Kur şokuna Hızır gibi yetişen Osmanlı köftesi

PAZARTESİNDEN beri Kopenhag (Danimarka) ve Malmö’deyim (İsveç).

Haberin Devamı

İş için defalarca geldiğim şehirleri ailemle turist olarak ziyaret ettiğimde, ilk kez geliyormuşum gibi heyecanlanırım. Bu sefer de öyle oldu.

Turist olarak dolaşmak, müzelerde resimlerin, heykellerin arasında kaybolmak, kentlerin tarihi ve doğal güzelliklerini fotoğraflamak gerçekten başka bir duygu.

Biletleri millerle alıp oteli Kopenhag pahalı olduğu için daha ucuz olan Malmö’de tutmuştuk. Böylece yedi günlük seyahatimiz, yüksek kurlara rağmen Asos’ta yapmayı düşündüğümüz yedi günlük “indirimli” tatilden daha ekonomik olacaktı.


EVDEKİ HESAP ÇARŞIYA UYMADI
Havaalanından çıkar çıkmaz tren istasyonuna geçip bilet aldık. Kopenhag Havaalanı-Malmö Merkez İstasyonu için bilet yetişkinlere 11, çocuklara (17 yaş ve altı) 6 Euro (karşılığı Danimarka Kronu) idi. Başta “ucuzmuş” hissine kapıldık. Ama o da ne? Toplamda 28 Euro oldu ve 6 Ağustos Pazartesi sabahının kuruyla 160 TL’yi buldu. Yine de kendimizi “Eee normal. Bir ülkeden başka ülkeye geçiyoruz” diye teselli etmiştik.

Malmö ucuz dediysem yanlış anlamayın, Kopenhag’dan ucuz demek istemiştim. Bir de aksi gibi, bu coğrafya 290 yılın en sıcak dönemini yaşıyormuş ve bir süredir yağmur dahi yağmıyormuş. Ağaçların yaprakları kurumuş ve dökülmüş, kaldırımlarda adeta sonbahar manzaraları var. Kavurucu kuzey güneşi de eklenince serinlemek haram oldu.

İkinci şoku su almak için girdiğim markette yaşadım. Bir şişe su 2.3 Euro’ya denk geliyor. Ayda, bırakın 3-4 bin Euro kazanan birini, 1600 Euro asgari ücret alan biri “Eee normal” diyebilir. Ancak, o kadar basit değil. Çarpın 5.9’la... Etti mi 13.5 TL. Üç tane alın: 41.5 TL. Üç suya 41.5 TL... “Aman Allahım.”

Artık en ucuzu 8-9 Euro olan yemek fiyatlarının TL karşılığını siz hesaplayın.

Ertesi gün Kopenhag’a geçmek için tren istasyonunda başka bir şokla karşılaştık. Diğer yakada 17 yaş çocuk kabul edilirken bu yakada “yetişkin” sayılıyor. Haliyle üç “yetişkin” olduk ve tren bileti 33 Euro.

Durun daha bitmedi. Biz gece uyurken (biletleri aldığımız 27 Temmuz 2018 günü 5.59 TL olan) 1 Euro da 6.27 TL’yi görüp 6.14 TL’ye düşmüş. Bizim Kopenhag tren bileti oldu mu 200 TL.


GÖZÜNÜ SEVDİĞİMİN OSMANLI KÖFTESİ
Daha birçok örnek verebilirim ama siz meseleyi anlamışsınızdır. Bir de İsveç Kronu ile Danimarka Kronu arasında yaşadığım ikilemler var. Biri diğerinden daha değerli. Euro’ya çevir, TL’ye çevir. Gün boyu “Hangisi olursan ol, zalımsın kron” dedim durdum. Akşam otele döndüğümüzde resmen “kur yorgunu” olmuştum.

Kara kara düşünürken Malmö’de musluk suyunun içilebilir olduğunu görünce biraz rahatladık. Bir de Türkiye’de hafta içi yemek köşesinde 8 TL’ye 8 köfte yenilebilen o ünlü mobilya mağazasının İsveçli olduğu geldi. Gerçi 29 Nisan’da İsveç devleti, bir bilimsel çalışmaya dayandırarak “İsveç köftesi” diye bildiğimiz o köftenin aslında “Osmanlı köftesi” olduğunu itiraf etmişti. İsveçli bilim adamları, Kral 12. Şarl’ın (Charles) 18. yüzyılın başlarında Rusya seferinden dönerken, o zaman Osmanlı kontrolünde olan Moldova’dan köfte tarifi de getirdiğini tespit etmişti.

En ucuz yemeğin 8-9 Euro’dan başladığı İsveç’te sekizli köfte, 4 Euro (yaklaşık 24 TL). Artık keşfetmiştik: Türkiye’deki fiyatın 3 katı olsa da Osmanlı köftesi İsveç’in en ekonomik yemeği idi.


SAKIN GELMEYİN! ONLAR BİZİM ÜLKEMİZE GELSİN

Dünkü Hürriyet’te, İdris Emen’in “Küçük İsveç’i o kurdu” başlıklı haberinde, Kululuları zamanında İsveç’e davet eden Abdullah Yücel’in “İsveç’te aş var, İsveç’te iş var, İsveç’te para var, durmasın gelsinler” sözlerini okurken gülümsedim.

İdris’i arayıp, “Aş var ama ateş pahası, iş var ama İsveçlilere yetmiyor, para da aslanın ağzında, sakın gelmesinler” demek geldi içimden.

Bırakın İsveçliler de İngilizler gibi cennet ülkemize gelsin. 1 Euro’ya su içip, 10 Euro’ya lahmacun yesinler. Emin olun onlara dokunmaz.

Yazarın Tüm Yazıları