Yerelin değerli olduğu bir döneme giriyoruz

Yılmaz ile Karesi başkanlığından beri tanışırız. Bürokratlarından bilirim; bitmeyen bir enerjisi vardır. Halka dokunan bir başkandır. Balıkesir’e gittiğimde de hatırı sayılı bir sıcak vardı. Termometreler 37’yi gösteriyordu, hissedilen sıcaklık 40’ların çok üstündeydi. Yücel Yılmaz esnaf ziyaretlerini yaptı. Biz de bir bölümüne katıldık. Sonra da Balıkesir Kent Konseyi binasında sohbet ettik. Bu dönem herkes için ilginç oldu. Pandemi hepimizin alışkanlıklarını, hayata bakışını değiştirdi. Başkan Yılmaz ile salgın dönemini, Balıkesir’i konuştuk.
Bir kere İzmir İstanbul otoyolu sayesinde Balıkesir’e ulaşım çok rahatladı. Bu sayede ekonomi hareketlendi, turizm canlandı. Aslında Balıkesir’in en büyük sıkıntısı geçilen bir şehir olmasıydı. Artık kalınan, projeler geliştirilen, turizm yatırımları alan bir yer haline geldi.
Yücel Yılmaz diyor ki;
“Balıkesir; doğasıyla, termaliyle, deniziyle, kültür ve sanatıyla, yöresel lezzetleriyle, antik kentleriyle çok ciddi bir potansiyele sahip. Bizler, her ilçesinin kendine has unsurlarıyla ön plana çıktığı ve özgün imajıyla dünyaca kabul gördüğü bir şehir hedefiyle 20 ilçemizin tüm varlıklarına sahip çıkma, geliştirme ve dünyaya tanıtma gayreti içerisindeyiz.”
Çok doğrusunu yapıyorlar.
Hep yazıyorum.
Yerel ve lokal olanın daha kıymetli olacağı bir döneme giriyoruz.
Balıkesir ilginç bir yer bu açıdan...
Merkez ayrı; Ayvalık, Edremit, Akçay, Asos, Kazdağları ayrı...
Ve hepsi birbirinden değerli...

Çevreye saygılı
kent istiyorlar

BAŞKAN Yücel Yılmaz; Katı Atık Entegre Tesisi’nde yıllık ortalama 400 bin ton çöpü işleyerek 50 bin hanenin elektrik ihtiyacını karşıladıklarını söyledi. Tesis sayesinde iklim değişikliğine neden olan 12 milyon metreküp sera gazının atmosfere salınımını engelleniyormuş. Seller, yangınlar yaşadığımız bir dönemde bu değerler o kadar önemli ki...
Toplu ulaşımda da çevreci otobüsler almışlar. Temiz enerjili sıkıştırılmış doğalgazla çalışan otobüsler sayesinde daha az karbon monoksit salınımı yapmayı planlıyorlar.

Tarih gelecek demektir

BALIKESİR bir turizm cenneti, müthiş bir sahil şeridi var. Yürüyüş ve bisiklet parkurları, oyun parkları, spor sahaları artırılmış.
Sahillerinde 36 mavi bayrak dalgalanıyor.
Başkan Yücel Yılmaz; “Sualtı Müzesi kazandırıyoruz. Sahip olduğumuz tarihi ve kültürel zenginliği, Marmara Ada’mızın meşhur mermerlerinden yapılacak heykellerle anlatacağız. Roma, Bizans, Selçuklu, Anadolu Beylikleri ve Osmanlı İmparatorluğu’na ev sahipliği yapan; Antandros, Kyzikos, Daskyleion, Adramytteion antik kentlerinde devam eden kazı çalışmalarına destek veriyoruz” diyor.
Tarihine sahip çıkan geleceğine de sahip çıkar.


Peynir kitabını çok beğendim

ET ve peynirde Balıkesir hep iddialıdır. Ben de Balıkesir’e her gittiğimde o peynirlerden seçip alıyorum. Bir de körfezin zeytini, zeytinyağı aromasıyla dünyanın en iyilerinden...
“50 Peynirli Şehir Balıkesir” kitabı hazırlamışlar. Kitabı çok beğendim.
Lezzetler yerel olabilir ama bunu bütün dünyanın bildiği bir lezzet haline getirmek mümkün. Parmesan peyniri öyküsü de böyle işte... İtalyanlar kooperatifler sayesinde parmesan peynirini bütün dünyaya satıyor. Bizler de makarnalarımızın üzerine bu peyniri serpiştiriyoruz. Peynir seven biri olarak ben permasan yerine Anadolu’nun peynirlerini koymayı tercih ediyorum.

UNESCO jeoparkı bitiyor

İDA Madra Jeoparkı tamamlanıyor. UNESCO’ya resmi başvuru yapılmış. Tamamlandığında Türkiye’nin en büyük UNESCO jeoparkı olacak.
Türkiye doğası, çevresini korumalı. Çünkü buraları nefes alacağımız yerler...
Ve ben gittiğimde Asos’ta, Kazdağları’nda kendimi yenilenmiş hissediyorum.

Pandemi sonrasının
en gözde yerleri

KIRSALIN kimliğini güçlendirmek lazım. Bu bölgelerdeki yaşamı, tarımı, doğal kaynakları dikkate alarak birbirinden farklı yaşam biçimi alternatifleri sunmak mümkün. Bence Balıkesir ve çevresi de buna en uygun yerlerden biri... Bal ormanları, tıbbi ve aromatik bitki bahçeleri örneğin...
Dünya pandemi sonrasında yeni bir döneme giriyor.
Balıkesir bence bu avantajlarını iyi anlatmalı.