Paylaş
Bu kadar önemli bir oy oranını oluşturmalarına rağmen, ne okuduklarını, ne dinlediklerini, nerelere “takıldıklarını”, bir araya geldiklerinde neler konuştuklarını, nelerden hoşlanıp nelere kızdıklarını ve siyasete nasıl baktıklarını sorgulayan, tespit eden kapsamlı, güncel ve bilimsel bir eğilim araştırması bulamadım.
Her ne kadar ilgili gibi görünseler de siyasi partiler, 18-25 yaş arası genç nüfusu analiz etme ve onlara erişecek stratejiler üretme konusunda yetersiz kalıyorlar. AK Parti ve CHP gibi iki büyük partinin gençlerden aldığı oy oranlarının genel oy oranlarının altında kalması bundan olsa gerek.
EN KIYMETLİ ŞEYLERİ ‘ÖZGÜRLÜKLERİ’
Haklarında çok veri yok ama gençlerin davranış kalıplarını gündelik yaşam içinde ve çok fazla vakit geçirdikleri “sanal âlemde” gözlemlemek çok kolay.
Evinizde ya da çevrenizde 15 yaşını geçmiş bir birey varsa ya da yakın geçmişte vardıysa zaten biliyorsunuzdur.
Onların en önemli varlığı “özgürlükleri”dir.
Saçlarına, kıyafetlerine, ne yiyeceklerine, ne okuyacaklarına, ne dinleyeceklerine, renk tercihlerine, kimlerle arkadaşlık edeceklerine, eve kaçta geleceklerine, ne kadar ders çalışacaklarına, ne kadar oynayacaklarına, kısacası “hayat tarzlarına” karışılmasından, yönlendirme girişimlerinden hiç hazzetmezler.
Artık bir “birey” oldukları ve kendi akıllarıyla yanlışı ve doğruyu ayırt edebilecekleri gerçeğinin fark edilememesi, kendilerine güvenilmemesi onları çileden çıkarıyor.
BİR VAKA ÇALIŞMASI: EZHEL’İN TUTUKLANMASI
Etraflarındaki çemberi ne kadar daraltırsanız daraltın, ellerindeki ya da masalarındaki akıllı cihazlar ile koca dünyayı fersah fersah dolaşıyorlar, milyonlara ulaşıyorlar.
Kitap fuarlarına, okullarda konferanslara hatta alışveriş için AVM’lere gittiğinizde fark etmişsinizdir: En uzun “selfie çektirme” kuyrukları, en büyük kalabalıklar genç “Youtuber”ların önünde oluşuyor. Bizlerin yaş itibariyle bihaber olduğumuz o gençlerin milyonlarca aboneleri var. Bizzat hazırlayıp o kanallarda yayınladıkları birbirinden ilginç videolar milyonlarca genç tarafından izleniyor, paylaşılıyor. Ebeveynlerinden çok kazanıyorlar.
Çevrenizde minik bir test yapın. Yakaladığınız herhangi bir lise son sınıf öğrencisine “Bu aralar en çok neyi konuşuyorsunuz” diye sorun. Ben yaptığımda en çok aldığım yanıt “Ezhel’in tutuklanması” oldu.
Adını ilk kez tutuklandığında duymuştum. Oysa gençler arasındaki popülaritesi tahminimden çok daha büyüktü.
Haberi okuyunca “uyuşturucu kullanımını teşvik davası”na ve tutuklama kararına gerekçe yapılan o şarkıyı arayıp buldum. YouTube’da 31, Spotify uygulamasında 13 milyon kez izlenmişti. Bu yazıyı yazmadan önce bir daha baktım. Aradan geçen 5 günde YouTube’daki sayı 33.3, Spotify’daki sayı 14.5 milyona dayanmıştı. Yani Ezhel cezaevindeyken şarkısı dışarıdaydı ve 4 milyon kez daha dinlenmişti. Üstüne üstlük mesele, forumlarda, sosyal medyadaki tartışma platformlarında bir “özgürlük meselesi” olarak ele alınmıştı.
Gençler, kendilerini belki de dünyanın en büyük tehlikesinden kurtarmak gibi ulvi bir amaçla atılan o adımı, özgürlüklerine müdahale olarak görmüşlerdi.
Yani kaş yaparken biraz göz çıkarılmıştı.
İddialı gelebilir size ama 24 Haziran seçimlerinde onlara “özgürlük” vaat eden ve bu konuda güvenlerini kazanabilen siyasetçiler pastadan en büyük payı alabilir.
Peki bunun için ne yapmaları gerekir?
Sigaraya, nargileye bile nefretle bakan, çocuğuna “İradeni devre dışı bırakacak, seni bağımlı hale getirecek her şeyden uzak dur, gerisini aklınla, zekânla, iradenle halledersin” öğüdünü veren biri olarak söyleyeyim:
İlk adımı Ezhel’in konserlerinde açılan ‘Bırakın gençler oynasın’ pankartını bir mitingde açarak atabilirler.
Paylaş