Paylaş
Şans eseri o gün kimse zarar görmedi ama diğer ağaçlar da her an devrilebilirdi. Ziraat mühendislerinin önerisi ile harekete geçen Çankaya Belediyesi kapsamlı bir budama işlemi gerçekleştirdi. İş bittiğinde Kuğulu Park adeta “dımdızlak” kalmıştı. Peşi sıra kıyamet koptu. CHP’ye yakın medya kuruluşları bile “CHP’li belediyeden ağaç katliamı” başlıklarıyla duyurdu olayı. Başkan Alper Taşdelen günlerce “Ağaçları kurtarmak için budama yaptık” dese de derdini anlatamadı.
Geçen gün CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin ile görüşmeye giderken Kuğulu Park’tan geçtim. Aradan geçen 1 yılda yaşlı kavakların gövdeleri yeniden yeşermiş, park büyük ölçüde eski havasına kavuşmuştu.
Selamlaşıp oturduktan sonra konu hemen CHP’deki tartışmalara geldi. Gürsel Tekin, “Bak sana bir şey anlatacağım” dedi ve başladı:
“Kadıköy Belediye Başkan Yardımcısıydım. Yaşlı bir ağacımız vardı. Kimilerine göre 200 yıllıktı. Ancak yıkıldı yıkılacak durumdaydı. Bir ziraat mühendisi çıktı ve ‘Bu ağacı kurtarırım’ dedi. İddialıydı ve bizi ikna etti. Ağacı kendisine teslim ettik. Öyle bir hale getirmişti ki o devasa ağaçtan iki-üç metrelik bir kütük kalmıştı. Mahalleli ağacı katlettik diye kıyameti kopardı. ‘Mühendis bey sen ne yaptın?’ dedik. ‘Kök budaması’ dedi. ‘Bizi perişan ediyorlar, ne hesap vereceğiz?’ dedik, ‘Altı ay süre verin’ dedi. Altı ay sonra o ağaç canlanmıştı. O gövde filizlenip dallanmış, yaprakları daha canlıydı. Protestocularla mühendisi bir araya getirip, ‘Mühendis beyden özür dileyin’ dedim.”
Araya girip, biraz önce yazdığım Kuğulu Park detayını anlattım ve sordum: “Bu hatıra nereye varacak?”
Gürsel Tekin sözü CHP’ye bağladı ve “Partinin bir kök budamaya ihtiyacı var. O ağaçların gövdesi gibi partinin genel ilkeleri üzerine yeniden yeşermesi gerekiyor” dedi.
Doğrusunu isterseniz CHP’nin genel sorunlarından daha çok güncel konularla ilgiliydim. Hemen konuyu değiştirip kitabın ortasından İstanbul’a aday olup olmayacağını sordum. Tereddütsüz “Adayım” dedi. Sonra da ‘İstanbul’u kazanma stratejisi’ni anlattı. Kadıköy’den, Bakırköy’den, Beşiktaş’tan, Şişli’den değil; Sultangazi, Sultanbeyli, Bağcılar, Esenyurt gibi ilçelerden söz ediyordu. İstanbul’un demografik durumunu, seçmen eğilimlerini iyi çalışmıştı. Sözünü ettiğim ilçelerdeki partilerinden hoşnut olmayan HDP-AK Parti tabanına dikkat çekti ve o oylara göz koyduğunu vurguladı.
İSTANBUL’DA TABAN İTTİFAKI KAÇINILMAZ
İstanbul’un geçmişteki yerel seçim sonuçlarına baktım. 1994’te soldaki ve merkez sağdaki parçalanma sayesinde (ANAP yüzde 22, DYP yüzde 15 ve SHP yüzde 20, DSP yüzde 12) Refah Partisi seçimi sadece yüzde 25 oy oranı ile kazanmıştı. Son üç yerel seçimde ise AK Parti ile CHP’nin etrafında fiili taban ittifakları oluşmuş vaziyette. 2014’teki son seçimlerde AK Parti yüzde 48’e, CHP yüzde 40’a ulaşmıştı. Buna karşın genel seçimlerde yüzde 10’larda olan üçüncü partiler yerel seçimlerde yüzde 4-5 seviyelerine inmişti. Anlayacağınız, 2019’da İstanbul’da MHP tabanının desteği olmadan AK Parti’nin, HDP tabanının desteği olmadan CHP’nin şansı düşüyor. Yaptığımız görüşmeden çıkardığım, Gürsel Tekin bu durumu CHP’deki diğer adaylara göre kendisinin avantajı olarak görüyor.
‘ÜÇ BAŞKAN ADAY OLABİLİR’
Bu aralar Ankara’da siyasi parti genel merkezlerine yakın lokantalarda bol bol aday adayı görüyorum ve sohbetlerde önemli kulisler işitiyorum. O sohbetlerden birinde bir AK Partili, yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki’nin başkan değişikliği yapılan kentlerde yeni belediye başkanlarından memnun olduklarına dair sözlerini hatırlattı ve şöyle dedi: “Sayın Cumhurbaşkanımız İstanbul, Ankara ve Balıkesir belediye başkanlarının icraatlarından memnun. Üçü de yeniden aday olursa şaşırmam” dedi. İstanbul’u bilmiyorum ama Balıkesir ve Ankara için benzer cümleler duymuştum ve mevcut başkanlar aday yapılırsa şaşırmayacağım.
Paylaş