Paylaş
İlk defa mı duydunuz?
Benim gibi hasbelkader biyoloji okumamışsanız, daha önce duymamış olabilirsiniz.
Birkaç satır sonra, neredeyse her gün gördüğünüz bir şeyden söz ettiğimi anlayacaksınız.
Biyolojide her canlı, benzerliklerine göre “âlem”, “bölüm”, “sınıf”, “takım”, “aile”, “cins” ve “tür” olarak sınıflandırılır.
“Olea Europaea” bitkiler âleminden bir canlı. Yani bir bitki.
Bölümü Magnoliophyta, sınıfı Magnoliopsida. Yani kapalı tohumlular bölümünün, iki çenekli bitkiler sınıfından.
Adaçayı, lavanta, nane gibi bitkilerle aynı takımdan.
Leylak, dişbudak gibi ağaçlarla ise aynı aileden. Sarı çiçekleri ile ünlü altınçanak ağacını bilir misiniz? O da aynı aileden.
Cinsi Olea ve türü Olea Europaea.
Anlamışsınızdır. Her dem yeşil yapraklı “zeytin ağacı”ndan söz ediyorum.
ANADOLULU, EFSANE BİR AĞAÇ
Zeytin ağacının Türkiye’de tam beş bölgede (Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu) yetiştiğini biliyor muydunuz?
Avrupalı bilim adamları sınıflandırırken Avrupa’nın adını kullanmış ama zeytinin anavatanı aslında Yukarı Mezopotamya ile Mardin, Hatay, Suriye, İsrail, Filistin ve Kıbrıs Adası’nı içine alan bölgedir.
Hayatının son dönemini, zeytin ağaçlarıyla dolu Kazdağları’na adayan Tuncel Kurtiz’in ‘zeytin ağacı’ tarifinden aynen aktarayım:
“Efsane bir ağaçtır zeytin.
Üç büyük dinin kutsal saydığı dağa adını vermiştir.
Falih Rıfkı Atay’ın ünlü romanına da...
Kudüs’teki Zeytindağı’nın kaderi, Kudüs’ün de Osmanlı’nın da kaderidir bir nevi.
Nuh tufanının bittiğini müjdeleyen güvercinin ağzında da bir zeytin dalı olduğu rivayet edilir.
O yüzden zeytin dalı hem barışın, hem umudun sembolüdür yüzyıllardır.”
HEM ZEYTİN HEM TESİS MÜMKÜN
“Sadede gel” dediğinizi duyar gibi oluyorum.
Bütün bunları, Başbakan Binali Yıldırım’ın, 80 milyon insana yönelttiği o hayati “Zeytin mi tesis mi” sorusuna yanıt bulmak için yazdım.
Malum, bir yanda bu kadar anlamlı ve değerli doğal bir hazine, öte yanda çil çil paralar kazandıracak tesisler...
Peki, tesis için zeytin ağaçlarından vazgeçmek yerine, zeytin için tesis kursak olmaz mı?
Bakın, zeytin üretiminde bölgemizde dördüncü sıradayız. İspanya beş, İtalya üç, Yunanistan iki katımız kadar zeytin üretiyor.
Dünyada altıncı sırada olduğumuz zeytinyağı üretiminde durum daha da vahim. Türkiye’ye göre İspanya 10, İtalya dört, Yunanistan iki buçuk kat daha fazla zeytinyağı üretiyor. Zeytin üretimimiz onlardan fazla olmasına karşın Tunus ve Suriye’nin zeytinyağı üretimi bizden fazla.
HAYATIMA 43’ÜMDE GİRDİ
Yatılı okulda kahvaltıda zeytin ezmesi verirlerdi. Hem görüntüsü hem tadı felaketti. Çamur gibiydi adeta. Bu yüzden hayatım boyunca zeytine mesafeli oldum.
Taa ki Canan Karatay 71 zeytin yiyene dek.
Karatay’ın yaptığını konuşurken, CNN Türk’te canlı yayında Ebru Baki “Sen kaç zeytin yersin” diye sordu. “Ben zeytin yemem” dedim. Çok şaşırdı ama doğruyu söylüyordum.
O yayından sonra farklı yerlerden “Bunu dene öyle karar ver” notlarıyla zeytinler geldi ve ben 43 yaşında tanıştığım zeytin ile dost oldum.
Ve artık, Anadolu’da zeytin ağacına “ölümsüz ağaç” denmesinin nedenini ve dünyaca ünlü şairimiz Nâzım Hikmet’in “Yaşamaya dair” şiirindeki zeytin ağacı göndermesini daha iyi anlıyorum.
Ne diyordu Nâzım:
“Öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin, hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölümden korktuğun halde ölüme inanmadığın için (...)”
Paylaş