Paylaş
Geçenlerde okuduğum bir araştırmada yabancı öğrencilerin de Türkiye’deki üniversiteleri tercih ettiğini okudum. Özellikle Ortadoğu öğrenciler İstanbul ve İzmir üniversitelerini istiyorlarmış.
İzmir Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Necdet Doğanata’yla geçenlerde bu konuyu konuşuyorduk.
“Biz de böyle düşünüyoruz, ama uygulamalar hiç de kolay değil” dedi.
“Ne tür sorunlar var?” diye sordum, birçok ayrıntı anlattı.
Yabancı Öğrenci Sınavı, bu yıla kadar Yüksek Öğretim Kurumu tarafından uygulanan bir eleme sınavıydı.
Bu sınavdan sadece 40 puan barajını aşan yabancı öğrenciler, Türkiye’deki üniversitelere başvurma hakkı kazanıyorlar.
Yabancı öğrencilerin YÖS sınavında başarılı olamamaları halinde de birçok belgeyi göstermeleri gerekiyor.
Ne bunlar...
SAT I (Scholastic Aptitude Test) sınavından en az 1000 puan, ACT (American College Test) sınavından en az 21 puan, GCE (General Certificate Education) sınavlarında en az iki konuda A seviyesi, Uluslararası Bakalorya (International Baccalaureate-IB) diploma notu en az 24 puan, Fransız Bakalorya diploma notu en az 12 puan, ABITUR sınavından en az 4 puan, Matura diploma notu 2, Ürdün ve Filistin’de yapılan Tawjihi sınavında tüm derslerden alınan sınav notu ortalaması en az 80, Lübnan’da yapılan Bakalorya (Baccalaureate Libanais) sınavında diploma notu 100 üzerinden en az 70 ya da diploma notu en az 13, Suriye’de Al-Shahada-Al-Thanawiyya (Baccalaureate) sınavında başvurulan programın puan türünde 240 üzerinden en az 170 puan, İran lise diploma notu (Diplome Debirestan) ortalaması 20 üzerinde en az 12 ve “Pişdaneşgahi” bitirme notu 20 üzerinden en az 12, Çin Halk Cumhuriyeti’nde yapılan üniversite giriş sınavında (Gaokao) başvurulan programın puan türünde 750 üzerinden en az 450 puan...
Liste uzayıp gidiyor.
Peki, bir Türk öğrenci yurt dışında eğitim almak istese kayıt anında bu belgeler isteniyor mu?
Cevabını Necdet Doğanata’dan aldım:
“Türkiye dışındaki ülkelerde yabancı öğrencilerin bir üniversiteye kayıt yaptırabilmeleri için böyle bir sınava girme zorunlulukları bulunmuyor. Sınava girmek yerine belge getirmek, isteyen öğrenciler için de kriterler çok yüksek tutulmuş durumda. Pek çok yabancı öğrenci için eğitim kapısı olabilecek Türk üniversitelerine girmek oldukça zorlaşıyor. Bu yıl YÖS sınavı son kez YÖK tarafından yapılacak. Ancak, önümüzdeki seneden itibaren YÖK, her üniversitenin alacağı yabancı öğrenci için YÖS benzeri bir sınav yapmasını zorunlu tutuyor. Bu durum da elbette birden fazla üniversiteye başvurmak isteyen yabancı öğrenciler için büyük zorluk. Her üniversitenin kendi sınavını hazırlaması, bu durumu belli oranda karışıklığa neden olacak gibi gösteriyor. Aynı şehirde yer alan üniversitelerin ortak bir sınav hazırlamaları durumu da tartışılan konular arasında, ama henüz son karar verilebilmiş değil.”
Benim önerim...
İzmir üniversitelerinin bu konuda ortak bir iradeyle hareket etmeleri...
Çünkü, ABD ve birçok Avrupa üniversitesi yurt dışından gelen öğrenciler sayesinde önemli gelirler elde ediyor.
Türkiye de İzmir de yabancı öğrenciler için bir cennet...
İzmir’in üniversiteleri giderek daha fazla tercih edilir kurumlar haline geliyor.
Pekala...
Bizler de birçok yabancı öğrenciye ev sahipliği yapabiliriz.
Seneye de seçim var
Bugün referandum, yarın seçim...
Seçim döneminde de “Kime oy vereceksin, açıkla mı” denecek.
Evet de hayır da...
Bireysel bir karar...
Tıpkı seçimlerde her vatandaşın özgür iradesiyle sandığa gidip oyunu istediği partiye atması gibi...
Bir odanın, bir derneğin, bir vakfın başkanı istediği diye, yönetim kurulu karar aldı diye, o örgüte üye olan herkes aynı oyu atmak zorunda mıdır?
Eğer öyleyse...
O zaman bunun adı demokrasi olmaz.
Metrodan sonra kent estetiği
METRODA çok önemli bir etap olan Aliağa – Menderes hattı pazartesi günü seferlere başlıyor. Sonrasında da diğer etaplar gelecek. İzmir metroyla çok geç tanıştı. Bugün rakamlara bakıldığında İzmirlilerin bu kısa hatta bile metroyu tercih ettiklerini, hedeflendiği gibi 500 binin üzerinde vatandaşın her gün seyahat edeceğini gösteriyor.
Metro tam anlamıyla bittiğinde İzmir çok daha farklı olacak. Buna inanıyorum.
Metro gibi büyük ve önemli projeler, gerçekten zaman ve kaynak istiyor.
Bundan sonraki beklentim; İzmir’in estetiğe ve mimariye önem vermesi...
Ne yazık ki, gecekondular “kent yenileme” denilen kulağa hoş gelen bir kavramla yıkılıyor, apartmanlar dikiliyor.
Bazen içimden “Gecekondular bir süre daha kalsın” demek geliyor.
Çünkü, öyle kötü, estetikten uzak ve kenti çirkinleştiren binalar yapılıyor ki...
İnanın üzülüyorum.
Aynı duyguları birçok kişinin yaşadığına da eminim.
O yüzden bu kentin odaları, dernekleri bazen “medyatik davalar” peşinde takılacaklarına, dikkatlerini bu yöne çevirseler çok daha iyi olacak.
Paylaş