Paylaş
Bir pandemi döneminden geçiyoruz ve önceliğimiz toplum sağlığımız...
Tedbirleri bu parametrelere göre alıyoruz, yeni normali güncel rakamlara göre yapıyoruz.
Mart ayındaki gibi karamsar değiliz aslında, çünkü aşılar bulundu ve yaygın bir şekilde dünyanın her yerine ulaşmaya başladı.
Bölgesel gecikmelere de takılmayalım.
Göreceksiniz mart ayından itibaren daha çok kişi aşılanacak.
Bu arada yerli aşılarımız da yaza hazır olacak.
Hepsi tünelin ucunun gözüktüğünü bizlere gösteriyor.
Ve ısrarla yazıyorum.
Bazen neden bu kadar sık yazdığımı eleştirenler oluyor.
“Önce sağlık, daha salgın bitmedi” diye hatırlatmalar yapıyor.
Ben de bitmediğini ve yılın sonuna kadar çok dikkat etmemiz gerektiğini biliyorum.
Ancak çarkları dönen işletmeler olduğu gibi “Kapat, açma” dediklerimiz var.
Türkiye’nin yiyecek içecek sektörünün büyüklüğünün herkes farkında olmayabilir.
65 milyar dolarlık bir büyüklükten söz ediyoruz.
En az 2 milyon kişinin istihdam edildiği bir sektör, aileleriyle birlikte 8-10 milyon nüfustan bahsediyoruz.
“Kapat” dediğimizde bu insanların önüne bir plan koymak lazım.
Çünkü bu insanlar geleceğe, Türkiye’ye güvendikleri için yatırım yaptılar, işletmeler açtılar.
Gelir varsa piyasaya borçlarını ödeyecekler, bankalardan kullandıkları kredileri kapatacaklar.
Olmazsa ne olacak?
Bazı mülk sahipleri bu işletmelere yardımcı oldular, bazıları ise sözleşme kurallarını uygulamaya devam ediyorlar.
Kime ne diyeceksiniz ki...
Sözleşme olabilir ama dünyanın şartları hangi sözleşmeye uyuyor ki...
O zaman devletlerin bu işletmelere yardımcı olması gerekir.
Avrupa Birliği ülkeleri de restoranlara, benzer işletmelere kapat dedi.
Ama sonra da döndüler ve bir önceki yıl gelirlerinin yüzde 75’ini ödediler.
Şimdi bu işletmeler açıldıklarında yüzde 25’lik bir gelir kaybıyla işe başlayacaklar.
Bu telafi edilebilir.
Türkiye’de ise paket servisi yapabilen işletmeler var ama çoğu da yapamıyor.
Hem fiziki imkanları yeterli değil hem de lojistik olarak hizmet veremiyorlar.
Ve birçok büyük işletme sahibiyle konuştuğum için biliyorum.
En iyisinin yaptığı ciro normal koşulların yüzde 5’ine denk gelmiyor.
Bir yandan pandemi şartları, bir yandan ekonominin koşulları...
Biliyorum bu dengeyi bulmak kolay değil, imkan meselesi aynı zamanda...
Ama tekrarlıyorum. Bu işletmeleri kaderine bırakamayız.
Kredilerini ötelemeliyiz.
Kira yardımı yapılıyor ama belki de rakamı artırmalıyız.
Ve bu işletmeleri artık açmalıyız.
HES kodunu ilk öneren bendim.
Ve yine söylüyorum.
Açalım yoksa bir çoğu batacak.
Türkiye’nin 2 milyon çalışanı, aileleriyle 10 milyon insan haber bekliyor.
Turizm ormanını destek bekliyor
İZMİR’in ormanları yanarken içimiz karardı. Hatay da yanarken öyleydi. Yüzlerce kilometre uzakta olmamıza rağmen yüreğimize bir ateş düştü. Şimdi bu alanları yeniden yeşille kavuşturmalıyız. Türkiye çapında büyük bir kampanya yapılıyor. Ben de destekliyorum.
“Daha Yeşil Bir Dünya için Turizm Ormanı” sloganıyla başlayan proje sürüyor.
Hatay; 2019 yılında toplam 79 yangında 72 hektar ormanını kaybetti. 2020 yılının Ekim ayında ise 300 hektar orman kül oldu. Milyonlarca ağaç yok oldu, binlerce hayvan yaşamını yitirdi ve yaşam alanlarını kaybetti, dünyanın akciğerlerinden biri daha söndü.
Hatay’da yok olan ormanları geri getirmek mümkün olmasa da yeni bir orman yaratmak, geleceğe hep birlikte nefes olmak mümkün.
Türkiye’nin önde gelen 17 turizm sivil toplum kuruluşu “Turizm Ormanı” projesini hayata geçirdi ve 2020 yılının kasım ayında Orman Genel Müdürlüğü ile protokol imzaladı.
Hatay’da kül olup giden ormanları yeniden yeşillendirmek için hedef 2021 yılında 100 bin ağaç olarak belirlendi.
Turizm Ormanı Projesi’nin ortakları şöyle;
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB), Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED), Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB), Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD), Türkiye Turist Rehberleri Birliği (TUREB), Turizm Restaurant Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği (TURYİD), Uluslararası SKAL Dernekleri Federasyonu (SKAL), Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği( POYD), Turizm Otel Yöneticileri Derneği (TUROYD), Sağlık Turizmini Geliştirme Konseyi (THTC), Turizm Akademisyenleri Derneği (TUADER), Tüm Aşçılar ve Pastacılar Federasyonu (TAŞPAKON), Türkiye Aşçılar Federasyonu (TAFED), Turizmciler Derneği (TURDER), I-MICE, İstanbul Doğa Sporları Kulübü ve Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği (TUYED)...
Turizm ormanına kısa mesaj yoluyla destek vermek için;
TURIZM ORMANI yazıp 2026’ya gönderebilirsiniz.
Turizm ormanı hesabına para transferi yoluyla destek vermek için de https://turizmormani.tuader.org/ adresine girerek yapabilirsiniz.
Projeyi destekliyorum.
Kalabalıkları özledik
AVM’ler kapandığı dönemde e - ticaret patladı. Perakende de öyle... Ama bu restoranlar için geçerli olamaz. Paket servisini herkes istemeyebilir. Ama daha önemlisi ve güzel olan insanların restoranlara gidip sosyalleşmesiydi. Arkadaşlıkların dostluğa dönüşmesiydi. İş görüşmelerinin olgunlaşması imza aşamasına gelmesiydi. Ya da bir veda için o masada buluşmaktı. Yani özledik. Kalabalık sofraları gerçekten özledik.
Boş tribünler de hüzün veriyor
AŞILAR yaygınlaşmadı ama mart sonuna doğru rakamlar yeniden gözden geçirilip aşı olanlar maçlara gidebilmeli. Nasıl boş restoranlar hepimize hüzün veriyorsa boş tribünler de bana aynı duyguyu veriyor. Bence aşı olup antikoru oluşanlar maçlara gidebilmeli.
Paylaş