Ses dalgalarıyla gelen gençlik ve güzellik

Ameliyatsız yüz germe mümkün mü?

Evet, ameliyat olmadan hatta tek seansta bile yüz germe mümkündür. İfadenizi bozmadan, cilt altına hiçbir şey enjekte etmeden, doğal kolajeninizi uyararak ve kısaltarak cilt altı dokusunun toparlanmasını sağlamak için çeşitli yöntemler mevcuttur. Ameliyatsız yüz germe olarak adlandırdığımız bu işlemler arasında fokuslu ultrason tedavisi ilk sırayı almaktadır.

Ses dalgalarıyla nasıl gençleşilir?

Bu sistemde, ses dalgalarının mekanik etkisinden faydalanılır. Ultrason yani ses dalgaları, hamilelerde bile bebeğe zarar vermeden kullanılan bir görüntüleme tekniğidir. Fokuslu ultrason, ses dalgalarının odaklandığı noktaya ulaşarak, plastik cerrahların yüz germe ameliyatlarında düzelttiği tabakaya kadar iner ve burada ameliyat gerektirmeden tek seansta kolajen uyarımı ve germe etkisi oluşturur. Bu masum ve etkili enerji sayesinde cilt altı bağ dokusu sıkılaşır ve cilt sarkmasının önüne geçilir. Eğer geç kalınmamışsa, başlamış olan sarkma geriye döndürülebilir.

Sadece tek seans yeterlidir

Fokuslu ultrason tek seans olarak uygulanır ve işlem süresi 20-30 dakikadır.
Bu yöntemin etkisi kişinin yaşına ve cilt tipine bağlı olarak 1.5 yıl kadar sürebilir.

İşlem sonrası eve kapanmanıza gerek yok

İşlem sonrası iyileşme süreci genellikle hızlıdır ve kişiler günlük aktivitelerine hemen dönebilir.
Bu tedavi ciltte soyulma veya kabuklanmaya neden olmaz, o nedenle uygulamadan hemen sonra günlük iş ve sosyal hayata dönülebilir. İşlem sonrasında makyaj yapmakta da sakınca yoktur.

Her mevsim uygulanabilir

Fokuslu ultrason, diğer estetik işlemlerden farklı olarak, işlem sırasında cildin yüzeyinde gözle görülür bir etki oluşturmadığı için yaz veya kış mevsiminde istenilen zamanda uygulanabilir.
Birçok Hollywood yıldızının yıllardır tercih ettiği bir yöntemdir ve birkaç ay içinde yıllar öncesine dönebilmenizi sağlar. En güzel tarafı, her sabah sarkmadan değil, daha sıkı bir şekilde uyandığınız yaşlanma sürecidir. İşlem uygulandıktan sonra her geçen gün daha iyi bir gerilme ve sıkılaşma hissi gözlemlenir.

HIFU mu, LIFU mu?

HIFU (High-Intensity Focused Ultrasound) yüksek yoğunluklu odaklı ultrason anlamına gelir. Bu teknoloji, odaklanmış ultrason dalgalarını kullanarak, cilt altındaki dokulara ısı enerjisi iletip tedavi sağlar.
Lineer Focus Ultrasound (LIFU) ve HIFU (High-Intensity Focused Ultrasound) arasındaki fark, kullanılan ultrason teknolojileri ve uygulama yöntemleridir.
LIFU teknolojisi, ameliyatsız yüz germe, cilt sıkılaştırma ve kırışıklık azaltma gibi estetik amaçlar için kullanılan bir yöntemdir.
Yüksek yoğunluklu odaklanmış ultrason dalgalarının kullanıldığı bu yöntem, cildin yüzeyinden geçerek belirli bir derinliğe odaklanmış ultrason enerjisi gönderir. İşlem sırasında, odaklanmış ultrason dalgaları, cilt altında belirli noktalarda yoğunlaşarak dokularda termal noktalar oluşturur.
Bu enerji, hedeflenen dokuda ısıya dönüşür ve kolajen üretimini uyarır.
Kolajen, cildin sıkılığını ve elastikiyetini sağlayan bir protein lifidir. LIFU, derin dokularda kolajenin yeniden yapılanmasını ve cildin sıkılaşmasını hedefler.
Ancak HIFU’dan farklı olarak, LIFU’da ultrason dalgaları daha lineer bir şekilde odaklanır.
Bu, enerjinin daha spesifik bir alana yoğunlaşmasını sağlar ve cildin altındaki hedeflenen dokulara hassas bir şekilde ulaşılmasına olanak tanır.
LIFU, ciltteki sarkmaları ve kırışıklıkları azaltarak yüz germe etkisi yaratmak amacıyla kullanılan bir yöntemdir.

Boyun ve çene hattında da etkili

LIFU uygulamaları, özellikle yüz, boyun, kaşlar ve çene hattı gibi bölgelerde etkili olabilir. Ancak her bireyin cilt yapısı ve ihtiyaçları farklı olduğundan, etkinlik ve sonuçlar kişiden kişiye değişebilir.
Ameliyatsız yüz germe işlemi, ciltteki sıkılığın ve gençlik görünümünün geri kazanılmasına yardımcı olabilir. Fakat sonuçların sürekliliği ve etkinliği kişinin cilt tipi, yaş, genetik faktörler, yaşam tarzı ve kullanılan yönteme bağlı olarak değişir.
Ameliyatsız yüz germe yöntemleri genellikle daha az invazivdir ve daha hızlı iyileşme süreci sağlar.
Bu nedenle cerrahi operasyon risklerini ve komplikasyonlarını minimuma indirmek isteyen kişiler için cazip bir seçenek olabilir.