retinoik asit içeren kremlerden iyi sonuçlar alınabilir. Yeni başlayan çatlakların tedavisinde AHA ve retinoik asit içeren ürünler doktor kontrolünde kullanılabilir.
Ancak beyaz çatlakların krem ya da yağlarla giderilmesi mümkün değildir. Bu çatlakları gidermede en etkili yöntemler, klinik ortamında yapılan profesyonel bir müdahale ile gerçekleşir.
Oluştuktan sonra cilt çatlaklarını düzeltmeye yardımcı olabilen, özellikle lazerlerle uygulanan çeşitli tedaviler de bulunmaktadır.
Derin cilt çatlaklarını tamamen ortadan kaldıran bir tedavi yöntemi henüz bulunmamakla birlikte kombinasyon tedavileri görünümlerini azaltmaya yardımcı olur. Vücutta oluşan çatlakların tedavisi için kişiye özel hazırlanmış cilt bakım ürünlerini kullanmak gerekebilir. Burada doktor yardımı alınmalıdır.
Çok fazla ve çok derin cilt çatlağı varsa lazer sistemleri, çatlakların görünümünü önemli ölçüde hafifletmekte ve belirginliğini büyük oranda azaltmaktadır.
Lazer tedavilerinin yanı sıra PRP-kök hücre tedavisi, iğneli radyofrekans yöntemi, dermaterapi, mikrodermabrazyon, mezolift, dermoreller ve derin peeling’ler, biodermogenesis gibi işlemler kombine edilerek ciltte yenilenme sağlanabilir.
Fraksiyonel lazer tedavisi hem üst hem de alt deriye etki etmektedir. Derinin alt tabakasında oluşan çatlaklara bile ulaşılmasını mümkün kılar. Tüm deri çatlaklarında ve özellikle beyaz, deforme görünümü olan çatlaklarda yüzde 50 oranında başarı elde edilebilmektedir.

 

Yazarın Tüm Yazıları