Paylaş
Birçok gazetede çalıştı, haberler yaptı, köşe yazdı.
Şimdi de Amerika’da...
Hem yazılarından kopmadı, hem de hobilerinden...
Ama hobileri giderek bir iş planı haline geldi.
Geçen gün müthiş bir haber öğrendim.
Amerika’da daha önce Pentagon, Smithsonian Enstitüsü, IMF, Dünya Bankası ve Inova Well gibi kurumlarda stres yönetimi teknikleri öğreten Elvan Demirkan, mart ayında Amerikan Kongresi üyeleri ve personeline de ders verecek.
ABD’de 6 Ocak’ta seçim sonuçlarına itiraz eden Başkan Donald Trump’ın destekçileri Kongre binasına baskın gerçekleştirmişlerdi. Saldırı sırasında başkanlık seçimini onaylamak için oy veren kongre üyeleri masaların altında saklanarak korku dolu saatler geçirmişlerdi. Baskından sonra Demokrat ve Cumhuriyetçi Parti üyeleri arasındaki siyasi gerginlik daha da arttı.
20 yıldır başkent Washington DC’de yaşayan İzmirli Elvan Demirkan, 20 yıllık tecrübe, beceri ve iç görüsü ile moralleri yerle bir olan kongre üyeleri ve personeline meditasyon ve stres atma teknikeri ile destek olacak.
Elvan gerçekten de çok başarılı işler yapıyor.
Şimdi üstleneceği bu yeni plan da arkadaşı olarak beni çok gururlandırdı.
Elvan Demirkan şöyle diyor:
“Bugün Amerika’da yeni ve umut dolu bir gün. Yeni yönetim; iyileşmeye, yaraları sarmaya ve bütünleşmeye önem veriyor. Farklılıklarımıza rağmen aynı dünyada, hatta aynı çatı altında yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Vereceğim dersin de böyle bir döneme denk gelmesi benim için çok anlamlı. Sunum yapacağım kişilerin kariyerlerinin en tepe noktasındaki insanlar olduklarının farkındayım. O yüzden onları zekaları ile yakalamaya çalışacağım. Sunumumu ‘iyileşme ve yenilenme’ konsepti üzerine kuracağım: Kim olursanız olun, hepimiz insanız ve sadece insan olmanın getirdiği fonksiyonsuzlukları yaşıyoruz. Hayatımızdaki strese karşı kendimizi her an kasıyoruz. Uykumuzda bile.. Kronik gerginlik, bu tepkilerin bedenimizde yuva oluşturmasıdır. İş hayatının getirdiği uzun süreli baskı ve stresin bedeli çok ağır. Amacım; stresin yıpratmasına izin vermemek için küçük bir perspektif sunmak. Özellikle gergin, öfkeli, endişeli, huzursuz hissettikleri zamanlarda içlerinde biraz rahatlayabilecekleri bir alan yaratmaya çalışmak. Kapasitelerinin sınırsız olmadığını ve enerjilerini sürekli yenilemeleri gerektiğini fark etmelerini sağlayacağım. Ve bedeni, nefes almaya, kendini bırakmaya alıştıran teknikleri öğretip, bunu ihtiyaçları olduğu her an farkedip, yapabileceklerini göstereceğim.”
En çok satanlara giren 4 kitap
ELVAN Demirkan İzmir’de başlayan hayatını 25 yıldır Washington DC’de yürütüyor. Oraya gidince başından geçenler ona mesleğini kazandırmış. 25 yıl önce gecenin geç bir saatinde eşi ile tartışıp, markete süt almaya giderken, ölümden döndüğü bir trafik kazası geçirmiş ve 6 ayda tekrar yürümeyi öğrenmiş. Ardından ailede ard arda ölümler, iflas ve boşanmalar olmuş. Tüm bunları atlatıp hayata devam ederken en çok satanlar listesinde yer alan 4 kitabın yazarı oldu. “Mutluluk anlayışım beni mutsuz ediyordu. İlişkiler, para, kariyer, sağlık, sıkı sıkıya sarıldığımız bu değerler çok değişken. Hiçbir şeyin garantisi yok. Yaşamın en özgürleştirici tarafı her şeye rağmen seçeneklerle dolu. Yeter ki sen bunları gör... Duygusal dünyanızı idare edebilme esnekliğini yakaladığınızda, sadece insan olmanın getirdiği pek çok sorunu; ruhumuzu, bedenimizi ve ilişkilerimizi yıpratmadan ele alabiliriz. Bunun için de bence en önemli şeylerden biri kendimize karşı tavrımız. Kendinize karşı tavrınız ne kadar katı ise; stres ve gerginlik o kadar birbirini tetikler. Ama kendinize karşı daha yumuşak ve anlayışlı iseniz, düşünce şekliniz daha kolay, daha yapıcı, sorunları ele alış şekliniz de öyle olur. Hayatınız daha kolaylaşır. Hayatta en korktuğunuz şeylerin sizi düşündüğünüz kadar mutsuz etmeyeceğinizi; en istediğiniz şeyin de hayal ettiğiniz kadar sizi mutlu etmeyeceğini söylesem ne düşünürsünüz? Bütün araştırmalar bunu ispatlıyor çünkü. Ben bunu şahsen yaşadım. Artık o yüzden mutluluk değil; bütünlük hissi önemli. Mutluluk anlık bir hisken, bütünlük insana ait bütün duyguları kabul ettiğin ve idare edebilmeyi öğrendiğin bir kavram. Yaşama anlam kazandıran da bu zaten...”
Mini rahatlamalar yapın
ELVAN Demirkan’a sordum.
“İnsanlar büyük dertlerle uğraşıyorlar. Ya da koşuşturmaca ile sağlığımızı ihmal edebiliyoruz. Sen gün içinde neler yapıyorsun?”
Şöyle cevap verdi:
“Dişlerinizi mi kenetliyorsunuz? Ellerinizi mi yumruk yapıyorsunuz? Parmaklarınızı mı sıkıyorsunuz? Omuzunuzu mu kasıyorsunuz? Bu bölgelerdeki gerginliğin kronikleşmemesi için her fark ettiğinde rahatla ve nefes al. Gün içinde defalarca bedeninizi kendini bırakmaya ve rahat nefes almaya alıştırmalısınız. Ben buna mini rahatlamalar diyorum.”
Bütünlük hissi kavramını sevdim
ELVAN’ın “bütünlük hissi” kavramı çok hoşuma gitti.
Galiba ben de böyle yapıyorum. Büyük fotoğrafa bakarken küçük fotoğrafı da unutmuyorum. Büyük hayaller kurarken günlük keyifleri kaçırmamaya; beni mutlu eden insanları, olayları sindirerek yaşıyorum.
Ve galiba böyle çok daha mutlu oluyorum.
Paylaş